17 Ağustos 1999 depreminde tüm mal varlıklarını kaybeden Hakan Serbes ve ailesi, 16 yılda sıfırdan bir dondurma markası oluşturdu. Asrın depremi olarak nitelendirilen 17 Ağustos 1999 depreminin acıları halen unutulmuş değil. Depremde bütün mal varlıkları denize gömülen Serbes ailesi de, geçen 16 yıl içerisinde yaralarını sarmaya çalıştı. Ailenin en küçük ferdi olan Hakan Serbes ve ailesinin 1952 yılından beri Gölcük Değirmendere Sahili'nde işlettikleri dondurmacı dükkanı, 17 Ağustos 1999 depreminde sulara gömüldü. 45 SANİYEDE FAKİR OLDU
Bütün mal varlıklarını 45 saniye içerisinde kaybeden Serbes ailesi, depremden sonra sıfırdan tekrar başlayarak 16 yıl içerisinde bir dondurma markası oluşturdu.
EVİ KALDI, İŞYERİ BATTI
Depremin ardından yaşadıklarını anlatan Hakan Serbes, "Deprem gecesi aşırı bir sıcak vardı burada. Saat 02.30 sularında kapattık dükkanı. Normalde üç gibi kapatıyoruz, Allah'tan o akşam biraz erken kapatmışız. Bir tane florasan vardı dondurma dolaplarının üzerinde, onun tamiratı olması gerekiyordu. Onunla uğraşmak için kalsak bir yarım saat sürerdi.
Bende çalışan arkadaşlara, 'Arkadaşlar bu gece aşırı derecede sıcak var. Çok yorulduk. YarınSabah hallederiz' dedim. Eğer onunla uğraşmış olsaydık belki de şu anda hayatta bile değildik. Gerçi orasını Allah bilir de. Gece dükkanı kapattık. Eve gittim. Yüzyılın felaketini yaşadık. Sonra çok şükür evimiz yıkılmadı iki katlı olduğu için. Ama tüm iş yerlerimizi, imalathanemizi, yani ticari anlamda her şeyimizi kaybettik. Ticari olarak sıfıra düştük" dedi.
YENİDEN BAŞLADI
Depremin ardından dondurma işine ailecek tekrar başladıklarını söyleyen Serbes, "Çok şükür ki babam önderliğinde abimle beraber sırt sırta verip tekrardan her şeyimizi geri kazandık. O günlerde hayal bile edemiyordum, yani bir evim olacak, kendime ait bir arabam olacak, bir iş yerimiz olacak kendimize ait. Ama çalışınca Allah veriyor. Bizde helalinden çalıştık, üç kardeş sırt sırta verdik. Her şeyimizi tekrardan geri aldık.
ELİMDE SADECE ANAHTAR KALDI
Depremden hemen sonra bize haber geldi. 'Sizin oralar su doldu' falan dediler. Bizim de dondurma makinalarımız var, onlar da pahalı malzemeler. Babam, 'Bari çocuklar onları kurtaralım sudan etkilenmesinler' dedi. Bizde koştuk işte. Bir geldik karşıda TÜPRAŞ cayır cayır yanıyor. Bizim dükkandan eser yok. Bizim dükkanın oralar tamamen su dolmuş. Dükkan ortada yok. Elimde sadece bir tane anahtar kaldı işte. Şöyle bir anahtara baktım. 'Bari onu da dükkanın bulunduğu noktaya doğru atayım' dedim. Böyle bir hatıra oldu benim içinde" diye konuştu.
DENİZİN İÇİNE GİTTİ
Dükkanlarının denizin içine gittiğini anlatan Serbes, "Değirmendere'nin tam merkezinde Çınarlık Meydanı'nın bulunduğu bölgede bizim dükkanımız vardı. Şu anda denizin içerisinde, kıyıdan yaklaşık 20 metre açıkta bulunan bölgede de bizim dükkanımız vardı o zamanlar. Şu anda eski dükkanımızın yerini belirlemek için mavi bir duba koydurduk oraya. Orada önceden dükkanlar, kokoreççiler, dondurmacılar vardı. Çay bahçeleri vardı. Hep tek katlıydı oradaki iş yerleri. 'Burada yıkım olmadı' diyor bilim adamları. Bize öyle dediler.
22 METRE YERİN DİBİNE OTURDU
Bir kara parçasının kayması ve 22 metre yerin dibine oturması olayı var. Orada kaldı bizim iş yerimiz de. Depremden 10-15 gün sonra Değirmendere'de DESSAT Sualtı Topluluğu'nun yapmış olduğu araştırmalarda çıkan dondurma kepçemiz bizim için inanılmaz bir sürpriz olmuştu. Enkazdan çıkan tek hatıra olarak bu kepçeyi saklıyoruz. Allah bir daha yaşatmaz diye tahmin ediyorum inşallah. Şu an o DESSAT'taki dalgıç arkadaşlar halen haftanın her günü buraya gelip hem dalış hem de eğitim yapıyorlar. Başka bir şeyler daha çıkar diye tahmin ediyoruz ama bu zamana kadar hiçbir şey çıkmadı. Çıkma ümidi ile bekliyoruz işte" şeklinde konuştu. -