Kırıkkale
Depremin ardından Kırıkkale Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı Hatice Hanım Kız Öğrenci Yurdu'na eşi Şahabettin ve 20 yaşındaki kızı Elif Yaren ile yerleşen Özer, görevlilerin yardımıyla Malatya'dan yurda getirilen 60 yaşındaki bakıma muhtaç hasta kardeşiyle de ilgileniyor.
Ayşe Özer, AA muhabirine, deprem gecesi tarif edilemeyecek kadar zor anlar yaşadıklarını belirterek, o gece oruç tutmak için eşiyle sahura kalktıklarını söyledi.
Bu sırada 10. katta bulunan dairelerinin beşik gibi sallanmaya başladığını ve binanın yan yatacağını zannettiklerini belirten Özer, şöyle devam etti:
"Sadece dua ederek bağırdık. Yapacak bir şey yoktu. Çok korkunçtu, hiç yaşamadığımız bir şeydi. Deprem durduğu anda kaçmaya başladık. Duvarların döküntülerinin arasında 10. kattan nasıl indiğimizi hatırlamıyoruz. Dışarıda da kar vardı. Dışarıya çıkınca toprağın dalgalandığını gördük. Korkunç bir gürültü vardı. Evlerin birbirine değdiğini hissettik. Deprem değil, kıyametti. Çok korkunç anlardı, Allah kimseye göstermesin. Evimiz son katta olduğu için deprem sırasında çatı kısmı tamamen uçtu. Yağmur ve kar evin içine doldu."
Özer, depremin ardından 2 gün Yozgat'ta arkadaşlarının yanında, ardından da kısa süre Ankara'da kaldıklarını dile getirdi.
Daha sonra Kırıkkale'ye yurda yerleştiklerini ifade eden Özer, "Allah devletimizden ve milletimizden razı olsun. Hiç olamayacak kadar rahatız. Yemeğimiz, sıcacık odalarımız, çok rahatız. Şu anda yaralarımızı sarmaya, psikolojimizi düzeltmeye çalışıyoruz. Çok zor günlerdi. Tek eksiğimiz ne olacağımızın belirsizliği ama Allah devletimize de güç kuvvet versin." dedi.
Hasta kardeşinin bakımıyla da ilgileniyor
Özer, kız kardeşinin bağırsak problemi dolayısıyla ameliyat edildiği için deprem sırasında hastanede yoğun bakımda yattığını aktardı.
Altı kardeş olduklarını ve depremin ardından can havliyle herkesin bir yerlere gittiğini ifade eden Özer, şunları anlattı:
"Bir tek hasta kardeşim mağdurdu, yürüyemiyordu. O Malatya'da kaldı ve çok üzüldüm. Sonra sağ olsunlar, buradaki müdür hanım buradan yer ayarlardı, onu da getirdik. Kalbimiz rahat. İyiyiz, mutluyuz. Kardeşimle de çok ilgilendiler, tekerlekli sandalye getirdiler ve yapılması gereken her şeyi yaptılar. Kardeşimin eşi yok zaten. Burada bakımıyla da ilgilenebiliyoruz. Bakıma muhtaç, yürüyemiyor. Kardeşim 3-4 aydır yoğun bakımda olduğu için kimseyi göremiyor. Bir tek oğlu bakımını yapıyordu. Burada yan odalardaki kadınların kendisini sormasından çok mutlu, 'Komşularım var' diyor. Önceki gün hava güneşliydi, tekerlekli sandalye ile dışarı çıkardım. Yemekhaneye getirince 'Ben yemek yiyemem, insan göreyim' dedi. Etrafa bakmakla o kadar mutlu oldu ki odasına çıkarınca 'Ben düğüne gittim, düğün salonundan geliyorum, o kadar mutluyum' dedi. Aylardır tek başına bir odada kalan biri. Burada mutlu olacağını düşünüyorum."