İnegöl Belediyesi, Kent Konseyi ve Aile Akademisi iş birliğiyle Sani Konukoğlu Konferans Salonu'nda “Çocuklarımızı kim nasıl tehdit ediyor?” konulu konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin, ailenin sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada tehdit altında olduğunu belirterek, “Bu meselenin hepimiz farkındayız, ama sebeplerini görmekte zorlanıyoruz. Boşanmaların, şiddetin, uyuşturucunun, tüketim bağımlılığı, kumar alışkanlığı ve benzeri meselelerin ardında yatan asıl sebebi göremediğimiz müddetçe çözüm üretmemiz de mümkün değil. Doğru bir tedavinin ilk şartı, doğru bir teşhiste bulunmaktır. Bunun için önleyici aile modelinin ilk prensibi 'tehlikenin farkında olmaktır.' Peki tehlike nedir? Tehlike, semptomlarla meseleyi karıştırmamızdır. Boşanmalar, uyuşturucu, kumar, marka bağımlılığı vs. bunların hepsi semptomdur, belirtidir. Semptomlar hastalığın sinyalleridir" dedi.
"Bonzai ülkemizde yasak, ama bonzaiye götüren bütün yollar serbest" diyen Gültekin, "Biz bugün bonzaiyi konuşuyoruz, ama çocuklarımızı buna iten haz merkezli materyalist kültürü konuşmuyoruz. Hatta diyebilirim ki, bu kültürü yücelten, sahiplenen argümanlar kullanıyoruz. Bu projede ele alınacak sorunların tamamının altında yatan ana sebep sekülerleşmemizdir. Gösteriş ve şov kültürü içinde yaşıyor, fakat çocuklarımızın kötü arkadaş etkisinde kalmasından, marka tutkusundan, kumar bağımlılığından yakınıyoruz. Buradaki tezatı anlayabilmemiz gerekir. Şov kültürü/popüler kültür, beğenilme, alkışlanma, çoğunluğa dahil olma üzerine kuruludur. Hepimiz beğenilmek istiyoruz, alkışlanmak, güçlü olmak, zengin olmak istiyoruz. Çocuklarımızın rütbesiyle, zekâsıyla, makamıyla, kazandığı parayla, kazandığı üniversiteyle övünüyoruz. Çokluğu seviyor, yalnız kalmaya, horlanmaya, kınanmaya tahammül edemiyoruz. Çocuklarımız bizdeki bu zaafları görerek, hissederek büyüyor. Eğer çocuklarımızın bundan uzak büyümesini istiyorsak, ilkin onlara düşmanlı bir dünyada yaşadıklarını öğretmeliyiz. Evet, bizim düşmanımız var. Düşmanlı bir dünyada yaşamak demek buzlu bir yolda yürümeye benzer. Ama biz düşmanımız yokmuş gibi davranıyoruz. Rahat ve konfor arıyor, çocuklarımıza rahat ve konforlu bir hayat vaat ediyoruz. Bakın dinimiz bize sürekli düşmanımızı tanıtıyor. Düşmanımızın olduğunu bilmek, bizi uyanık kılar, bilgili kılar, bilinçli kılar” diye konuştu.Çocukların bir kahramanı olması gerektiğini söyleyen Gültekin, “Anne-babalar çocuklarını onların ilgilerine, yeteneklerine ve kişiliklerine uygun kahramanlarla tanıştırmalıdır. İslam tarihinde ve günümüzde çocuklarımıza model olabilecek pek çok gerçek kahraman vardır. Bu kahramanlar evde bol bol sohbet konusu olmalıdır. Çocuklarımıza şunu sık sık vurgulayalım, 'Yanlış olmaktansa, yanlışlarla birlikte olmaktansa yalnız ol” şeklinde konuştu.