Uzun süredir ekranlardan uzak olan televizyon haberciliğinin duayenlerinden Ali Kırca'nın hayatını kaybettiği iddia edildi. Ölüm sebebinin ise kalp krizi olduğu belirtildi.
Bu söylenti üzerine sosyal medyada ve internette "Ali Kırca öldü mü?" sorusunun cevabı aranmaya başlandı. Twitter'da Ali Kırca'nın en çok konuşulanlar arasına girmesi sonrası meslektaşları bu iddiayı yalanladı.
"ALİ KIRCA İLE KONUŞTUM, TORUNUNU SEVMEKLE MEŞGUL"
Gazeteci Özlem Gürses ile Gürkan Hacır sosyal medya hesaplarından çirkin iddiayı yalanlayan paylaşımlarda bulundu. Kırca ile konuştuğunu belirten Gürses "Ali Kırca ile az önce konuştum. 4 aylık torununu sevmekle meşgul... "bugün de ölmedim" dedi. :) çok şükür hayatta... bu vesile ile beni mesleğe başlatan ve çok sevdiğim Ali beyin de sesini duymuş oldum." dedi.
Gürkan Hacı ise "Usta Televizyoncu Ali Kırca'nın öldüğüne ilişkin haberler doğru değil." ifadesini kullandı.
ALİ KIRCA KİMDİR?
Aslen soyadını aldığı Sultandağı'na bağlı Kırca köyü kökenli olan Ali Kırca 1949 yılının Ocak ayında o dönemin etkin yerleşim yerlerinden biri olan Akşehir'de doğdu. 1963 yılında İstanbul'a geldi ve Deniz Harp Okulu'ndan mezun oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Hukuk Fakültesi'nde okudu. Daha 17'li yaşlarda medyaya ilgi duymaya başlayan Kırca, 1974 yılında TRT'de muhabir olarak mesleğe başladı.
SİLAHLI KUVVETLER DÖNEMİ
Ali Kırca'nın 1969 yılında bir deniz teğmeni iken ve yayınladığı bir bildiri nedeniyle ordu ile ilişkisi kesilmiştir. Aralarında Kırca ve Sarp Kuray'ın da bulunduğu 83 ordu mensubu, 12 Mart'ta sıkıyönetim mahkemesinde yargılanmışlardır. Solmazer Davası'ndan ötürü idamı istenmiştir.
MEDYA DÖNEMİ
TRT'de çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra TRT Haber Dairesi Başkanlığı'na yükseldi. "Yurttan-Dünyadan" ve "32. Gün" programlarını hazırlayıp, "Açık Oturum" programını yöneten Kırca, önde gelen liderlerle yaptığı röportajlar sayesinde kariyerinde ilerlemeler sağladı.
Bir dönem TRT Washington temsilcisi olarak da çalışan Kırca, daha sonra 32. Gün ekibiyle birlikte yeni yayın hayatına başlamış olan Show TV'ye geçti. 42 yaşında "Kırkıncı Paralel" programını Washington ve New York'ta hazırlayıp, sundu. 1993 yılında Türkiye'ye döndü ve ATV Haber Dairesi Başkanı oldu. 31 Ocak 1994'de Türkiye'nin ilk anchorman'i olarak ATV Ana Haber Bülteni'ni sunmaya başladı. Hemen arkasından 10 Şubat 1994'te yayına giren "Siyaset Meydanı" programını sunmaya başladı.
2001 ekonomik krizinin yaşandığı günlerde ATV ile anlaşamayarak Star televizyonuna geçti. Bir çok polemiğe neden olan Star'dan ayrılışı gecikmedi. 2002 yılında NTV ile anlaştı. Aynı yıl "Habersiz Türküler" adlı bir albüm çıkardı. Barış Manço'ya olan hayranlığı ile de bilinen ünlü anchorman, Sony Müzik'in çıkarttığı "Yüreğimdeki Barış Şarkıları" adlı albümde "Güle güle oğlum" isimli parçayı seslendirdi.
NTV'den de ayrılması gecikmedi. Tekrar ATV'de sunucu olarak göreve başlayan Ali Kırca, aynı zamanda Sabah Gazetesinde de köşe yazarlığına getirildi. "Altanlar Meydanda", "Futbol Hayattır", "Hazan Mevsiminde Aşk", "Sedir Ağacının Kokusu", "Şimdi İyi Haberleri Veriyoruz", "Susurluk Çarkı", "Barış Manço'ya Özlem", "700. yılında Osmanlı" adlarıyla 8 adet kitabı yayınlandı.
2 yıl boyunca Anadolu Üniversitesi'nde TV Haberciliği dersi verdi. Bahçeşehir Üniversitesi'nde öğretim görevliliği yapmaya başlayan Kırca, ("Golden Rose" ödülü başta olmak üzere) yaptığı programlarla birçok uluslararası ödül de kazanmıştır. Candaş ve Ozan adlarında iki oğlu vardır. ATV'nin Çalık Grubu'na satılması üzerine, kanalla yollarını ayırarak ekibiyle birlikte Show TV'ye transfer oldu.