Bursa’da medya temsilcileri ile birlikte toplantıda bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, siyasette tek doğru adresin millet olduğunu ifade etti.
Türk Milleti’nin kendinden yana olana teveccüh gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Ana muhalefetin öğrenmekte çok geç kaldığı bir hususu tekrar vurgulamak isterim ki, bizim insanımızın yüce gönlü kendini anlayana, kendinden olana kayar. Milletimiz her zaman kendi içinden çıkana teveccüh göstermiştir. CHP yönetimi ve Sayın Kılıçdaroğlu ise bu gerçeği bir türlü öğrenemezken bir şikayet hastalığına tutulduklarını görüyoruz. Milletimizin yanında durmadıkları gibi her fırsatta ülkelerini yabancılara şikayet ediyorlar. Biliyorsunuz önce Alman dergisine, geçtiğimiz günlerde de kendisini ziyaret eden İngiliz Bakana şikayet etti. Bu arada Brexit ile AB’den ayrılma kararı almış İngilizlerin büyükelçisini de pas geçmemiş, Türkiye AB perspektifinden uzaklaşıyor diye şikayette bulunmuş. Yanlış kişiye şikayette bulundu diyemeyiz, çünkü şikayet ettiklerinin hangisi doğru adres? Ana muhalefet çaresiz bir şikayet hastalığına yakalanmıştır. Kime, neyi şikayet ettiğini karıştırmaktadır. Önüne kim gelirse ülkesini şikayet eden bir anamuhalefet anlayışı, maalesef bugüne kadar olduğu gibi ülkenin yönetimine hiçbir katkı sunmayacak bir acziyet içerisinde kıvranıyor. Ülkesinden ve milletinden kopuk bu anlayış milletimizi de, bizleri de üzmektedir.Siyasette tek doğru adres millettir; bunu da onlar öğrenemedi" dedi.
"BİRLİĞİMİZ KARAR GÖRÜRSE GİTTİĞİMİZ YOLLARIN ANLAMI KALMAZ"
Siyasi tarihe bakıldığında milletin yanında değil de güç ve vesayet odaklarının gözüne bakarak siyaset yapanların uzun soluklu olmadığını hatırlatan Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi tarihe bakarsanız, vatandaşın değil de başka güç ve vesayet odaklarının gözüne bakarak siyaset yapmaya kalkanların uzun soluklu olamadığını, belirli kesitler akabinde silinip gittiğini görebilirsiniz. İnsanımızın gözünün içine bakarak istikamet çizenler ve halka hizmet edenler ise, hem uzun soluklu olmuşlardır hem de milletimizin gönlünde kalıcı olmak şerefine ermişlerdir.Bu düşüncelerle Bursalı hemşehrilerimin gönlünü herşeyden çok önemsediğimi, Bursalıların düşüncelerinin önceliğim olduğunu altını çizerek vurgulamak isterim. Her şey Bursa için. Her şey Bursa’mızın güzel insanı için. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki, bizler Türkiye için çalışıyoruz, Bursalı hemşehrilerimiz için çalışıyoruz. Gönül verdiğimiz AK Parti’mizle insanımıza hizmet davamızda, Türkiye için çatışmak değil çalışmaktan yana olduğumuz tüm Türkiye’nin malumu. İktidarımızda geride kalan sürede ödün vermediğimiz bu ilkemizden vazgeçmeyi asla ve asla düşünmüyoruz.Burada ayrıca ifade etmek istediğim bir husus daha var. Bursalı hemşehrilerim birlik ve beraberliğimizin halel görmemesi için, tek vücut olarak yola devam etmek için en üst seviyede hassas olduğumuzu unutmasınlar. Birliğimiz, dirliğimiz zarar görürse, kardeşliğimize halel gelirse ne gittiğimiz yolların ne vardığımız neticelerin anlamı kalmaz."
"MEDYA 15 TEMMUZ’DA GÜZEL BİR SINAV VERDİ"
İlkeli, güçlü ve bağımsız bir medyanın milli iradenin gücünü artıracağını ifade eden Çavuşoğlu, "Bunun en canlı ve en yeni örneğini 15 Temmuz hain darbe kalkışması esnasında yaşadık ve gördük. Medyamız, 15 Temmuz 2016 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlara davetini milletimize ulaştırarak bağımsız ve milli bir tavır sergilemiş, güçlü bir milli iradeden ve demokrasiden yana net tavır koymuştur. Aziz milletimizin yazdığı 15 Temmuz destanında, güçlü demokrasi için medyanın rolünün ehemmiyetini tüm dünyaya anlatan basınımızın siz değerli temsilcilerine, buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Tüm dünya o gece, yalan, iftira ve çarpıtma yerine doğru ve güvenilir bilgilere yer verdiği zaman medyanın demokrasiyi nasıl güçlü kıldığını görmüştür. Bu millet tarihe bağımsızlığını altın harflerle bir kez daha kazırken, sizler de demokrasimizin lehine cansiperane görev yaparak gerçekleştirdiğiniz aralıksız canlı yayınlarınızla destek oldunuz. Bu açıdan medyamızın dünyaya verdiği dersi ayrıca vurgulamak isterim. Özellikle günümüzde yanlı, tek taraflı, hatta kasıtlı bir propaganda dilinin hakim olduğunu gördüğümüz Batı medyasının, bu noktada ülkemiz basınının 15 Temmuz’da sergilediği net tavırdan çıkarması gereken büyük bir ders söz konusudur. Sizlerle bir araya geldiğimiz bu buluşmanın amacı hem bizler için ifade ettiğiniz önemi paylaşmak hem de sizleri dinlemek şüphesiz. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün ülke genelinde yerel basınla gerçekleştirdiği bu ve benzeri organizasyonlar, ifadelerimizin sadece sözlerden ibaret olmadığının da bir göstergesidir. Sizlerin katılımlarıyla yapılan seminerler, eğitimler, gerek yurt içinde gerekse yurtdışında gerçekleştirilen gezi ve toplantılar yerel basının hem ödüllendirilmesi ve geliştirilmesi, hem de eksikleri ve sıkıntılarını ortaya koyarak en etkili, hızlı çözümün hayata geçirilmesi amacını taşımaktadır. Bakınız yaklaşık 1 ay önce, 14 Temmuz’da Yerel Medya Özendirme Yarışmasını yine Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün himayesinde gerçekleştirdik. Bu yıl bu organizasyonun 30. yılı. Bu son derece önemli bir rakam. 30 yıldır bu ülkenin yerel basınına yönelik, taşıdığınız sorumluluğun önemine dair bir büyük organizasyon gerçekleştiriliyor ve emeklerinizin ödüllendirilmesi, onore edilmesi için bir çaba ortaya konuluyor. Bu yıl 516 kişi 629 eserle katıldı yarışmaya. Bu katılım geçen yıla oranla iki kat fazla bir rakamı ifade ediyor. Demek yerel medyanın önemi konusunda ortak bir payda da buluşabilmişiz. Bunun artarak devam etmesini ümit ediyorum" diye konuştu.
Medya temsilcileriyle yapılan toplantıya Bursa Valisi İzzettin Küçük, Ak Parti Bursa Milletvekilleri Müfit Aydın, İsmail Aydın, Osman Mesten, Emine Yavuz Gözgeç de katıldı.
(Abdullah Çibir - Ahmet Faruk Çabuk / İHA)