Lenfomanın, insan vücudunda bulunan lenfoid dokunun kontrolsüz büyümesi ile ortaya çıkan bir kanser tipi olduğunu belirten Hematoloji Uzmanı Dr. Ülkü Ozan, lenfomaların kesin sebebi bilinmemekle birlikte, organ nakli yapılan, bağışıklık sistemini baskılayan immünsüpresif tedavi olan, AIDS hastaları ve bazı kimyasal maddelere, tarım ilaçları, petrol ürünleri ve radyasyona maruz kalanlarda, ailesinde Hodgkin dışı lenfoma öyküsü olanlarda daha sık görülmekte olduğunu söyledi. Ozan, “Lenfomalar temelde 'Hodgkin lenfoma' ve 'Hodgkin dışı lenfoma' adı altında iki büyük gruba ayrılır. Hodgkin lenfomalar, hastalığı ilk kez tarif eden Thomas Hodgkin’in adıyla anılmaktadır. Daha çok genç erişkinlerde ve sıklıkla erkeklerde görülen Hodgkin lenfoma kombine kemoterapi ile tam iyileşme sağlanabilen ilk habis hastalıktır” dedi.
Hodgkin dışı lenfomaların, B-hücreli ve T-hücreli olmak üzere iki ana grupta toplandığını ifade eden Ozan, “B hücreli lenfomalar daha sık görülmekte olup, sıklıkla lenf düğümleri ve dalak gibi lenfoid dokularda ortaya çıkar. Nadiren ekstranodal doku adı verilen mide, bağırsak, beyin, kemik gibi dokuların lenfoid hücrelerinden de kaynaklanabilir. Malign lenfoid hücreler, kan ve lenfatik kanallarla yayılarak metastaz yapabilir. En sık görülen hastalık belirtisi ağrısız büyüyen lenf düğümleridir. Bunlar boyun, koltukaltı ve kasıklarda, yuvarlak, hareketli, ağrısız şişlikler olarak ele gelebilir. Göğüs kafesi içindeki lenf düğümleri büyür ve bası yaparsa, nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde ve boyunda şişmeye sebep olabilir. Karın boşluğundaki lenf nodlarında, karaciğer ve dalakta büyüme sebebiyle karın ağrısı, şişkinlik, ele gelen kitle şikayetleri olabilir. Lenf düğümü dışı tutulumlar akciğer, karaciğer, kemik iliği, beyin gibi varsa, o bölgeye ait şikayetler ortaya çıkabilir. Başlangıçta kemik iliği tutulumu olan hastalarda kansızlığa bağlı halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı görülebilir. Bazen; nedeni bilinmeyen ateş, gece terlemeleri, son 6 ayda vücut ağırlığının yüzde 10’undan fazla kilo kaybı, kaşıntı gibi şikayetler lenfomaların ilk belirtisi olabilir” diye konuştu.
Lenfoma düşünülen hastalardan kan tetkikleri, boyun, toraks, tüm batın bilgisayarlı tomografi (BT) çekilmesi gerektiğini belirten Ozan, “Kesin tanı koyabilmek için, uygun görülen lenf düğümlerinden cerrahi yolla eksizyonel biyopsi önerilir. İğne biyopsileri genellikle yeterli olmadığı için, mümkünse tek bir lenf nodülünün total olarak çıkarılması gereklidir. Bazen kemik iliği biyopsisi ile de tanı konabilir. Sinir sistemi tutulumu düşünülüyorsa belden iğne ile beyin omurilik sıvısı almak gerekebilir. Lenfoma tanısı konulduktan ve alt tipi belirtildikten sonra, tedavinin planlanması içi evreleme yapılarak hastalığın tutulum yerleri saptanır. Bunun için görüntüleme yöntemleri ve kemik iliği biyopsisi yapılır. Hastalığın yaygınlığına göre evre I ile IV arasında kategorize edilir. Evrelendirmeden sonra hastanın yaşı, varsa yandaş hastalıkları lenfomanın alt tipi ve evresine göre kemoterapi planlanmaktadır” dedi.