Ankara 2 No’lu Baro Başkanı Avukat Sabri Hafif, başkanlığını yaptığı baronun kurulma sürecine ilişkin, “Dışlanmaktan, ötekileştirilmekten, hakarete uğramaktan, milli manevi değerlerimize saldırılmasından dolayı biz bu baroyu kurduk” dedi.
Ankara 2 No’lu Baro Başkanı Avukat Sabri Hafif, baro genel merkezinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Hafif, baronun son iki yıl içerisinde gerçekleştirdiği avukatlık mesleğinin geleceğine yönelik faaliyetleri ve adalet temalı çalışmalarını anlattı. Meslektaşlarının güven duymaya devam edeceği baro projelerine ilişkin bilgi de veren Hafif, avukatlığın daha saygın bir meslek olabilmesi için çalıştıklarını ifade etti. “Milli manevi değerlerimize saldırılmasından dolayı biz bu baroyu kurduk”
Ankara 2 No’lu Baro olarak temel değerleri belirlediklerini kaydeden Hafif, “En başta saygınlık. Özellikle yenilikçi düşünce tarzını genç arkadaşlar tarafından çokça toplantılarda ifade edildi. En çok konuşulan ve ihtiyacımız liyakat. Bizim temel değerlerimiz olmalı diye belirledik. Milli ve manevi değerleri önceleyen avukat arkadaşların oluşturduğu bir baro zaten burası. Biz bunları alnımız açık göğsümüz dik söyleyebiliyoruz” ifadelerini kullandı. “Bir salt hukukçu avukatlık hizmeti verdiğinden dolayı hapishanede değil”
Vatanperverlik duygusunu baroda öncelediklerini aktaran Hafif, şöyle konuştu:
“Şu anda barolar birliğinde yürüyen Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler destekli neredeyse bütün toplantılarında Türkiye Cumhuriyeti Devletinde basın mensupları, hukukçular, düşünürler hapiste diye sonuç raporları yazılıyor. Halbuki gerçekte olan öyle değil. Bir salt hukukçu avukatlık hizmeti verdiğinden dolayı hapishanede değil. Teröre bulaşmıştır, terör örgütü mensubudur, iltisaklısıdır. Yargılaması yapılmış, kesinleşmiştir ondan sonra cezaevindedir. Bunu yurt dışına şikayet eder vaziyette Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi’nin projelerinde sonuç raporlarına yazdırmak bize göre vatanperverlikle ölçüşen şeyler değil.”