Yıl 1985, Türkiye ligi'nde 1985-86 SEZONU başlamak üzere,BALKAN topraklarından kalkıp ailesiyle beraber Bursa'ya gelen Macar futbolcu ligin başlaşlamasını heyecanla beklerken, Türkiye'de geçeirdiği 1 yılın Bursaspor için; lig'de kötü, Kupa'da bir o kadar iyi ve kendi hayatınında bir o kadar hazin sonla biteceğini nerden bilebilirdi ki?
Dönemin Bursaspor başkanı Cavit Çağlar ve arkadaşları,Öze dönüş ve Yugoslav ekolü tutmayınca takımın teknik patronluğuna
A Milli Takımı çalıştıran Kalman Meszöly’nin tavsiyesi üzerine Macar Laszlo Szarvaş’ı getirdi.
Ardından Macar Hoca ile birlikte yurtdaşıları Tulipan ve Kerekes isimli iki oyuncu da transfer edildi.Sonrasında Laszlo Szarvaş’ın ömrü, kötü sonuçlardan dolayı ancak 6 hafta sürdü. Ligin 6.haftasında son sırada ve puanı olmayan Koacelispor’a 1-0 kaybedilen maçın ardından Macar Hoca gönderildi.
Bursaspor, Szarvaş’ın yerine önceki yıllarda olduğu gibi Muhtar Tucaltan ı getirildi ama, deneyimli antrenör de ilk yarı bitimine kadar görev yapabildi.Bu kez sırada, 1970’li yılların başında Bursa’ya, Bursaspor’un ilk yabancı teknik direktörü unvanıyla gelen Tomas Kaloperoviç vardı.
Bu teknik direktörler Sezon başında transfer edilen Mihaly Tulipan'ı neredeyse tüm maçlarda oynattılar ve Macar forvet lig'de 3 gol attı.Tulipan, cana yakınlığı ve başarılı futbolu ile o dönemde camianın ve tribünlerin sevgilisi haline gelmişti.Eşi ve çocukları ile birlikte pazarda, caddede, kafede, lokantada insanlarla iç içe olması onu bir anda Bursalıların sevgilisi haline getirmişti.
Hele ki o dönem hiç önemsenmeden gelinen 1986 Türkiye Kupası finalinde attığı gol bu sevgiyi tavan yaptırmıştı.
Finaldeki rakip İzmir’in mütevazı ekibi Altay’dı. Şans Yeşil beyazlı takımın yanındaydı. Kura sonucu karşılaşmanın yapılacağı yer Bursa olarak belirlendi.Bunun yanı sıra, Altay’ın başında Bursaspor için tanıdık bir isim Kemal Ömeragiç vardı ve takım kaptanı da bir yıl önce Bursaspor formasını başarıyla giyen Mirsad Seydiç’ti.
28 Mayıs 1986 tarihinden oynanan karşılaşmayı Tulipan ve Beyhan’ın penaltıdan attığı gollerle 2-0 kazanan Bursaspor artık Federasyon Kupası galibiydi.Bursa şehri o sezon Türkiye Kupasını almanın büyük sevincini yaşıyordu. Bu sevindirici gelişmelerin keyfi yaşanır ve Cumhurbaşkanlığı Kupası hazırlıkları yapılırken,Ramazan Bayramı'nın sevincide diğer yanda yaşanıyordu.
Bursaspor'lu çoğu futbolcu bayram iznini memleketinde geçirirken,Macar Tulipan, ailesi ile birlikte Bursa'da kalma kararı aldı ve bayramda Apolyont gölüne yani Gölyazı'ya gezmeye gideceklerdi.Eşi ve kızıyla birlikte Araba'ya binmiş ve yola koyulmuştu.Gölyazı'ya vardıklarında göl'de tekne turu yapmak istediler.Aslında her şey güzel başladı hava günlük güneşlikken birden çıkan fırtına ile birlikte telaşa kapıldılar.Kayık bir sağa bir sola sallanıyordu ve çok geçmeden kayık alabora oldu.Bir şehri attığı golle sevince boğan adam eşi ve kızı ile birlite genç yaşta boğularak hayata gözlerini yumdu.Fırtına dindiğinde köylüler kayığın geri dönmediğinin farkına vardılar vearamaya çıktılar,kısa bir süre sonra alabora olmuş kayık'ı gördüler ancak her şey için çok geçti. Acı haber Türkiye'nin dört bir yanına dağıldı.Bursaspor ve Bursa büyük bir yas içine girdi.7’den 70’e herkes bu kadersizliğe gözyaşı döktü.
Atatürk Stadyumu önünde yapılan tören'de yürekler bu acıya zor dayandı. Şeref tribünü giriş kapısı önüne konan tabuta sarılan rahmetli Amigo Yaşar şöyle haykırıyordu:“Tulipaaaaan, Tulipaaaan. İster Hıristiyan ol,ister Müslüman.Sen hep kalbimizdesin inan”Tarihi bir sevgi, tarihi bir veda idi bu...