Ankara
Glover ve Schweickart, Uzay Kaşifleri Derneği (ASE) tarafından Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezinin (GUHEM) ev sahipliğinde düzenlenen "Planetary Congress" (Gezegen Kongresi) kapsamında ziyaret ettikleri GUHEM'de AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Uzaydaki tecrübelerinden bahseden Schweickart, oradayken bir kameranın arızalanması ve 5 dakikada sakince düşünebilmesi sonucunda nerede bulunduğunu fark ettiğini ve buna minnettar olduğunu dile getirdi. Schweickart, "Dünya'ya bakıyordum ve o perspektiften herkesi, tüm hayatı aşağıda görmek çok önemliydi ve çok güçlü bir etkisi vardı. Asıl büyük, kendime sorduğum soru şuydu: 'Ben ben miyim, yoksa ben biz miyim?' Ve o an tüm insanlığı temsil ettiğimi fark ettim." şeklinde tecrübesini paylaştı.
Glover da uzaydaki tecrübelerini anlatırken "anda kalıp o anı yaşamanın" en büyüğünün o an, o tecrübeyi yaşamak olduğunu ifade etti.
Anı yaşamanın eşsiz olduğunu anlatan Glover, gelecek misyonu için sabırsızlandığı ve yalnızca Ay'ı göreceği için değil, Dünya'yı da görme şansı olacağı için çok mutlu olduğunu söyledi.
Glover, astronotların uzayı, makineleri, yazılımları ve insanları sevdiğine işaret ederek, "Günün sonunda kalıcı olan 'ilham'. Bu işi yapan herkes, hepimiz bir şekilde Apollo neslinden etkilendi. Artemis nesli olarak adlandırılan bu dönemin başlangıcının parçası olmak gerçekten çok özel. Gelecek programın da ismi ne olursa olsun, insanlı uzay keşfinin gelişmesine katkı sağlamaya ve genç insanlara ilham vermeye devam edecek. Burada birçok çocukla ve gençle de buluşacağız ve umuyorum ki yıllar sonra onlardan birine de uzaya dair sorular sorarsınız." diye konuştu.
Artemis II misyonu
Glover, birkaç aydır Artemis II için eğitim aldıklarını, Orion uzay aracını ve fırlatma sistemini öğrendiklerini belirterek, yakında simülasyonlara başlayacaklarını ve misyonla ilgili şirketlerle, NASA ve Avrupa Uzay Ajansından yetkililerle görüştüklerini bildirdi.
Temelde 3 konuya, eğitime, yeni Orion aracını öğrenmeye, testlere ve misyonun ne olduğunu anlatmaya odaklandıklarını vurgulayan Glover, şunları kaydetti:
"Misyon 10 gün sürecek. İlk gün Dünya'nın yörüngesi etrafından geçirip Ay'a giderken her şeyin güvenli olduğundan emin olmak için sistemleri kontrol edeceğiz. 24 saatin ardından Ay doğrultusunda ilerlemek için çalışmalar yapacağız, motoru çalıştırıp yaklaşık 5 dakikada Dünya'nın yanından geçip Ay'a yöneleceğiz. Ay'a varmamız yaklaşık 4 gün alacak. Maalesef Ay'ın etrafında dönmeyeceğiz ancak Ay'ı 2 bin ile 10 bin kilometre arasındaki bir mesafede geçeceğiz. Sonrasında Dünya'ya geri döneceğiz ve 4 gün sonra Pasifik Okyanusu'na iniş yapacağız. Bu misyonun eşsiz tarafı ilk 24 saatte aslında Orion uzay aracının kenetlenmesine dair simülasyon çalışması yapacak olmamız. Böylece bu sistemin sonraki misyonlarda çalışacağından emin olacağız. Bu özel bir kısım olacak ve Orion'un daha uzun süreli misyonlarda güvenli bir şekilde insanları uçurabileceğinden emin olabileceğiz."
Schweickart da 50 yıl önce kendisinin Apollo 9 misyonuyla Ay'a gittiği dönemde, "Apollo günlerinde Ay modülü test eden ilk insandım ve şimdi Victor'un bahsettiği benzer şeyleri 50 yıl önce yaşadım. Bu harika." dedi.
"Türkiye'nin 2 astronotu olması heyecan verici"
Schweickart, 43 yıl önce ASE'yi diğer astronot ve kozmonotlarla Soğuk Savaş'ın sürdüğü ve pek çok sorunun yaşandığını dönemde kurduklarını ve uzaydan Dünya'yı görebilen nadir insanlardan olduklarını anlattı.
O dönemde bir araya gelebilmenin önemine dikkati çeken Schweickart, "Şu an ASE'de 34-35 ülkeden üyeler var. Çok farklı diller konuşuluyor ve bazen ülkelerimiz birbiriyle sorun yaşıyor ama biz uzaya gittiğimizde her birimiz sadece insanız. Hepimiz Dünya'da yaşıyoruz ve kozmosa doğru ilerliyoruz ve önemli olan da bu. Organizasyonumuz kozmosta ortaya çıkan gelecek gerçekliğini temsil ediyor." diye konuştu.
Glover da ASE tarafından GUHEM'in ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğin özel olduğunu ve her yıl farklı ülkede konferans yapıldığını belirterek, Türkiye'yi ilk kez ziyaret ettiğini ve konferansın burada olmasının çok özel olduğunu dile getirdi.
Türk halkının etkinliğe ev sahipliği yaptığı için gurur duyuyor olması gerektiğini ifade eden Glover, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gerçekten Türkiye'nin eğitimi alan iki astronotu olması bana çok heyecan veriyor. Onlardan biri çok yakın zamanda uzaya gidecek. İlhamın gücü, uzay misyonları tüm Türkiye'de bir etki yaratacak ve Türkiye için gerçekten heyecanlıyım. Onlar da bundan gurur duymalı. Umarım misyonlarımız sonunda insanlı uzay uçuşlarının gelişmesine katkı sağlar. Birlik halinde olmak çok önemli ama misyonlarımız uzay ve havacılık sanayisinin gelişimini, Türkiye'deki bilim ve teknolojinin geleceğini gerçekten geliştirebilir."
"GUHEM çocuklar için harika"
GUHEM ziyareti sırasında Ay simülatörünü deneyen Schweickart, simülatör sayesinde Dünya'daki yerçekimi olmadan hareket etmenin ilginç olduğuna işaret ederek, yatay olarak hareket etmek zor olsa da eğlenceli olduğunu anlattı. Glover da simülatörün harika olduğunu ve "yerçekimsiz ortamda" kolayca aşağı ve yukarı hareket etmenin mükemmel olduğunu söyledi.
Schweickart, GUHEM'in dünya çapında en iyi havacılık ve uzay müzelerinden biri olduğuna dikkati çekerek, çocukların böyle yerlerde eğleneceğini ve bunun harika olduğunu belirtti.
Glover, GUHEM'in çok etkileyici olduğunu ve astronotlar olarak aktivitelerden heyecanlandıklarını vurgulayarak, uzayla ilgili örnek düzenekleri denemenin çocuklar için harika bir deneyim olduğunu bildirdi.
Bunun gerçek öğrenme yöntemi olduğunu ve ilham verdiğini kaydeden Glover, GUHEM'i görebildiği için de çok mutlu olduğunu sözlerine ekledi.