Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 47'inci birleşimi açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı yönetiyor. 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine devam ediliyor.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bugün son iki saattir Parlamento'nun çalışma düzeninin biraz şaşmış görünüyor olduğunu ifade etti. "İstemeyerek de olsa bunda sizin de yönetim tarzınızın etkisi olduğunu da düşünmüyor değilim." diyen Altay, bu Parlamento'nun kimsenin vatanseverliğinin, hukuka saygın olup olmama noktasındaki tutarlılığının sınanacağı, test edileceği yer olmadığını, kimsenin elinde böyle bir terazi de olmadığını vurguladı.
Bu Parlamento'daki herkesin ya da sandıktan çıkmış herkesin uymakla mükellef oldukları kaideler, kurallar olduğunu hatırlatan Altay, şöyle devam etti: "Başta Anayasa var. Böyle baktığımız zaman, yarım saattir Sayın Cumhurbaşkanı'na saygınlık, Sayın Cumhurbaşkanı'na saygı gösterme zorunluluğundan bahsediliyor, Sayın Cumhurbaşkanı'nın tartışılmamasının gereğine işaret ediliyor; biz de onu istiyoruz, bizce de Cumhurbaşkanı tartışılmamalı. Ama, Cumhurbaşkanı kendisini tartıştırmak için âdeta her gün bir formül, bir yol arıyor, yol çıkarıyor kendine. Yüzde 52'yle değil, yüzde 98'le bile seçilmiş olsa Cumhurbaşkanı'nın 'Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımıyorum.' demek hakkı ve haddi değildir, bunun altını çizmeliyiz. Burada demokrasi var, burada diktatörlük yok, bu demokrasi sonsuza kadar yaşayacak, bunun altını çizmek istiyorum. Anayasal bir kurumdur Anayasa Mahkemesi. Müteaddit defalar Cumhurbaşkanı'nın bu Yüce Meclis'in kendisine ayak bağı olduğunu söylediğini biliyoruz, yargının kendisine ayak bağı olduğunu söylediğini biliyoruz. İşine gelirse Sayın Cumhurbaşkanı, bu ülkede yasama da olacak, yargı da olacak, siz de paşa paşa buna uyacaksınız, buna uyduğunuzu, uyacağınızı beyan edeceksiniz. Ali kıran baş kesen değildir Cumhurbaşkanlığı halk oyuyla seçildim diye; böyle bir şey yok, bunu asla kabul edilmiyoruz."
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETLERİNİN PKK'YA, IŞİD'E DAYANAK VE DESTEK OLDUKLARINI, YARDIM VE YATAKLIK YAPTIKLARINI İDDİAYLA SÖYLÜYORUM"
Siyasetin bir nezaket ve vicdan işi olduğunu ifade eden Altay, ama siyasetçilere edep konusunda, saygı konusunda örnek olması gerekenin Cumhurbaşkanı olması gerektiğini vurguladı. "Milletin cibilliyetiyle, terbiyesiyle, yok, 'Ananı al git.' bilmem, şu bu diyen bir üslupla konuşan Cumhurbaşkanın hak ettiği saygıyı görmesini de kimse beklemesin." ifadesini kullanan Altay, şöyle konuştu: "İkincisi, 'Cumhurbaşkanı eleştirilmez.' diye bir şey yok. Bu Parlamento'da bu cumhuriyeti kuran Atatürk eleştiriliyor, Cumhurbaşkanı da kim oluyor? Elbette onu da eleştireceğiz ve Cumhurbaşkanı'na 'diktatör' sıfatını yakıştırmak hakaret değildir, bir siyasi eleştiridir ve siz bunu kabul edeceksiniz. Sayın Tamer Dağlı'nın terör örgütlerine destek noktasına, sırtını terör örgütüne dayama noktasına gelince... HDP'yi bilmem ama ben Tamer Dağlı'nın konuşmasından kastettiğinin 62'nci ve 63'üncü Hükûmet olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin gerek PKK'ya gerek IŞİD'e dayanak olduklarını, destek olduklarını, yardım ve yataklık yaptıklarını buradan iddiayla söylüyorum, söylemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde bunun hukuki delillerini de ortaya koyacağız."
AK Parti sıralarından laf atmaların devam etmei üzerine ise Altay, "Ya, benim de Cumhurbaşkanım. Sen onun avukatı mısın? Benim de Cumhurbaşkanım." karşılığını verdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da "Eleştirilmez demedik, elbette Parlamento eleştirir. Biz saygılı bir üsluptan bahsettik. Sayın Altay diyor ki 'Biz diktatör' diye eleştireceğiz. Zaten eleştiriyorlar, dile getiriyorlar ama yetmiyor, 'Bunu siz kabul edeceksiniz.' diyor. Bu tahakkümdür Sayın Altay, tahakkümdür." ifadelerini kullandı.