Ankara
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, İstanbul'da yaşayan bir kişi, salgının yaşandığı 2020'de otomobille seyir halindeyken polis ekiplerince durduruldu. Sokağa çıkma yasağına uymadığı gerekçesiyle kişiye, 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca 3 bin 180 lira idari para cezası kesildi.
Bu kişinin, cezanın iptali istemi İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğince reddedildi. Bu karara karşı itirazı üst hakimlikçe kabul edilmemesi üzerine para cezasına çarptırılan kişi, "kanunda kabahat olarak sayılmayan bir fiil nedeniyle idari para cezası uygulandığını" ileri sürerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, "suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine", ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere karar örneğinin İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmesine hükmetti.
Gerekçeden
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, 1593 sayılı kanunun 282. maddesindeki "Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenlere veya zorunluluklara uymayanlara idari para cezası verilir." hükmü esas alınarak başvurucuya para cezası verildiği belirtildi.
Ceza tutanağında başvurucunun eyleminin sokağa çıkma yasağının ihlali olduğu, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282. maddesinin de yaptırıma kanuni dayanağı olarak gösterildiği bildirilen gerekçede, 282. maddede "kanunda yazılı yasaklara aykırı hareket etme" veya "zorunluluklara uymama" unsurlarının yer aldığı vurgulandı. Gerekçede şunlar kaydedildi:
"Burada dikkat edilmesi gereken husus, aykırı hareket edilen yasak veya uyulmayan zorunluluğun 1593 sayılı kanunda açık şekilde düzenlemesi gerektiğidir. Genel nitelikteki bir düzenlemeyle temel hak ve hürriyetlere sınırlama getirilemez. Kanunda yazılı olmayan yasak veya zorunluluklara aykırı davranışın cezalandırılması, kanun hükmünün açık ifadesi karşısında mümkün değildir."
Başvurucunun ihlal ettiği ileri sürülen sokağa çıkma yasağının İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisinin salgınla mücadele tedbirlerinden olduğu kaydedilen gerekçede, 1593 sayılı kanunda yer alan tedbirler arasında sokağa çıkmanın kısıtlanmasının bulunmadığına dikkati çekildi.
Gerekçede, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Başvurucunun eyleminin 1593 sayılı kanunun 282. maddesi hükmünde düzenlenen 'Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket etmek veya zorunluluklara uymamak' kapsamında yer aldığı kabul edilmiştir. Somut olaya uygulanan kuralın işaret ettiği (1593 sayılı kanunda yazılı) yasak veya zorunluluklara temas etmemesine rağmen başvuruya konu eylem öngörülmesi mümkün olmayan bir yorum ile kural kapsamına dahil edilerek ayrı bir kabahat olarak ihdas edilmiştir. Bu şekilde bir cezalandırmada bireylerin hukuki yardım almak suretiyle dahi hangi eylem ve kusurların kendilerine atfedilebileceğini, suçlu duruma düşebileceklerini bilebilmeleri mümkün değildir.
Kamu makamlarının söz konusu yorumunun, anılan hükmün amacını aşan ve öngörülemez bir yorum olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kanunun 282. maddesinde yer alan 'Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket etme veya zorunluluklara uymama' hükmünün başvurucuya isnat edilen sokağa çıkma yasağını ihlal etme fiilini kapsamadığı ve somut olayda Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."