Trabzon
.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}Babasından öğrendiği biniciliği 20 yıl sonra mesleğe dönüştürdüTrabzonlu 40 yaşındaki Hacer Aygün'e, henüz 7 yaşındayken babası, "Şahin" adını verdiği atı ile biniciliği öğretti.
Uzun yıllar "Şahin" ile Karadeniz'in dik yamaçlarında, engebeli yollarında zaman geçiren Aygün, evlenince atından ayrı kaldı.
4 çocuk annesi Aygün, ilk atı "Şahin"e duyduğu özlemle 20 yıl sonra Erzincan'dan iki at satın aldı. Aygün, "Şahin" ve "Rüzgar" adını verdiği atlarının, bakım ve beslenmelerini de üstlendi.
Eşi ve çocuklarına at binmeyi öğreten Aygün, bir süre sonra bu işi mesleğe dönüştürdü. Yılın büyük çoğunluğunu Akçaabat ilçesinin 1600 rakımlı Hıdırnebi Yaylası'nda geçiren Aygün, yaylaya gelen yerli ve yabancı gezginlere doğa ile iç içe atlı safari imkanı sunuyor.
Kar yağışıyla beyaza bürünen dağlarda at binmeyi de ihmal etmeyen Aygün, AA muhabirine, babasından öğrendiği biniciliğe 20 yıl ara verdiğini söyledi.
Bu işi meslek olarak yapmayı düşündüğünü, eşinin de kendisine destek verdiğini belirten Aygün, turizm işi yapıyorum. Turistleri atla gezdiriyorum. Memnunlar, bu da beni mutlu ediyor." ifadelerini kullandı.
"Atlarım da çok değerli, onlar benim her şeyim"
Aygün, işini severek yaptığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşim çok güzel. Atlarım da çok değerli, onlar benim her şeyim. Atlarımı çok seviyorum. Gerçekten çok sadık ve duygusal hayvanlar. Onun için ben onlara hep 'bebeğim' diye seslenirim. At bakmak zordur. Yazın iki günde bir şampuanla onları yıkarım. Ayak bakımları, nalları falan var. Bütün bakımlarını kendim yapıyorum. Bu iş benim baba mesleğim. Ondan öğrendim, şimdi de sürdürüyorum."
Eşinin de kendisine destek olduğuna işaret eden Aygün, "Eşimin atlarla ilgili bir bilgisi yok ama ben bildiğim için bana destek oldu. Ben de ona at binmeyi öğrettim. Eşimle beraber 5 yıldır da bu işi yapıyoruz. İnşallah daha uzun yıllar da yapacağız." dedi.
At binmenin çok hoşuna gittiğini anlatan Aygün, "Hoşuma gitmese bu işi yapamam. Dağda, ormanda güzel vakit geçiriyorum. En sevdiğim, atımla ormanın içinde kuş sesleriyle gezinmek. Kar yağsa dahi yaylaya araç çıktığı sürece buradayım." diye konuştu.
Hacer Aygün, özellikle Körfez ülkelerinden gelen kadın turistlerin at binmeye yoğun ilgi gösterdiğini kaydetti.