Bakımevinde dehşet

İstanbul Büyükçekmece'de özel bakımevinde gördüğü şiddet nedeniyle 23 Temmuz 2022 gecesi öldüğü iddia edilen Mehmet Eres'i annesi küçük yaşta bırakmış, bakımını ise halası üstlenmişti. Ailesi, daha iyi şartlarda bakılsın diye Mehmet'i 5 yıl önce bakımevine emanet etti.

Sabah’tan Mahmut Keşan’ın haberine göre gencin ailesine bir gece ölüm haberi verildi. Ölüm raporuna "doğal ölüm" yazıldı ve aile bu durumdan şüphelenmedi. Kurumun eski çalışanı ile kurum müdürünün nişanlısı aileye telefon açtı, "konuyu araştırın" dedi. Eres Ailesi güvenlik kamera görüntülerini izlediğinde Mehmet Eres'in hem fiziksel şiddete hem de psikolojik şiddete maruz kaldığı anlara tanık oldu ve yıkıldı. Aile adliyenin yolunu tuttu ve suç duyurusunda bulundu. Savcılık otopsi istedi. Eres'in mezarlığı tekrar açıldı ve adli tıpa götürüldü. Bakımevinin çalışanları tarafından öldürüldüğü iddia edilen Mehmet Eres'in halası yaşananları Sabah’tan Mahmut Keşan’a anlattı.

Yeğeni Mehmet Eres'i çok sevdiğini ve sık sık bakımevine giderek ziyaret ettiğini belirten hala Emel Şen, "Gece ağabeyimi arıyorlar, o gün beni arasalardı ben otopsi isteyecektim çünkü çocuğu sağlam bırakmıştık" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

"Ağabeyimi aradıklarında öldüğünü çok soğukkanlı olarak, "Murat Bey buraya gelmeniz lazım Mehmet vefat etti" diyorlar. Sonra kurumu ben aradım: "Mehmet nasıl" dedim. "Emel Hanım, Mehmet vefat etti" dediler. Ben, "Nasıl? dedim, bana, "yatağında gülerek öldü" dediler ve biz buna o an inandık ama gerçeği sonra öğrendik.”

Hala Şen, Mehmet Eres'e son görevlerini yerine getirdikten sonra birileri tarafından arandıklarını, ardından konuyu araştırmaya başladıklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Cenazeyi gömdük sonra bizi o kurumda eski çalışan Yasemin D. aradı, "Ağır narkotik ilaçların verildiğini" söyledi. Ben buna eski çalışan olduğu için inanmadım hani iftira atıyor vs. diye düşündüm ve "Daha önce neden söylemedin" dedim. O da, bana "abla bu çocuk sağlamdı neden araştırmıyorsunuz?" dedi ve benim içime kuşku düşürdü ancak yok saydım aramasını.”

“Aynı gün akşamı ağabeyimi, okul müdürü Binnur Hanım'ın nişanlısı Batuhan Bey arıyor vicdan azabı çektiğini belirterek: "Bu ölümü biz şüpheli görüyoruz. 1 ile 3 arasını araştırın" diyor ve telefonu kapatıyor. O adamın söyledikleri bizi etkiledi ve dedikleri doğru çıktı. Ağabeyim sabah gidiyor görüntüleri izliyor ve sadece ona ölüm anını izletiyorlar hani boğulma, eziyet kısımlarını göstermiyorlar. Biz boğulma hareketini görüyoruz ve okul müdürü bize, "evet biz de bu ölümü şüpheli gördük. İki defa polis çağırdık. Polis, "doğal ölüm raporu çıktı diye bir şey yapamayız" dedi.”

"Mahkeme sürecimiz oldu tekrar mezar kazıldı ve Mehmet otopsiye gitti. O sonucun erken çıkması için 5-6 ay beklememiz lazım, dilekçe verildi. Şu an tutuksuzlar; hepsinin tutuklanmasını istiyorum” diye Emel Şen, şöyle devam etti: “Mehmet'i yerlerde sürüklüyorlar, yan taraftaki binada oturan kişi kurumu arıyor, "Çocuk neden bu kadar çok bağırıyor? Bir şey mi var?" diyor. Yan taraftaki komşunun ifadesi var.”

Emel Şen, "Kurumda çalışan Aziz isimli kişi, -yani bahsettiğimiz şüpheli bu kurumda- iki sene önce bu kurumda bir cinayet olduğunu ve olayı örtbas ederek kapandığını, söyledi. Ama bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum" dedi ve şunları söyledi: "Mahkeme devam ediyor ama görüntüler izlendiği zaman eziyet sonucu ölmeme imkânı yok. Elleri arkadan bağlanıyor, sandalyeye çarşafları keserek bağlanıyor ve bunu hangi insana yapsanız durmaz. Otopsi sonucunu bekliyoruz ama normal ölüm dahi yazsa eziyet sonucu kriz geçirmesi var."

Kurumda çalışan bir kişiden, söz konusu bakımevinde iki yıl önce bir cinayet olduğunu ve bu olayın örtbas edilerek kapatıldığı duyumunu da aldıklarını kaydeden hala Emel Şen, "Ama bunun ne kadar doğru bilmiyorum. Mahkeme devam ediyor. Eziyet sonucu ölmeme imkânı yok. Elleri arkadan bağlanıyor, sandalyeye çarşafları keserek bağlanıyor ve bunu hangi insana yapsanız durmaz. Otopsi sonucunu bekliyoruz ama normal ölüm dahi yazsa eziyet sonucu kriz geçirmesi var" dedi.