ÇOCUKLARIMIZIN EN BÜYÜK İHTİYACI SAYGI VE GÜVEN
Çocuklarla gözden iletişim kurmanın şart olduğunu vurgulayan Dinçşahin, şöyle devam etti: “Çocuklarınızla mutlaka gözden iletişim kurmalıyız. Çocuklarınız onlara önem verdiğinizi mutlaka görmeli. Aslında çocuklarımızın en büyük ihtiyacı saygı ve güven. Anne-baba olarak saygı ve sevgiyi önce kendi aramızda yaşarsak çocuk da kendiliğinden öğrenecektir.”
ÖZGÜVENİN TEMELİ AİLEDİR
Özgüvenin çocuklar için en önemli nokta olduğunu belirten Dinçşahin, özgüvenin temelinin ailede olduğunu söyledi. Özgüven ailede öğrenilmediğinde devreye televizyon, internet, dış dünya gibi faktörlerin girdiğini kaydeden Dinçşahin, “Çocuklarımızda özgüveni geliştirmek için çocuğumuzu adam yerine koymayı bilmeliyiz. Ayrıca ‘ben yaparsam olur’ ilkesini uygulattırmalıyız. Çocuğumuzun hatasını ya da eksikliğini söylemek özgüveninde tahribat yaratacağı için kesinlikle böyle bir yöntemden sakınmalıyız. Başkalarıyla kıyas yapmaktan kaçınmalıyız. Çocuğumuzun her istediğini yaptırması ve çok konuşması özgüven göstergesi değildir. Üretmek, üstlendiği işleri gerçekleştirebilmek özgüven kazandırır. Çocuklarımızı, üretmesi için teşvik etmeliyiz. Şu unutulmamalıdır: Çocuklarımız bulunduğumuz ortamın meyveleridir” ifadelerini kullandı.
SADECE DERS BAŞARISI İSTENMEMELİ
Günün belirli zamanlarında çocuklarla düzenli olarak konuşulması ve çocukların sorularının ciddi ciddi cevaplanması gerektiğini anlatan Dinçşahin, çocuklardan tek istenenin ders başarısı olmaması gerektiğini vurguladı. Dinçşahin, çocukların başarıya götürecek iletişim yöntemlerini de maddeler halinde şöyle sıraladı:
Her girişiminde “yapamazsın” denmişse özgüveni gelişmez, tembel ve başladığı işi yarım bırakan biri olur. “Sen yaparsın, sen yaparsan olur” denirse özgüvenli, çalışkan ve başladığı işi bitiren biri olur.
Güven duyulmaz ve adam yerine konulmazsa kendini sevemez ve her alanda başarısız olur. Takdir edilir, güven duyulur ve yüreklendirilirse kendini sever, kendini adam yerine koyar ve başarının peşinden gider.
Saygı, sevgi, ve güven ihtiyaçları giderilmez ve soruları cevapsız bırakılırsa kişilik gelişimi gerçekleşmez, özgüvensiz olur. Kendi gücünü fark etmesine ve yeteneklerini ortaya çıkarmasına teşvik edilirse; iç yapısı doyurulur ve özgüvenli olur.
Her haliyle kabul görmez ve ayıplanırsa; utangaç ve çekingen, hatta korkak olur. Ne olursa olsun, ebeveynleri tarafından kabul ve destek görürse, girişken, iş bitirici ve kendini seven biri olur.
Yanında olumsuz, verimsiz ve beğenimsiz konuşulursa, öncelikle kendisini olmak üzere, hayatındaki hiçbir şeyi beğenmez, sevmez ve hayata olumsuz bakar.
Çevresinde hayata olumlu bakan, olaylar karşısında sadece verimi ile ilgilenen kişiler olursa, her zaman pozitif düşünceli, kendini seven ve teşekkür eden biri olur.
Unutmayalım ki davranışlar sonuçtur. Çözülmesi gereken, davranışlara sebep olan süreçteki yaşantıdır.