İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Narkotim Temel Eğitim Sertifika Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Bakan Soylu, terör ve uyuşturucunun birbirinin besleyen iki mesele olduğunu söyledi. "Uyuşturucu terörü finanse ediyor, terör de uyuşturucuya kanal açıyor, kullanıyor, dağıtımını gerçekleştiriyor" diyen Soylu, "Uyuşturucu meselesinde organize suç örgütleri, artık doğrudan terör örgütleriyle ilişki kuruyor. Hatta bazen şirket birleşmeleri gibi terör örgütlerinin çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Yani tıpkı iki şeritli bir yolun ileride tek şeride düşmesi gibi bu iki suç sahası, yani terör ve uyuşturucu, giderek yakınlaşıyor ve birleşiyor" ifadelerini kullandı. Terör örgütü PKK’nın uyuşturucu ticareti ve kaçak sigara ile kaynak sağladığına dikkat çeken Soylu, "Türkiye’de alınan kaçak bir dal sigara direkt terör örgütlerinin finansmanına ve onların değirmenine ciddi bir şekilde katkı sağlamaktadır" dedi.
"DÜZENSİZ GÖÇMENLER UYUŞTURUCU SATARAK YOLU BİTİRMEYE ÇALIŞIYOR” Uyuşturucu ile sadece karada değil denizde de mücadele ettiklerini anlatan Soylu, "Düzensiz göçmenler, her konakladığı yerde uyuşturucu satarak yolu bitirmeye çalışıyor. Bu tablo, bize bir kontrol sahası daha üretiyor, o da deniz. Uyuşturucuyu sadece karada kovalamıyoruz. İşin bir de deniz boyutu var. Doğu Akdeniz’de aldığımız tedbirler kapsamında, Sahil Güvenlik Komutanlığımız eliyle uyuşturucu kaçakçılığına müdahale edebilmek için halihazırda bin 100 personel, 21 gemi/bot, 3 helikopter/uçak, 2 mobil radar ve 1 insanlı keşif uçağı kullanılmaktadır" şeklinde konuştu. Avrupa’ya uyuşturucu konusunda da tepki gösteren Bakan Soylu, şunları söyledi: "2017 Avrupa uyuşturucu raporuna göre, Avrupa Birliği erken uyarı sistemi tarafından tespit edilen yeni uyuşturucu maddelerin yüzde 70’i son 5 yılda üretilmiş maddelerdir. Ayrıca Avrupa, eroinin olmazsa olmazı ara kimyasalları da üretiyor ve aynı zamanda bu kimyasalları nihai ürüne dönüştürebilmek için Asya’ya pazarlıyor, bunun denetimini yapmıyor. Sadece biz 2018 yılında 34 ton ara kimyasal yakaladık. Bu, 17 ton eroin demektir. Bütün bunların anlamı şudur, geç kaldığımız her gün, listeye yeni bir zehir ekliyorlar. Adamların beyinleri var ama maalesef kalpleri yok. Zehiri gelişmiş laboratuvarlarda üretiyorlar ve özellikle dünyanın doğusuna salıyorlar. Bunun da doğal güzergahı yine bizim güzel ülkemizden geçiyor. Geçerken önemli bir kısmı da maalesef burada kalıyor. Kato’da ele geçirdiğimiz terörist mağaralarında varillerle captagon, extacy buluyoruz. Aynı hapları, İstanbul’da torbacılarda da yakalıyoruz. Noktaları birleştirmek ve fotoğrafı görmek elbette zor değildir"
“YASAL HASSASİYET ZAYIF” Avrupa’da uyuşturucu konusunda yasal hassasiyetin de zayıf olduğunun altını çizen Soylu, "Laboratuvarları gelişmiş ama kanunları bu konuda geri kalmış. Uyuşturucuyu, özgürlük normları içine sıkıştırmaya çalışıyorlar. Birçok konuda birlik olan Avrupa, ilginçtir, bu konuda birlik olamıyor. Cezalar ve uygulamalar farklı farklı. Bir kilo eroin arzı için beklenen hapis süresi Hollanda’da bir yıl, Yunanistan’ta 20 yıl. Bir kilo esrar arzı için Yunanistan’da ceza 10 yıl, Hollanda, Fransa, Polonya, Lüksemburg ve diğer birkaç Avrupa Birliği üyesi ülkede ise hapis cezası öngörülmüyor. Bizde cezalar onlara göre daha ağır. Üstelik satılan veya verilen kişinin çocuk olması durumunda ceza alt sınırı 15 yıla kadar yükselebiliyor. Uyuşturucunun türüne göre, okul, yurt, kışla, ibadethane gibi toplu bulunan yerlerde ele geçirilmesine göre de cezalar artabiliyor" diye konuştu. Türkiye’ye yıllardır her konuda akıl vermeye çalışan Avrupa ve Amerika’nın uyuşturucu konusunda sessiz kaldığını vurgulayan Soylu, "Hükümet sistemimizden yaptığımız reformlara kadar her konuda atıp tutarlar ama nedense, uyuşturucu meselesinde hiç sesleri çıkmaz. Hatta size çarpıcı bir örnek vereyim, az önce Afganistan’dan bahsettik. ABD’nin Afganistan’a müdahale ettiği 2002 yılında Afganistan’daki haşhaş üretim alanı 17 bin hektardır. 2017’de ise üretim alanı tam 328 bin hektar’a çıkmıştır. Güya barış götürüyorlardı, terörden arındırıyorlardı, asıl niyetleri, bu verilerde açıkça görülmektedir" dedi. (İHA)