“Bir bakanın çıkıp, ‘Yangını elimizle mi söndüreceğiz’ demesine şahit olduk” diyen Hüseyin Baş, “Kimse sana elinle söndür demiyor. Biz işin burasında değiliz. Biz işin hazırlık boyutundayız. Buna ne kadar hazırız? Şimdi önümüzde beklenen büyük İstanbul depremi var. Buna ne kadar hazırız? Oradaki yangına bu kadar hazırsak, Allah muhafaza İstanbul'da yarın bir deprem olsa yapacak hiçbir şeyimiz yok gibi görünüyor. Merkezi hükümetin üzerine düşen görev bununla mücadeledir” dedi.
Orman kanunu!
Orman kanununun 69. Maddesinin , "Yangınlarla mücadeleyi Orman Müdürlüğü yapar" dediğini ifade eden BTP lideri, “Kanun sorumluğu merkezi hükümete bağlıyor. Orman kanununda bile bu görev merkezi hükümetin ama yönetilen orman kanunları hangi orman kanunu onu bilmiyorum. Biz ne duyduk, ‘Bunlar belediyenin işi’ diye duyduk. “ şeklinde konuştu.
Sorumlu kim?
“Burada problem şu; siz tüm yetkiyi kendinizde birleştirin ama hiçbir sorumluluğu almayın” diyen Hüseyin Baş şöyle devam etti; “Milli Eğitim Bakanı istifa etti veya görevden alındı. Eğitimin kötü olmasının sorumlusu muhalefet olabilir, belediyeler olabilir hatta öğrenciler olabilir ama yetkili kişi sorumlu değil. Maliye Bakanı istifa etti. Maliye Bakanı sorumlu olabilir, vatandaş sorumlu olabilir ama yetkilisinde sorumluluk yok. Böyle bir düzende gelinen sonuç bu.”
“İnanılmaz bir koordinasyon eksikliği var”
“Biz yangınlarda inanılmaz bir koordinasyon eksikliği olduğunu gördük” diyen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş şu ifadeleri de kullandı; “Trabzon Milletvekili sayın Ahmet Kaya THK uçaklarının önünde röportaj verdi, 'uçaklar burada' dedi. Bunların her türlü tamiratı yapılabilir ve gerekli yangın söndürme işlemlerini yapabilecek kabiliyetteki uçaklar. Çok daha gelişmiş teknolojiye sahip uçaklar olabilir ama elimizde kovayla su taşıtarak yangın söndürmekten çok daha makul olduğu kesin. Ülkede Orman Bakanlığı'nın bir tane yangın söndürme uçağı yok ama özel uçağı var. THK uçakları ise hangarda çürümeye terk ediliyor. Çıkmış bir belediye başkanı, 'Evi yanmayanlar keşke benim evimde yansaydı diyecek' dedi. Gelinen bu noktanın sebebi bizim birliğimizi muhafaza edecek milli şuurdan ve duygulardan uzaklaşmamızdır”