Kentte ilk olarak bir kahve markasının bayiliğini aldıktan sonra aldıkları talepler üzerine, ‘Türk kahvesiyle gül lokumu var, gül kahvesi neden olmasın’ fikriyle ilk kez gül ve lavanta kahvesini ürettiğini anlatan Abdullah Alkan, Isparta’da, bölgede ve Türkiye’deki bayileşme faaliyetlerinin ardından ürünüyle dünya markası olmak istiyor. Halen küçük bir atölyede sınırlı şekilde üretim yaptıklarını kaydeden Abdullah Alkan, Türkiye’de ilk ve tek olan ürünün günden güne tanınıp, üretimin artırılacağını söyledi.
"TÜRK KAHVESİNİN YANINDA GÜL LOKUMU VARDI, ‘GÜL KAHVESİ NEDEN OLMASIN?’ DEDİK VE ÜRETTİK"
Isparta’da bir kahve markasının bayiliğiyle sektöre giriş yaptıktan sonra gelen talep ve sorular üzerine gül ve lavanta kahvesi ürettiğini İHA muhabirine anlatan Abdullah Alkan, "Daha önce farklı bir kahve markasının bayiliğini yapıyorduk. Bu süreçte şehir dışından Isparta’ya şehir dışından gelen misafirler, ‘gül kahvesi var mı?’ gibi sorular sorması üzerine ‘yok’ dedikçe, içimizde böyle bir şeyin olması gerektiği hissiyatı oluştu. Genelde insanlar Isparta’ya geldiklerinde, memleketlerine gül lokumu veya gül ürünleri götürüyorlar. Bu gül lokumları da genelde Türk kahvelerinin yanında ikram ediliyor. Biz de ‘neden gül kahvesinin yanında gül lokumu ikram edilmesin?’ diye düşünürken, bu fikri yapma ve uygulama gereği hissettim. Bu şekilde Türkiye’de ilk ve tek olarak gül kahvesini imal ettik. Biz, kahvemizin içerisinde kesinlikle aroma, esans kullanmıyoruz, tamamen gülü işleyerek yapıyoruz" dedi.
LAVANTA KOKULU KÖYE GELEN 300 BİN ZİYARETÇİ LAVANTA KAHVESİNİ ÜRETTİRDİ
İlk olarak gül kahvesi üretimi ile kendi markalarıyla sektöre girdiğini anlatan Abdullah Alkan, Keçiborlu ilçesinde ‘Lavanta kokulu köy’ olarak bilinen Kuyucak’ın ünlenmesi sonrasında lavanta kahvesini ürettiklerini anlattı. Alkan, "Son zamanlarda bu lavanta kokulu köye de çok fazla rağbet olduğunu gördük. Bir dönem Keçiborlu ilçemizi 300 bin kişinin ziyaret ettiğini duyduk. İnsanların buraya geldiklerinde, memleketlerine buradan götürebilecekleri bir ürün olması gerektiğinin eksikliğini hissettik. Bu esnada bize farklı farklı sorular gelmeye başladı. ‘Isparta’da lavanta kahvesi de yapılabilir mi?’ dediler. Biz de bunu da yapalım diyerek lavanta kahvesini de yaptık. Önyargılı yaklaşmadık ve sürekli kahvenin üzerinde çalıştık. 6 ay gibi bir sürede bu lavanta kahvesini ortaya çıkardık. Sürekli farklı farklı versiyonlarını deneyerek bu lavanta kahvesini ortaya çıkardık" ifadelerini kaydetti.
"İÇİNDE GÜL VE LAVANTANIN KENDİSİ VAR"
"Kahvenin içerisinde lavantanın kendisi var" diyerek sözlerine devam eden Abdullah Alkan, "Lavantayı işleyerek kahvesini yapıyoruz. Bu gül kahvesinde de aynı şekilde, onu da gül yapraklarını işleyerek yapıyoruz. Kahvenin yapılışı itibariyle de, tüketici bunu evinde yaparken de diğer Türk kahvesi yapar gibi kolayca yapabiliyor. Yapımı zor bir ürün değil. Tüketici kaynatarak, karıştıra karıştıra bu kahveyi de kolayca yaparak servis edebiliyor. Ürünü yaparken, hem Türk kahvesi hem de gül veya lavanta orantılı bir şekilde içime sunuluyor" diye konuştu.
"ÜRÜNÜ ALAN BİR DAHA GELİYOR"
Az bütçe ve imkanlarla büyük güzel bir ürün ortaya koyduklarına inandığını kaydeden Alkan, "Yaptığımız gül veya lavanta kahveleri, çok büyük bütçelerle, reklamlarla ve üretim tesisleriyle bu işe girmedik. Bizim butik tarzında küçük bir kahve atölyemiz var diyebilirim. Şu anda ürünüz yeni, ufak ufak gidiyor. Bilen ve denemek isteyenler çok fazla değil ama ürünü alanlar bir daha geliyorlar, bu bizi çok mutlu ediyor. Ürünü alanlar eşine dostuna hediye ediyorlar" dedi.
"DOĞU ANADOLU İLLERİ VE YURT DIŞINDAKİ TÜRKLERDEN YOĞUN TALEP VAR"
Özellikle gül kahvesine Doğu Anadolu Bölgesi’nden yoğun talep aldıklarını, gurbetçi Türk vatandaşlarının da yurt dışına giderken götürdükleri üründen tekrar alma talepleri olduğunu anlatan Alkan, "Ürünümüze çok şaşırtıcı bir şekilde Doğu Anadolu Bölgesi’nden fazla rağbet var. Adıyaman-Gaziantep-Mardin gibi illerde kahve çeşitliliğine önem veriliyor. Çok fazla çeşit var orada ve insanlar bu çeşitliliği çok çabuk benimseyebiliyor. O bölgeden özellikle çok fazla rağbet alıyoruz. Bunun yanında Isparta’ya gelen gurbetçi vatandaşlarımız özellikle geçen yıl gül kahvesine çok fazla rağbet gösterdiler. Yaşadıkları ülkelere gittiklerinde, özellikle Ispartalı olanlar oradaki yabancı vatandaşlara kahvelerimizi ikram ettiler. Bu konuda sosyal medyadan çok fazla yorum alıyorum, olumlu dönüşler aldım. Gurbetçilerimiz, bir dahaki gelişlerinde daha fazla satın alacaklarını söyleyerek ‘keşke daha çok alıp götürseydim’ diyorlar" şeklinde konuştu.
"Türkiye’nin gül bahçesinden dünya markası oluşturma hedefine doğru"
Alkan, "Isparta, Türkiye’nin bahçesi diyebileceğimiz nitelikte bir şehir. İnsanlar, Türkiye’nin bu bahçesine geldiklerinde, burada oturduklarında, burada sevdikleriyle sohbet ederlerken buraya ait bir şeyi tüketsinler istedik. Öncelikli hedefimiz, Isparta-Burdur ve Antalya bölgesinde tanınır bir hale gelmek, buradaki dağıtım kanallarımızı düzgün bir şekilde oluşturmak. Daha sonrasında da diğer kahve ve gül ürünü satan firmalar gibi Türkiye çapında da satış noktaları oluşturmak ve bayilikler vermek amacındayız. Ürünümüzü mümkün olduğu kadar Türkiye’ye tanıtmak ve neden olmasın, ürünümüz belki bir gün dünyada da tanınan bir ürün haline gelebilir. Bu şekilde küçük adımlarla büyük işler başarmak için girişimlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz" dedi. (İHA)