Bursaspor Kulübü Başkanı Ali Ay, Divan Kurulu üyelerine hitap etti.
Başkan Ali Ay yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Değerli divan, Bursaspor camiası olarak içinde bulunduğumuz sürecin, ne denli zorlu olduğunu sizler de en az bizim kadar farkındasınız. Aslına bakılırsa bu süreç, sadece kulüp olarak bizim değil, hem ülkemiz hem de ülke futbolu adına çok ciddi bir sınav niteliği taşımakta. Spor kulüplerinin yaşadığı kriz, aynı zamanda içinde bir takım fırsatları da mutlaka barındırıyor ama biz, Bursaspor ailesi olarak maalesef, bir olma ve birlikte hareket etme özelliğimizi, belli başlı nedenlerden dolayı uzunca bir süredir unutmuş durumdayız.
Bölündük, parçalandık ve birbirine düşman insanlar haline getirildik.
Kongrelerden sonra kimin kazandığına ya da kaybettiğine bakmaksızın, asıl kazananın Bursaspor olması için herkesin taşın altına elini koyması gerekirken, taş üstüne çıkanlar ve alttaki elleri ezmeye çalışan insanlar ortaya çıktı. Ve onlar başta sosyal medya olmak üzere, tribünlerde de zehirli dilleriyle düşmanlığı körükleyerek, parçalanmayı hızlandırmak için ellerinden geleni yaptılar.
Her yazılana her konuşulana inanıyor, doğru mu değil mi hiç tartmadan, başkalarını yargılamaktan, aşağılamaktan ve itibarsızlaştırmaktan çekinmiyoruz. Üç senedir özellikle ikinci yarılarda puan cetvelinin alt sıralarında olmanın sorumlularından biri tabi ki biziz, ama sadece biz değiliz. Geçmişe dönüp muhasebe yaparsak, neden bu durumda olduğumuzun cevabını buluruz ama şimdi zaman muhasebe zamanı değil. Şimdi suçlu arama, fatura kesme zamanı değil. Konyaspor maçı sırasında başlayan ve maçın bitime 17 dakika kala hız kazanan protestoların takımı ne hale getirdiğini gördük.
Peki Sivas maçında ne gördük. Son ana kadar umudunu yitirmeyen, takımının arkasında duran taraftarın, son saniye golünü nasıl çağırdığını, futbolcularımızın da bu çağrıya nasıl cevap verdiğini hep birlikte gördük. İşte bu iki maç, yanlıştan döndüğümüzün, en çarpıcı fotoğrafıdır. Değerli Divan, biz hep birlikte, sizlerle beraber ekonomik ve sportif manada ölümüne bir savaş verirken, ne yapıldı biliyor musunuz? Bursaspor’a nefes aldıracak, Bursaspor’u büyük bir dertten kurtaracak bütün çabalarımız sabote edildi.
Akaryakıt, depolama ve diğer alanlarla ilgili yaptığımız her görüşmede, bizimle işbirliği yapmaya hazır insanların arkasından dolanıp, onları yalan yanlış bilgilerle vazgeçirdiler. Hatta Timsah Arena ismi konusunda yurt dışı temaslarımız sırasında bile Bursaspor’un önünü tıkamak için ellerinden geleni yaptılar. Bunlar Bursaspor’a pusu atan insanlar. Asıl acı olan, bunların arasında, Bursaspor’a hizmet için sizin karşınıza çıkanların bulunması. Bunların hepsini günü gelince konuşacağız. Onların ipliğini pazara çıkarmadan bize rahat yok. Kesinlikle söz veriyorum. Kim olduklarını da biliyoruz. Bunların asıl mesleği Bursaspor düşmanlığıdır. En iyi bildikleri iş itibar suikastçiliğidir…
Değerli Divan, biliyorum sadece benim değil, sizin de, dışarıdaki insanların da söyleyecek çok şeyi vardır mutlaka. Ama vaktimizi, bütün enerjimizi konuşmaya, eleştirmeye, suçlamaya ya da bizim açımızdan bakıldığında kendimizi savunmaya harcadığımız için, sahadaki takımı herkes unuttu. Bu iklim, dünyanın en iyi takımını da bozmaya yeter. Bu gerginlik ve güvensizlik, dünyanın en iyi oyuncularını da, bir anda en kötü oyuncuya dönüştürebilir. Bunun en güzel örneğini cumartesi akşamı statta hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla sizden rica ediyorum. Önümüzde birbirinden önemli 10 maç ve o maçlarda alınabilecek 30 puan bizi bekliyor. Hiç olmazsa şimdi, bütün hesapları bir kenara bırakıp, aynı Sivas maçında olduğu gibi sadece ve sadece maçlarımıza odaklanalım. Tek amacımız oyuncularımızı motive etmek ve sonuç ne olursa olsun onları yüreklendirmek olsun. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bu oyuncular sahaya takım elbiseyle, gömlekle değil, Bursaspor’un formasıyla çıkıyor ve en nihayetinde bizi, tarihimizi ve onurumuzu temsil ediyorlar. Gelin, hep birlikte takım olmayı başaralım ve bize hiç yakışmayan şu noktadan çok daha yukarılara çıkalım.
Değerli divan… Allah’ın izniyle bu hafta Ankara deplasmanından da galibiyetle dönebilecek güce ve özgüvene sahibiz. Sonrasında sahamızda oynayacağımız Galatasaray maçı, bu camianın gerçek gücünü göstermesi için büyük bir fırsat maçı olarak bizi bekliyor. Maç maç düşüneceğiz ve bu çemberin içinden hep birlikte çıkacağız. Değerli arkadaşlar. Tabi bizim Bursaspor Kulübü olarak tek problemimiz, saha içindeki durumumuz değil. Çok kapsamlı bir şekilde, içinde bulunduğumuz mali durumu ve buradan çıkışımızla ilgili plan ve stratejilerimizi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Ancak biliyorsunuz önümüzde bir mali genel kurul var. Bu genel kurulda, o güne kadar detayları da ortaya çıkacak olan Bankalar Birliği’nin borçların yapılandırmasıyla ilgili çalışmalarını da sizlerle paylaşacağım.
Ama şimdi, biraz önce söylediğim gibi, sportif olarak yaşadığımız sıkıntıları el birliği ile çözüme kavuşturmak için seferber olmak zorundayız. Bu konuda gerek yönetim olarak biz, gerekse sizler ve tribündeki taraftarlarımız, umarım tek yumruk olur ve ihtiyacımız olan puanları toplarız.
Sizleri tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”