Mustafa Emre ÖZGEN / bursa.com
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üç kolu ile çevrelenmiş Bursa, deprem riskini en yoğun yaşayan illerin başında geliyor. Çok değil, 150, 200 yıl önce meyve bahçelerinin bulunduğu yumuşak topraklar üzerinde şimdi on binlerce yapının bulunduğu, bu yapılarda milyonlarca insanın yaşadığı kent, tarih boyunca deprem ile iç içe yaşadı.
DEPREM NEDİR?
Üzerinde yaşadığımız yer kabuğu tek parça değildir. Katmanlardan meydana gelmektedir. Deprem, yer kabuğundaki çeşitli hareketler ya da daha derinlerde biriken enerjinin, yer kabuğunun zayıf bölgelerinden yüzeye çıkmasıyla meydana gelen bir olaydır. Saniyeler içinde olup biter.
Depremlerin şiddet ve büyüklükleri farklı terimlerdir. Şiddet, depremin yeryüzüne verdiği zarar şeklinde ölçülür. 1-12 arası derecelendirilir. Büyüklük ise depremin gerçekleştiği merkezin hesaplanmasının ardından o merkeze 100 km uzaklıkta sismograf denilen cihazın ölçtüğü sayısal değerdir. Yaşanan zemin yapısı, çevresel faktörler ve yapı kalitesine bağlı olarak orta büyüklükte bir deprem, büyük zarara sebep olacağından büyük şiddetle ölçülebilir.
BURSA’NIN DEPREM RİSKİ
Bursa’nın toprak yapısını 14 farklı toprak çeşidi ile birbirinden farklı yaşlarda kütleler oluşturur. Türkiye’nin doğusundan başlayan ve ortalama 1500 km uzunluktaki Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üzerinde olan Bursa’da Gemlik-Mudanya hattından, Atatürk Stadı civarında kent merkezinden ve İnegöl-Yenişehir bölgesinden geçen aktif faylar ve bunların uzantıları bulunuyor.
DEPREMLER KENDİNİ TEKRAR ETTİ
Bursa ve çevresini etkileyen depremlerin tarihi kayıtlarda, milattan önce 427 yılından itibaren yer almaya başlandığı görülüyor. MÖ 360 ve MÖ 287 tarihli depremlerin ardından 32, 120, 123, 262, 358, 362, 368, 447, 460, 478, 543, 554, 740, 989, 1063, 1143, 1327, 1400, 1418, 1463, 1555, 1674, 1705, 1707, 1709, 1711, 1712, 1719, 1754 depremleri ile kente en büyük zararı veren 1855 depremi gerçekleşti.
1855 depremine kadar MÖ 427 – MS 1754 arasında 1300 yıllık süre içinde gerçekleşen depremler, genellikle benzer özellikleri gösterdi. Marmara Denizi başta olmak üzere batıda Çanakkale ve Erdek’te hasara neden olan depremler, doğuda ise İzmit, İznik ile Bursa merkezine büyük zarar verdi. Öte yandan depremler genellikle yaz mevsiminde gerçekleşti. Tarihi kayıtlara göre 24 Ağustos 358 depremi gece üç sularında meydana geldi. İzmit’teki yapıların büyük bölümünün yıkıldığı depremden sonra çıkan yangın elli gün sürdü. Depremin oluş şekli ve hasar verdiği bölge 17 Ağustos 1999 depremini hatırlatırken, beraberinde gelen yangın ise 99 depreminden sonra başlayan büyük TÜPRAŞ yangınını hatırlatıyor.
1674 yılında meydana gelen ve 7 şiddetinde olduğu tahmin edilen depremde ise Osmanlı hanlarının ilk örneği olan Emir Han’ın kuzey kısmı yıkıldı, sonrasında 90 bin akçeye tamir ettirildi.
BURSA’NIN KÜÇÜK KIYAMETİ
Şimdiye dek Bursa’ya en büyük zarar veren deprem, 31 Ocak 1855 tarihinde meydana geldi. Halk arasında Küçük Kıyamet olarak adlandırılan depremin merkezi kimi kaynaklarda Mustafakemalpaşa olarak geçiyor. Depremin şiddeti 7,5 olarak kaydedildi. Osmangazi ve Orhangazi türbeleri başta olmak üzere kentte bulunan tarihi yapıların hemen hepsi hasar gördü. Irgandı ve Setbaşı köprülerinde çatlaklar meydana geldi. Artçısı ise ilk depreme yakın şiddette meydana geldi ve ölü sayısı 1300’ü geçti.
BURSA ÇEVRESİ BÜYÜK ZARAR GÖRDÜ
Deprem kent merkezi dışında da etkili oldu. Mudanya’da çeşitli yapıların zarar gördüğü bilinirken Mustafakemalpaşa bölgesinde toprak yarılmış ve yüzeye su çıkmıştı. Çevre köylerden Yunuseli, Çeltik, Soğanlı, Akçalar, Hasanağa, Görükle, Tahtalı, Kayapa, Demirci, Doğancı köylerinin gördüğü zarar kayıtlara geçmişti. Ayrıca ılıcaların suyu depremden etkilenmiş, Kükürtlü hamamlarının sıcak suyu kesilmişti. Yapılardaki büyük hasar nedeniyle Bursalılar uzun süre çadırlarda ve açık yerlerde iskân edildi. İlk üç gün halka gıda yardımı yapılamadı.
KOKU, GÜRÜLTÜ, UĞULTU…
Bursa’da 18 Nisan 1855 tarihinde ikinci bir deprem meydana geldi. Gece 01:10 sularında önce kente barut yapımında kullanılan bir madde olan güherçile kokusu yayıldığı ardından gürültü ve uğultu ile ikinci depremin başladığı kaydedilmiştir. Yaklaşık 30 saniye sürdüğü yeni depremin binalara hasar vermekten çok çarşılarda yangınlara sebep olduğu biliniyor. İlk depremden dört, ikinci depremden ise bir buçuk ay sonra bile Bursa’nın sokaklarının enkaz yığınları ile dolu olduğu de kayıtlara geçmişti.
1855 tarihinden sonra Bursa’da çeşitli tarihlerde küçük ve orta şiddetli tarihlerde depremler meydana gelmeye devam etti. Fakat bu büyüklükte bir deprem bir daha gerçekleşmedi.
Geçtiğimiz günlerde bursa.com’a açıklamalarda bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı, Jeoloji Mühendisi Engin Er, 1855 depreminin Bursa için deprem anayasası gibi kabul edilmesi gerektiğini söylemiş ve büyük depremin eli kulağındadır demişti.
Kaynak: Bursa Yöresi’nin Depremselliği ve Deprem Tarihi, Uludağ Üniversitesi Yayınları, Editör; Dr. Nuran Balcı, 2001