Bursa’da yaşayan evli 2 çocuk ve 2 torun sahibi 52 yaşındaki Metin Sakarya, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaşadıklarını anlattı. "Yapmadığım faaliyet, gezmediğim dağ kalmadı" diyen Sakarya, “Kendimizi çok sağlıklı hissediyordum. Bazı şeylerin nerede ne zaman çıkacağı belli olmuyor. Bu yüzden her zaman temkinli olmalı, fazla özgüvenli olmamalıyız. Sağlığımıza vermemiz gereken önemi her şeyin dışında tutmalıyız” dedi.
“3 GÜNDE 107 KİLOMETRE YOL YÜRÜDÜM”
7 yıldır Kastamonu’da İnebolu yürüyüşüne katıldığını ifade eden Sakarya sözlerine şöyle devam etti:
“Ameliyat olmadan önce Şubat ayında 107 kilometre uzunluğundaki Şerife Bacı Yürüyüşü vardı çok sert faaliyetti. Oradan geldikten sonra çok ağır şartlarda bu sefer Denizli'de Menderes yürüyüşüne gittim. Ardından Bursa’da da iki kere 30 kilometrenin üzerinde yürüyüşler yaptım. Akabinde bir şey hissetmedim. Arkadaşımı ziyarete gelen akupunktur hocamız Semra hanımın seanslarına başladığımız zaman, bana, 'Kalbinde problem var, mutlaka kardiyoloji doktoruna gitmelisin' dedi. Onu dinleyerek Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gittim. Dağcı olduğumu, her gün kilometrelerce yol yürüdüğümü doktorlara anlattım. Kalp ritminin de çok problemli olduğunu söylediler. 2 gün sonra anjio oldum. Damarlarımdan 3 tanesinin yüzde 100, bir tanesinin yüzde 70 kapalı olduğunu öğrendim".
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yürüyüş arkadaşı Prof. Dr. Tuğrul Göncü tarafından ameliyat edilmesinden 3.5 ay sonra tekrar doğaya dönen Sakarya, "Belli bir yaştan sonra yediklerinize dikkat edin. Mutlaka bir kardiyolojiye giderek EKG ve tomografi çektirin" melerini diyerek tavsiyelerde bulunmayı ihmal etmedi.
Çok uzun zamandır Metin Sakarya ile yürüyüşlere katıldığını ifade eden Prof. Dr. Tuğrul Göncü ise, "O ana kadar hiçbir belirti olmadan uzun zaman beraber yürüdük. Hatta o bizden iki adım daha önde yürürdü. Bir gün beni aradılar. Metin ağabeyin kalp damarlarında ve kalbinde büyük bir problem olduğu tesadüfen tespit edilmiş. Gördüğümüzde hayretler içinde kaldık. 3 damarı yüzde 100, bir damarı yüzde 70 tıkalıydı. Yine çok ciddi bir ritm bozukluğu vardı. Yapılan ölçümlerde kalp fonksiyonlarının yarı yarıya neredeyse bozuk olduğu gözlemlendi. Bu kadar bozuk kalple nasıl bu kadar aktifti? Nasıl bir şikayeti yoktu? Buna anlam veremedik” diye konuştu.
Yürüyüşün kalp sağlığı için çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Göncü, “Muhtemelen sürekli spora bağlı olmak üzere kolleteral kan akımındaki gelişme ve yine yükseklerde olması sebebiyle kandaki oksijeni taşıyan alyuvarların sayısının normal kişilere göre daha yüksek oluşu dokunun beslenmesinde etkili oldu. Bunu ameliyat sonrası sür'atle iyileşmesinde de gördük. Gayet başarılı bir ameliyatla by-pass uygulandı ve ritm bozukluğunu da tedavi ettik. Metin diğer hastalara göre normal hayatına çok kısa süre içinde döndü” dedi.
İHA