Kaza, geçen yıl 2 Eylül'de, Nilüfer ilçesi İzmir Yolu Caddesi'nde meydana geldi. Polis ekipleri, plakasının sahte olduğunu belirledikleri otomobilin sürücüsü İsmail Kuşaslan'a, Osmangazi ilçesi Alemdar Mahallesi'nde 'dur' ihtarında bulundu. Sürücü ise uyarıya aldırmadan yoluna devam etti. Polis ekipleri de aracın peşine düştü. Kaçtığı güzergah boyunca çok sayıda araca çarpan Kuşaslan, İzmir Yolu Caddesi'ne geldiğinde, akaryakıt istasyonunun girişinde bekleyen mimar İrem Özdemir'e ardından da demir korkuluklara çarptı. Korkuluk ile otomobil arasında sıkışan Özdemir ile sürücü Kuşaslan yaralandı. Akaryakıt istasyonu çalışanlarınca sıkıştığı yerden çıkarılan İrem Özdemir, kaldırıldığı Çekirge Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Kaza anı ise istasyonun güvenlik kamerasına anbean yansıdı.ARAÇTAN SİLAH VE UYUŞTURUCU ÇIKTIKazanın ardından çevredekilerin tepki gösterdiği otomobildeki Ünal Bilici, polis tarafından gözaltına alındı. Araçta yapılan aramada ise 2 farklı sahte plaka, ruhsatsız tabanca, pompalı tüfek ve bir miktar uyuşturucu ele geçirildi. Tedavisinin ardından gözaltına alınan İsmail Kuşaslan, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.Kazayla ilgili hazırlanan iddianamede cumhuriyet savcısı, İsmail Kuşaslan'ın yol boyunca çok sayıda araca çarpmasına rağmen kaçmaya devam ettiğini dolayısıyla İrem Özdemir'in hayatını kaybettiği olayın göz göre göre geldiğini belirtti. İddianamede, sürücünün bunu öngörebileceği, bu nedenle 'olası kastla öldürme' suçunu işlediği belirtildi. İsmail Kuşaslan'ın 2 yıldan 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İLK DAVASI, KARDEŞİNİ ÖLDÜREN KAZA OLDUBursa 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce sanık İsmail Kuşaslan'ın tutuklu yargılanmasına devam edildi. Sanık Kuşaslan, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Özdemir ailesi, taraf avukatları ve tanıklar da salonda hazır bulundu. Özdemir ailesini, İrem Özdemir'in ağabeyi Ahmet Özdemir savundu. Stajını bitiren Ahmet Özdemir'in meslek hayatının ilk duruşması da kardeşinin ölümüyle ilgili dava oldu. Sanık İsmail Kuşaslan, duruşmadaki savunmasında, "Soğanlı'da ATM arıyorduk. Polislerin peşimizden geldiğini anlayınca sokağa döndüm. Ben de gözaltına alınacaksam bari benzinlikte gözaltına alınayım, dedim. Ben daha önceden, polis şiddetine maruz kalmıştım. Bu nedenle korktum. Benzinliğin girişinde yaya olabileceğini tahmin etmedim. Fren yapmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Kazadan dolayı çok pişmanım. Asıl amacım, polislerin beni kameraların olduğu benzin istasyonunda gözaltına almasıydı" dedi.Olay günü bölgede görevli polislerden Oğuzhan Kara da duruşmada tanık olarak dinlendi. Kara, caddede ilerledikleri sırada önlerine aracın çıktığını, sürücüsünün kendilerini görünce de patinaj çekerek hızlandığını dile getirdi. Bunun üzerine, aracı durdurmak için sirenlerini yaktıklarını ve durması için anons yaptıklarını söyleyen Kara, "Araç başka bir araca çarpmamak için manevra yaptı ve duvara çarptı. Stop etti. Biz de müdahale etmek için arkasına doğru yanaştığımızda, şoför aracı tekrar çalıştırarak geri geri geldi ve motorumuza çarparak bizi düşürdü. Yoluna devam etti. Kadir B. isimli arkadaşım aracı takip etmeye devam etti. Araç, İzmir yolu istikametine doğru gitmiş ve benzinlikte bir yayaya çarpmış ancak biz kaza anını görmedik. Olay yerine geldiğimizde kaza gerçekleşmiş, bir bayan yerde yatıyordu" diye konuştu.
'ARAÇ SÜRATLİYDİ'Tanık olarak dinlenen benzin istasyonu çalışanı Hasan A. da "Olayın olduğu sırada, bir araca yakıt dolduruyordum. Çarpma sesini duyunca baktığımda bir kadının yere düştüğünü gördüm. Araç yüksek süratle gelmişti hatta vurduğunda da aracın arka kısmı havalandı. Araç İzmir yoluna çıkmak istedi ancak trafiği görünce benzinliğe döndü. Ambulansı çağırdık. Şoför koltuğunda oturan kişi polislere silah çekti. Daha sonra polisler elinden silahı aldı" dedi. Mahkeme heyeti, İsmail Kuşaslan'ın tutukluk halinin devamına ve diğer tanıkların sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
'ELİMİZDEN GELEN MÜCADELEYİ VERECEĞİZ'Duruşmanın ardından açıklama yapan İrem Özdemir'in ağabeyi avukat Ahmet Özdemir, "İddianame düzenlendikten sonra ilk duruşma yapıldı. Biz kasten öldürmenin nitelikli halini talep ettik. Karşı taraf ise taksirden yargılanmasını istedi. Neticede, gerçekleşen olayda, taksir olma ihtimalini görmüyoruz. Savcı da iddianameyi 'olası kastla öldürme'den düzenledi. Olayı incelediğimizde ise olayın kasten öldürmenin ötesinde olduğunu düşündük. Bundan dolayı kasten öldürmenin nitelikli halinden talep ettik. Kanun gerekçesini mahkemeye sunduk. Umarım bu şekilde güzel bir netice alırız. Hak ettiği cezayı alması için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz" diye konuştu.
'GÖZ GÖZE GELİNCE TUHAF OLDUK'Duruşma sırasında ailesiyle göz göze geldiğini belirten avukat Özdemir, "Acı bir tesadüf. Kardeşimin davası, benim meslek hayatımdaki ilk davam olarak karşıma çıktı. Bu da gerçekten benim için üzücü ve yıpratıcı bir süreç oldu ama kader, söylenecek bir söz yok. Benim ilk duruşmamdı. Duruşmaya annem ve babam da katıldı. Göz göze gelince tuhaf olduk. Annemin, babamın ve kardeşimin vekilliğini üstlendim. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim" dedi.