Pekin
Kovid-19 salgınının başından beri uygulanan karantina tedbirleri ve sınır kontrollerinin yılın başında kaldırılmasının ardından yeninden başlayan dış ziyaretler ve uluslararası toplantılarla ülke, yıl boyunca yoğun bir diplomasi trafiğine tanıklık etti.
Çin, 2023'te ABD'de artan jeopolitik rekabet içinde, Batı karşısında benzer meydan okumalarla karşı karşıya bulunan Rusya'ya daha fazla yakınlaşırken, Avrupa ile de "stratejik özerkliğe" vurgu yapan müstakil ilişkiler kurarak denge oluşturmaya çalıştı.
ABD'nin Hint-Pasifik stratejisi kapsamında bölgede ülkeleriyle ittifak ortaklıklarını güçlendirme girişimlerine karşı Pekin yönetimi, Pasifik'te sorunlu olduğu komşularıyla ilişkilerinde istikrarı korumaya yönelik hamleler yaptı.
Çin, BRICS Topluluğu'na 6 yeni üyenin davet edildiği genişleme sürecinde belirleyici rol oynarken, "Küresel Güney" olarak nitelenen gelişmekte olan ülkelerin dünya siyasetinde ve küresel ekonomideki ağırlığını artırmaya yönelik çabalara hamilik edeceğinin işaretini verdi.
2023'te bölgesel krizlerin çözümünde daha aktif bir role soyunan Çin, İran ile Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasında arabuluculuk yaptı, Ukrayna krizi ve Filistin sorununun çözümüne yönelik "tutum belgeleri" yayımladı, diplomatik girişimlerde bulundu.
Balon krizi
Şubat ayında Çin'e ait bir yüksek irtifa balonunun ABD hava sahasına girmesi, iki ülke arasında tüm yıla damga vuran bir gerilimi tetikledi.
Pekin, balonun sivil hava aracı olduğunu, meteorolojik araştırma için kullanıldığını, ABD hava sahasına yanlışlıkla girdiğini savunsa da açıklama Washington'ı tatmin etmedi.
Washington, "casus balonu" olduğunu ileri sürdüğü balonu, 4 Şubat'ta, ABD hava sahasını terk ederken Atlantik Okyanusu üzerinde kara sularında savaş uçağıyla vurarak düşürdü.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da olayı takip eden hafta Çin'e yapmayı planladığı ziyareti iptal etti.
Balon krizi, ABD ile Çin arasında artan jeopolitik rekabet ve ekonomik çıkar çatışmalarının uluslararası sistemi büyük güç çatışması ekseninde "yeni bir soğuk savaşa" sürüklediği izlenimini belirginleştiren bir gelişme oldu.
Diyalog arayışı
Taraflar, olayın ardından gerilim siyasetini tırmandırmak yerine iki büyük güç arasındaki rekabetin çatışmaya dönüşmesini önleyecek bir anlayış birliği sağlamak üzere diyalog arayışına yöneldi.
Dışişleri Bakanı Blinken'ın balon krizi nedeniyle iptal ettiği Pekin ziyaretini haziranda yapmasının ardından Hazine Bakanı Janet Yellen, Ticaret Bakanı Gina Raimondo ve İklim Değişikliği Özel Temsilcisi John Kerry, Çin'i ziyaret ederek temaslarda bulundu.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Hı Lifıng, Ticaret Bakanı Vang Vıntao ve İklim Değişikliği Özel Temsilcisi Şie Cınhua da ABD'ye giderek mütekabil görüşmeler yaptı.
Tüm bu diplomatik trafiğin ardından Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi için ABD'nin yaptığı ziyarette, 15 Kasım'da ABD Başkanı Joe Biden ile San Francisco şehrinde yüz yüze görüşme gerçekleştirdi.
San Francisco görüşmesinde, liderler, 2022'de dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'ı ziyaretinin ardından kesilen askeri diyaloğu yeniden kurma ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, iklim değişikliği ve yapay zeka yönetimi alanlarında ortak çalışma grupları oluşturma konusunda anlaştı.
Rusya ile yakınlaşma
ABD ile rekabet ve bölgesel gerilimler, Çin'i, Ukrayna'daki savaş nedeniyle benzer meydan okumalarla karşı karşıya olan Rusya ile yakınlaşmayı sürdürmeye sevk etti.
Pekin, ABD ve Avrupa'nın, yaptırımlara karşı Rusya'yı desteklememesi uyarılarına karşın Moskova ile başta enerji olmak üzere ekonomik ilişkilerini geliştirdi.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2023'ün ilk 11 ayında 200 milyar doları aşarken, Rusya'nın bu yıl ihraç ettiği ham petrol ve doğal gazın yaklaşık yarısı Çin tarafından satın alındı.
Çin Devlet Başkanı Şi, martta düzenlenen Ulusal Halk Kongresi'nde yeniden seçilerek iktidarına üçüncü dönemine başladıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini Rusya'ya yaptı.
Şi ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Moskova'da yaptığı görüşmede, taraflar, Çin ile Rusya arasında "kapsamlı stratejik ortaklık koordinasyonu" olarak tanımladıkları ilişkilerin yeni boyuta yükseltilmesi ve stratejik işbirliğinin küresel boyutta genişletilmesine dair anlayış birliğine vardı.
Şi, ziyaretin ardından Putin'e veda ederken, "Şu anda dünya yüzyılda bir görülecek değişimden geçiyor ve bu değişime biz yön veriyoruz." ifadesini kullandı.
Avrupa ile denge arayışı
Çin'in 2023'te ABD ile rekabetin ve gerilimlerin arttığı bir dönemde, dengeleyici olarak gördüğü bir başka güç odağı da Avrupa Birliği (AB) oldu. Pekin, Avrupa'yla Batı ittifakındaki konumundan bağımsız ilişki geliştirme arayışını ortaya koydu.
Yıl içinde Çin ile kıta arasında çok sayıda diplomatik temas gerçekleşirken, Pekin sözcüleri, "Çin ve AB'nin, rakip değil ortak olduğunu", "Çin'in AB'yi, çok kutuplu dünyada önemli bir kutup olarak gördüğünü ve stratejik özerkliğini desteklediğini" vurguladı.
AB'nin lokomotif ülkelerinden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un nisanda Pekin'e yaptığı ziyarette, "Avrupa'nın, Çin ile rekabet eden ABD'nin vassalı gibi hareket etmemesi gerektiğine" dair sözleri hafızalarda yer etti.
Avrupa'da Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından ekonomik güvenliğe yönelik dair kaygıların artması, kritik teknolojilerde ve ham madde tedarikinde, Çin'e bağımlılık riskine karşı ekonomik ilişkilerde "riskleri azaltma" yaklaşımını hakim kıldı.
AB Komisyonu, Çin'den ithal elektrikli otomobiller sübvansiyon soruşturması başlatırken, Çinli şirketlerin 5G altyapısı kurmasını topyekun yasaklamaya yönelik tasarı hazırladı.
AB yetkilileri, 7 Aralık'ta Pekin'de düzenlenen Çin-AB zirvesinde, Çinli muhataplarından Ukrayna'daki savaşta Rus ordusunu destekleyebilecek, askeri ve sivil ikili kullanıma sahip ürünlerin ihracatını önlemelerini talep etti.
Pasifik'te karşı hamleler
ABD, yıl boyunca yeni Hint-Pasifik stratejisi kapsamında, Çin'e karşı bölgedeki ittifak bağlarını ve ortaklıklarını güçlendirmeye yönelik adımlarını sürdürürken, Çin de buna karşı bölgede sorunlarının olduğu ülkelerle ilişkilerini iyileştirmeye yoluna gitti.
ABD Başkanı Joe Biden, Japonya ve Güney Kore liderlerini, 18 Ağustos'ta Camp David'de bir araya getirdiği zirve, Çin'in iki yakın komşusu ile ittifak ortaklığına verdiği önemi ortaya koydu.
Çin, bunu kendisine karşı "dışlayıcı blok oluşturma çabası" olarak görürken, Japonya ve Güney Kore'ye "istikrarlı ilişkilerin sürdürülmesi" mesajını verdi. Üç ülke dışişleri bakanları, 26 Kasım'da Güney Kore'nin Busan kentinde düzenledikleri toplantıda, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle 2019'dan bu yana yapılamayan üçlü liderler zirvesinin 2024'e yeniden başlatılmasına karar verdi.
Biden'ın eylülde Vietnam'a yaptığı ziyaretten kısa süre sonra Şi, aralıkta ülkeyi ziyaret etti. Çin liderinin ziyaretinde, ABD'nin Hint-Pasifik stratejisiyle kurduğu ortaklıklar eksenine yaklaşmasından endişe ettiği Vietnam ile ideolojik ve ekonomik bağlarını konsolide etme hedefi ön plandaydı.
2023'te Güney Çin Denizi'nde, Çin ile bölge ülkeleri arasındaki egemenlik ihtilafları ve zaman zaman ABD'nin de dahil olduğu gerilimler devam etti. Yılın son aylarında özellikle Filipinler ile Çin arasında ihtilaf konusu olan Spartly Adaları çevresinde çok sayıda tehlikeli yakınlaşma ve temas yaşandı.
Çin, ilişkilerinde sorunlar yaşadığı bir diğer ABD müttefiki Avustralya ile ilişkilerini normalleştirmek üzere adımlar attı. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'nin kasımda Çin'e yaptığı ziyaret, son yıllarda siyasi anlaşmazlıklar, ithalat engelleri ve bölgesel savunma ittifakların gerilime sürüklediği ilişkilerin yeni doğrultuya kavuşturmak açısından dönüm olarak görüldü.
"Küresel Güney"in hamisi
2023, Çin'in "Küresel Güney" olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkeler ve yükselen ekonomilerle ilişkilerini ikili ve çok taraflı platformlarda derinleşmeye yöneldiği bir yıl oldu.
Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika'nın oluşturduğu BRIC Topluluğu, temmuzda Johannesburg düzenlenen zirvede, Arjantin, Etiyopya, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin olduğu 6 yeni ülkeyi üyeliğine davet etti.
Çin Devlet Başkanı Şi, Pekin'in belirleyici olduğu genişleme kararını "tarihi" olarak niteleyerek, bunun "çok kutuplu bir dünya düzeni ve uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesine yönelik talepleri olan gelişmekte olan ülkelerin güvenini gösterdiğini" vurguladı.
Öte yandan Çin lideri, tarihi İpek Yolu güzergahında ulaştırma, altyapı ve bağlantılılık projeleriyle Doğu-Batı ticaretini canlandırmayı hedefleyen Kuşak ve Yol Girişimi'nin 10. yılda Pekin'de düzenlenen 3. Kuşak ve Yol Forumu'nda girişimi güncelleyerek ileriye taşımaya yönelik eylem planını duyurdu.
Bölgesel krizlerde aktif rol
2023'te bölgesel krizlerin çözümünde aktif rol oynayan Çin, İran ile Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasında arabuluculuk yaptı, Suriye rejiminin Arap Birliğine dönüşünde etkili oldu.
Pekin, yıl içinde Ukrayna krizi ve Filistin sorununun çözümüne yönelik "tutum belgeleri" yayımladı, diplomatik girişimlerde bulundu.
Çin, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de yaşanan krizin başından itibaren verdiği mesajlarda, sivilleri hedef alan ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemleri kınarken, taraflara "çatışmanın durdurulması ve sivillerin korunması" çağrısı yaptı.
Pekin yönetimi, gerilimin düşürülmesi ve insani krizin önlenmesine yönelik diplomatik temaslar yürütürken, barış müzakerelerine dönülmesinin ve bağımsız Filistin devletinin kurulduğu iki devletli çözümün uygulanmasının tek çıkış yolu olduğuna işaret etti.
İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) temas grubu, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin daimi üyesi ülkelere ziyaretlerinin ilkini Çin'e yaparken, Pekin yönetimi Filistin sorununun çözümünde Arap ve İslam ülkelerine desteğini vurguladı.
Çin, kasımda Konsey'in dönem başkanlığını devralmasının ardından insani ateşkes ve çatışmalara ara verilmesine yönelik tasarı ve kararlara öncülük ederek yoğun diplomasi yürüttü.