Okul döneminde beslenme; büyüme çağında olan çocukların fizyolojik, sosyal ve duygusal açıdan gelişimini destekliyor. “Bu dönemde kazanılan beslenme alışkanlıkları, ileride oluşabilecek beslenme problemlerinin önüne geçiyor ve okul başarısına katkı sağlıyor” diyen Diyetisyen Yıldız Melek Aksoylu, “Okula giden çocukların öğrenmelerinin desteklenmesi için güne simit, poğaça, börek ile değil; yumurta, peynir, zeytin veya protein ağırlıklı çorbalarla başlamaları sağlanmalı” dedi.
Okulların açılmasıyla çocukların beslenme düzeni de yeniden şekilleniyor. Sağlıklı ve dengeli beslenme için çocukların beslenme çantasına konulan yiyeceklerin evde hazırlanması gerektiğini söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Sağlıklı bir beslenme çantasında besin gruplarından en az birer çeşit bulunması gerekir. Örneğin; süt ürünleri, meyve ve sebze ile et grubu besinlere yer verilmeli. Beslenme çantasında yiyecek çeşidi arttırıldıkça, çocuklar öğünlerini eksiksiz tüketmeye teşvik edilmiş olur” açıklaması yaptı. Sebze ve meyveler, doğranmadan kabuklarıyla konulmalı
Sağlıklı beslenme çantasının olmazsa olmazının süt ve süt ürünleri olduğunu ifade eden Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Süt, yoğurt, peynir gibi sütten yapılan besinlerin yer aldığı bu grup özellikle kaliteli protein, kalsiyum, fosfor, çinko, B2 vitamini ve B12 vitamini olmak üzere birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır. Süt ürünleri grubunda yer alan besinler; çocuklarda kemik ve diş sağlığının devamlılığı açısından çok önemlidir” dedi. Dyt. Aksoylu, beslenmede sebze ve meyvelerin atlanmaması gerektiğini de vurgulayarak şunları söyledi:
“Sebze ve meyveler vitamin, mineral ve lif deposudur. Bağırsak sağlığının, boşaltım sisteminin dostudur. Bağırsak sağlığı kötü olanın vücut sağlığı iyi olamaz. Yeterli lif alınmadığında da kabızlık problemleri başlar. Beslenme öğününde sadece köfte-makarna tüketmek ile köfte-makarna-salata tüketmek arasında ciddi fark vardır. Çocukların vitamin ihtiyacını gidermek için mutlaka meyve ve sebze tüketmeleri sağlanmalıdır. Sandviçler domates, havuç gibi sebzelerle zenginleştirilebilir. Beslenme çantasında mutlaka meyve de yer verilmelidir. Çantaya konulacak sebze ve meyveler, vitaminlerini kaybetmemeleri için doğranmadan, kabukları ile beraber konulmalıdır.” Ev dışında yemek yeme beslenme alışkanlıklarında belirleyici oluyor
Okul çağında kazanılan beslenme alışkanlıklarının çocukların fizyolojik, sosyal ve duygusal gelişimini desteklediğini belirten Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Bu dönemde edinilen beslenme alışkanlığı çocukta oluşabilecek beslenme problemlerinin önüne geçiyor ve okul başarısına katkı sağlıyor. Bu nedenle aileler, çocuklarının beslenme alışkanlıklarıyla yakından ilgilenmeli” diye konuştu. Reçelli, ballı ekmekler ve kahvaltılık gevreklerden uzak durulmalı
Özellikle kahvaltı öğünün okul çağındaki çocukların beslenmesinde çok önemli bir yeri olduğunun altını çizen Dyt. Aksoylu, “Çocuklarda karbonhidrat ağırlıklı, protein yönünden fakir kahvaltılar, öğrenme yeteneklerini azaltır. Reçelli-ballı-çikolatalı ekmekler, tek çeşit simit-poğaça-börek ve kahvaltılık gevreklerden kaçınılması gerekir. Kahvaltıda en önemli besinler olan yumurta ve peynirin yanı sıra, zeytin, kuruyemişler ve avokado gibi sağlıklı yağlar ile mevsim sebzeleri tercih edilebilir. Kahvaltıyı sevmeyen çocuklar ise protein ağırlıklı çorbalar (tavuk suyu, et suyu, baklagil çorbaları) ile güne başlayabilir” dedi. Çocuk evde tek başına değil, aileyle birlikte yemek yemeli
“Okul çağı çocuklarının beslenmesinde Omega 3 kaynaklarına yer vermek, vücuttaki bağışıklığı arttırdığı gibi zihni güçlendirir, anlama yeteneğini arttırır” diyen Dyt. Aksoylu, en iyi Omega 3 kaynakları olan balık, kuruyemiş, yumurta ve yeşil sebzelerin beslenmeye mutlaka dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılması sürecinin zorlayıcı olabildiğini belirten Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Alışma sürecini daha basit hale getirmek için çocuklarınıza rol model olmayı deneyebilirsiniz. Çocuğa yiyeceği tek başına yedirmek değil, aile ile hep birlikte yemek daha teşvik edici olacaktır. Çocuk böylece bir zorlanma hissetmeden kendi isteğiyle yemek yiyecektir” şeklinde konuştu.