Kayseri/Yozgat
Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "Cumhuriyet'in Çınarları" temalı dosya haberinin beşinci bölümünde 100 yaşındaki Mükremin Çağman ve Gülbahar Okay'ın hikayesi anlatıldı.
AA ekibi, Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl doğan Çağman'ı huzurevinde, Okay'ı Yozgat'ın Çayıralan ilçesindeki evinde görüntüledi.
Mükremin Çağman, AA muhabirine, Cumhuriyet'in ilanından sonra birçok alanda hak ve özgürlüğün kazanıldığını söyledi.
Atatürk'ün sevildiğini ve Cumhuriyet'in ilanının halk tarafından memnuniyetle karşılandığını anlatan Çağman, bu süreçte toplumun geliştiğini vurguladı.
Mükremin dede, çocukluk yıllarında Kayseri'nin Felahiye ilçesinde yaşadığını, merkezde yaşayan ablasının yanına ara sıra gittiğini, şehirde un, nohut ve pekmez sattığını dile getirdi.
Ablasını ziyaret ettiği bir günde Kayseri'ye trenle gelen Atatürk'ü istasyonda gördüğünü belirten Çağman, "1936 senesinde doğu gezisine giderken Atatürk'ü gördüm, halkı kısa bir konuşma yaparak selamladı." dedi.
Özlemle andığı Atatürk'ü gördüğünde hissettiklerini anlatan Çağman, "İlk kez gördüğümüzde Atatürk'ü herkes alkışlıyordu. Biz de alkışladık. Atatürk bir daha gelmedi." diye konuştu.
Kayseri'ye gelen Atatürk'le fotoğrafının olmadığını ve konuşamadığını dile getiren Çağman, "Yaklaşsan da böyle fotoğrafçılar o zaman yoktu. Fakirdi devlet. Yaklaşamadım, 20 metre geriden gördüm." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet ile aynı yaşta olduğuna değinen Çağman, o dönemden bu zamana kadar Türkiye'de çok şeyin değiştiğini kaydetti.
Çağman, Türkiye'nin geliştiğini, İslam devletleri arasında önemli bir yerinin olduğunu dile getirdi.
Evinin duvarında Atatürk'ün fotoğrafı asılı
Yozgat'ın Çayıralan ilçesinde yaşayan Gülbahar Okay da ömründe hiç görmediği ve adını ilk kez komşusundan duyduğu Atatürk'e sevgisini, evinin duvarına astığı fotoğraflarla yaşatıyor.
Çayıralan'da 6 Şubat 1923'te dünyaya gelen Gülbahar Okay, o dönemde ülkenin yokluk içerisinde olduğunu ve Atatürk'ün bu şartlarda Cumhuriyet'i ilan ettiğini söyledi.
Yedi çocuk dünyaya getirdiğini ve ikisini bebekken kaybettiğini belirten Okay, hayatta kalan beş çocuğunu tarlalarda çalışarak, çobanlık yaparak büyüttüğünü dile getirdi.
Kendisinin okuma yazması olmadığını ancak çocuklarının eğitim aldığını, bunun da Atatürk sayesinde gerçekleştiğini anlatan Okay, "Atatürk'ü çok seviyorum. Onu hiç görmedim ama komşumuz Mehmet abi vardı. Bize gelirdi 'ben Atatürk'ün askeriyim' derdi. Ben Atatürk'ü ilk kez ondan duydum." diye konuştu.