Elif Didem DANACIOĞLU/EKOhaber
Plastik sektörü temsilcileri, dolarda yaşanan dalgalanmanın hammadde fiyatlarının yönünü belirlediğini belirtiyor ve kurdaki dalgalanmadan çok rahatsızlar. Plastik sektörünün nabzını tutan temsilciler, iç piyasadaki daralmayı hissettiklerini söylerken, 2017 yılında sektörü ciddi bir sınavın beklediğine işaret ediyor.
Dikkatlerini önümüzdeki günlerde dolarda olabilecek gelişmelere çeviren sektör “bekle-gör” politikası izliyor. Sektör temsilcilerine göre, dolar bazında hammadde alımı sürekli finansman zorluğu yaratıyor, döviz kurlarındaki gelişmeler ciddi etkiliyor. Son aylardaki kur artışlarından etkilenen sektörler arasında tabi ki hammadde, petrokimya ürünü olan plastik ürünlerinin geldiğini ifade eden plastikçiler, beklentilerini “kurların gevşemesiyle sektördeki olumsuz havanın bertaraf edilerek hareketliliğin sağlanması olarak” şeklinde tarif ediyor.
Görüşler, döviz kurlarındaki artış yedeniyle, ithal hammadde kullanan sektörde maliyetlerin arttığı, tedarikte sıkıntı yaşandığı ve bunların fiyatlara yansıtılamadığı şeklinde.
Sektörün sürekli yenilendiğini ifade eden işadamları katma değer artışı sağlamak için teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu, sektöre yönelik teşviklerin bu açıdan yeniden revize edilmesi gerektiğini de vurguluyor.
İşte Bursa plastik sektörü temsilcilerinin görüşleri...
PLASFED Plastik Sanayicileri Federasyonu YKB Selçuk Aksoy
‘Hammadde kalemlerine ek vergiler gelişime engel’
“Kesin rakamların belirlenmemesine karşın tahmini verilerde Türkiye plastik mamul üretiminin 2016’da yüzde 3,84 oranında artış göstererek 9,09 milyon tona ve 34,7 milyar dolar üretim değerine çıkacağı öngörülmektedir. 2015 yılında üst üste yaşanan seçimlerden kaynaklanan durgunluk, bekleyen siparişlerin 2016 başında hızla devreye girmesine olanak tanımış, 2016 yılının ilk yarısında bir taraftan beyaz eşya, dayanıklı tüketim malları ve otomotiv gibi sektörlerin güçlü üretim büyümelerine bağlı olarak diğer taraftan ise baz etkisi ile ilk yarı sektör büyüme verileri nispeten yüksek oranda ortaya çıkmıştır. Ne var ki yılın ikinci yarısı; 15 Temmuz darbe girişimi, terör olayları vb. etkilerle toplam talepteki gerilemeye bağlı olarak ilk yarıdaki yüksek performansı aşağıya çekmiştir. Buna rağmen plastik endüstrisinin yıl sonu Türkiye GSYİH büyümesinin üzerinde ve yaklaşık yüzde 3,84 oranında bir büyüme artışı göstereceği tahmin edilmektedir. Gelişme yönündeki ülkelerde Ar-Ge’ye verilen önem ve Ar-Ge yatırımları gün geçtikçe arttığından yapılan bu çalışmalar neticesinde de polimerik ve kompozit malzemeler gün geçtikçe başta metal malzemelerin muadili olarak sağladıkları hafiflik, dayanım ve maliyet avantajları ile yeni ürün ve üretim alanları doğurmaktadır. Ha keza, son tüketici tarafında da gerek gıdayla temas eden plastik malzemelerin günümüzde doğaya dost, biyobozunur gibi katkılarla geliştirilmesi neticesinde de plastik tüketimi artmaktadır. Tüketim grafiğine baktığımızda Türkiye’de kişi başına plastik tüketimi 95 kg. civarında iken Avrupa ülkelerinde de bu rakam 130 kg seviyelerine kadar çıktığı görülmekte. Plastik hammadde, plastik mamul ve plastik işleme makinaları alt gruplarıyla 6 bin 973 işletme ile yaklaşık 310 bin kişiye istihdam sağlayan Türk plastik sektörü mamul bazında dış ticaret fazlası vermektedir.
35 milyar dolarlık üretim değeri ile Türkiye ekonomisinde 14 milyar dolarlık bir katma değer üretmektedir. Türkiye’deki üretim kısıtlılığı nedeniyle sektörümüz hammadde ithalatına bağımlı ve polipropilen, polietilen ve polivinil klorür gibi temel ticari hammadde türlerinde ithalatımızın oranı zaman zaman yüzde 90’ları buluyor. Yerli üreticimizin şu anda toplam hammadde üretim kapasitesi sektörün ihtiyacını karşılamaktan ne yazık ki çok uzak; Petkim hiç ihracat yapmadan bütün üretimini yurt içinde satsa dahi, ihtiyacın yüzde 15’ini ancak karşılayabiliyor. Bu alandaki bir diğer unsur ise Türkiye’de üretimi olmayan plastik hammadde kalemlerine ek vergiler konulması düşük kârlılıklar ile çalışan sektörümüzün gelişimine ve rekabetçiliğine ne yazık ki engel koyuyor.”
PAGDER YKB Reha Gür
‘En çevreci ürün...’
“Plastik imalatına yönelik ilk yatırım maliyetleri diğer sektörlere kıyasla daha düşüktür. Hatta öyle örnekler var ki birkaç aylık hammadde tüketim tutarı, ilk yatırım tutarından fazla olan ürünler söz konusu. Böyle olunca da sektör içerisinde küçük ve mikro ölçekli çok sayıda yatırım gerçekleşiyor. Bunun negatif yönü düşük miktarlarda yatırımla sektöre giren firmalar, işletme sermayesi ve yetersiz pazar koşulları, maliyet girdileri, destek ve teşviklerin yoksunluğu ve belirsizliklerin altında büyümekte zorlanıyorlar. Firmalar büyümekte zorlandığı için Ar-Ge, inovasyon ve tasarım yetenekleri düşük kalıyor ve katma değeri düşük ürünlerde sıkışıp kalıyorlar. Türk plastik sektörümüzün Ar-Ge’ye bağlı olarak ileri teknoloji ürünlerinde gideceği yol var. Türkiye ihracatının lideri otomotiv sektörüne Bursa ev sahipliği yapmakta. Geri dönüştürülmüş plastikler esaslı yapılan Ar-Ge çalışmaları neticesinde otomobillerde daha yüksek oranlarda geri dönüştürülmüş plastik kullanımı teşvik edilmektedir. Taşıt araçları ağırlığında her yüzde 20 ağırlık azalması kilometre başına 10-12 gram karbondioksit salınımı azaltıyor olması demek. Artık küresel otomotiv şirketleri de ekolojik sorumluluk gereği yan sanayiye belli oranda geri dönüştürülmüş plastiği kullanmalarını şartnamelerine koymaktadır. Otomotiv üretimimiz adet bazında geçtiğimiz yıl 2015 yılına göre yüzde 9 artarak 1 milyon 486 bine ulaştı. Bu da her geçen gün artan üretimde daha fazla geri dönüştürülmüş plastiğe ihtiyaç olduğunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Plastikler, insanoğlunun yaşam standartlarını yukarı taşıyan birçok ürünün hızlı, kullanışlı ve maliyet etkin şekilde üretilmesinin sağlamaktadır. Bu bakımdan plastikler, sürdürülebilir kalkınmaya önemli katkıda bulunmakta ve plastik kullanımı gelişmişliğin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, özellikle gelişmiş ülkelerde plastik kullanımı artmaktadır. Plastikler yapısı itibariyle üretim ve geri dönüşüm aşamalarında en az enerji tüketen ürünlerdir. Bu yönleri ile en çevreci ürün oldukları konusunun altını önemle çizmek gerekir.”
BTSO 21. Komite Başkanı Kağan Yeşil
‘İthalatın önündeki engeller kaldırılmalı’
“Bursa plastik sektörü kendi içinde sürekli yenileniyor. Yatırım yapan ve işini takip eden firmalar büyümeye devam ediyor. Sektörde yüksek teknoloji ürünlerine geçmek ve katma değer artışı sağlamak için teknolojik ve AR-GE yatırımlarına ihtiyaç duyduğundan, sektöre yönelik teşvik olanaklarının revize edilmesi gerekmektedir. Sektör, ihtiyacının sadece yüzde 13’ünün yerli üretimle karşılanmasına rağmen, yerli üretimin korunması amacıyla, daha ekonomik fiyatlarla hammadde temin olanaklarından, ithalata vergiler konularak mahrum ediliyor. Bu durum, yerli hammadde üreticisinin korunması adına sektörün küresel piyasalarda rekabetçi ihracat olanaklarını azaltmaktadır. Yerli üretici, hammadde ithalatına vergiler konulması yerine, üretim ve yatırım maliyetlerini azaltacak teşvikler uygulanarak korunmalıdır. Plastik hammadde üretimi ihtiyacı karşılamıyorsa, ithalatın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Plastik sektörü dış ticaret verilerine bakılmaksızın stratejik yatırımlar içine dâhil edilmeli ve asgari yatırım tutarı 5 milyon dolar olarak belirlenmelidir.”
BURPAS Başkanı İlker Biliktü
‘Sektörü ciddi bir sınav bekliyor’
“2016 yılının ilk 9 ayında plastik sektör değerlendirmesinde yüzde 9 civarında belli bir büyüme olduğunu görüyoruz. Fakat, son 3 ayında döviz kurundaki artış ve siyasi gelişmelerden dolayı belli miktarda sektörde küçülme söz konusu oldu. Küçülme, tüm bir yıla yansımadı. Durağan şekli ile 4,5 seviyelerine geldi. 2016 yılı orta düzeyde geçti diyebiliriz.
2017 yılında sektörü iki türlü kriz bekliyor. Dövizde yaşanan dalgalanma ve petrol fiyatlarında artışından dolayı hammadde fiyatlarında artış yaşanması. 2017 yılının Ocak ayında etkilerini görmeye başladık. Sektörde yaşanan sıkıntı döviz ile alıp TL ile satmamızdan kaynaklanıyor. 2017 yılında plastik sektörünü ciddi bir sınav bekliyor, zor geçecek gibi gözüküyor.”
Sabahattin Gaga (SEBAT PLASTİK)
‘Sektörde finansman zorluğu var’
“2016 yılını sektörümüz açısından baktığımızda iyi geçti diyebiliriz. Dolar bazında hammadde aldığımız için sürekli finansman zorluğu çekiyoruz. Şu anda piyasalarla ilgili sektörde finansman zorluğu var diyebiliriz. Döviz kurlarındaki gelişmeler, bizi etkiliyor.”
Necmettin Üreten (ÜRETEN PLASTİK)
‘Bekle-gör politikası izliyor’
“Dolardaki yükseliş ve hammaddedeki yükselişten dolayı sektörde sıkıntı var. Kurdaki dalgalanmadan dolayı durağanlık devam ediyor. Piyasada sıkıntı devam ediyor. Bana göre şu anda sektör, bekle – gör politikası izliyor.”
İbrahim Tatar (İBRAŞ KAUÇUK )
‘Dolar hammadde ve sektörü olumsuz etkiliyor’
“Dövizin artışından dolayı hammaddede sıkıntı var, iç piyasaya olumsuz yansıyor. Sektörde piyasalardan kaynaklı bir durgunluk var, doların dalgalanması hammaddeyi ve sektörü olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda da KDV’ye olumsuz yansıyor.”
Semih Kayalı (ON-KA PLASTİK CAM SANAYİ)
‘Yükselen fiyatlar kalıcı olmuştur’
“Son aylardaki kur artışlarından etkilenen sektörler arasında tabi ki hammadde, petrokimya ürünü olan plastik ürünleri gelmektedir. Kur artışından fiyatların aşırı yükselişini bırakın bir kenara, hammadde bulmakta zorlanan üretici firmalarımız neredeyse şalter kapatma durumuna gelmiştir. Çok şükür ki, son günlerde asılan hammadde temini bir şekilde çözülmüş ama yükselen fiyatlar kalıcı olmuştur. Bu da ticaret yapan esnaf kesiminin satışlarını olumsuz etkilemiştir. Beklentilerimiz kurların gevşemesiyle sektörde tekrar kısa zamanda olumsuz havanın bertaraf edilerek hareketliliğin sağlanmasıdır.”