Türk Eczacılar Birliği Merkez Heyeti ve 54 Eczacı Odası adına Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Süleyman Güneş ve Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Arman Üney, 25 Haziran Cuma günü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde dört eczacının öldürülmesi olayını, olay yeri yakınında basın açıklaması yaparak protesto etti.Basın açıklamasına CHP İl Başkanı Adnan Keskin, MHP Kadın Kolları Genel Başkanı Ecz. Nevin Taşlıçay, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülbin Özçelikay'da katıldı.Basın açıklaması öncesi hastanenin bahçesinde yürüyüş yapan eczacıların eyleminde, bir gencin slogan atmasıyla gergin anlar yaşandı. Gerginlik kalabalığın genci dışarı çıkarması ile son buldu."BURADA İHMALLER ZİNCİRİ YAŞANMIŞTIR"Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Çolak, hastanede çalışan Eczacı Gürsu Ulaşan, Hikmet Türk, İlknur Yüce, Özler Kiriş'in bir cani tarafından katledildiğini söyleyerek, "Olay o güne ait bir iş değildir, olay yıllardır devam eden bir usulsüzlüğün eczacılar tarafından el konulması sonucu eczacıların yok edilmesi işidir. Kamu Eczacıları olağanüstü kötü şartlarda hizmet veriyorlar. Özlük haklarında, ekonomik haklarında iyileştirme yok, morgların yanında eczane hizmeti vermeye çalışıyorlar. Bunlar kamu adına hizmet veren meslektaşlarımız ama siz onlara gereken desteği gereken zamanda vermezseniz işte böyle hedef haline getirirsiniz" diye konuştu."CANIMIZ YANDI"Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Güneş ise, "Canımız yandı" diyerek, "Bu üzücü olayda bilim adamı, iyi insan, sağlık çalışanı dört meslektaşımızı adice işlenmiş bir cinayete kurban verdik. Bu dört iyi insan görevlerini yerine getirirken, görevleri başında devletin malını daha verimli kullanabilmek adına, hastalarımızın tedavilerinin aksamaması adına, kötü niyetli insanların devlet malını suistimal etmemeleri adına çalışmalarını yaparken katledildiler. Çok uzun bir süredir tehdit altında olan arkadaşlarımız şimdi maalesef aramızda yok. Olayda araştırılması, incelenmesi gereken birçok husus var. Bu cani silahını nasıl buralara kadar getirdi? Çalışma ortamında nasıl bulundurdu? ve toplumumuz neden silahlandı? İçeride yapıldığı söylenen ilaç suistimalinin boyutları neydi? Bu durum ve durumların çok detaylı incelenmesi, olayın aydınlatılması gerekmekte. Cumhuriyet savcılığının olaya el koyduğunu biliyoruz ve adalete güvenmek istiyoruz" ifadelerini kullandı."MESLEKTAŞLARIMIZ BİR RANT DÜZENİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTIKLARI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜLER"Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Üney de şunları kaydetti:"Burada öldürülen meslektaşlarımız, bu mesleği yapmak için beş yıl üniversite sıralarında dirsek çürütmüş, hastanın ilaca sağlıklı ulaşmasını sağlamayı görev edinmiş ve kamunun malını korumaya çalışan memurlardı. Konu yargı sürecinde daha da netlik kazanacaktır ancak bizim duyumlarımıza göre, kamunun elinde tuttuğu çok pahalı bazı ilaçlara yönelik usulsüzlüğü fark etmiş ve üstüne gitmişlerdi. Meslektaşlarımız, deyim yerindeyse ellerini arı kovanına soktukları, bir rant düzenini engellemeye çalıştıkları için öldürüldüler, acımasızca katledildiler. O yüzden, bizim için onları öldüren eller sadece bir tetikçiye aittir, bunun arkasında azmettiriciler de varsa, onlar da mutlaka bulunmalı ve yargı önüne çıkartılmalıdır. Hastanın ilacına, kamunun malına göz diken, bu uğurda meslektaşlarımızın canını alan bir şebeke varsa cezalandırılmalıdır.""Meslektaşlarımız, aleyhinde tanıklık ettikten sonra 'sizi kurşun manyağı yaparım' diyen katil hakkında Savcılık nezdinde suç duyurusunda bulunmuş, ancak katilin silah bulundurma ruhsatı olmasına ve o silah hastane eczanesinde durmasına karşın bize yansıdığı kadarıyla hiçbir girişimde bulunulmamıştır" diyen Ecz. Üney, meslektaşlarının başhekimlik nezdinde de girişimlerde bulunduğunu ancak bu başvurudan da sonuç almak için geç kalındığını ileri sürdü."MESLEKTAŞLARIMIZIN DAVALARI BİZE EMANET""Acımız çok büyük, ama öfkemiz ve isyanımız da bir o kadar" diyen Ecz. Üney şöyle devam etti:"Biz Türk Eczacıları Birliği ve 54 Eczacı Odası olarak dört meslektaşımızın ailelerinin ve doğmuş, doğmamış çocuklarının ablaları, abileriyiz. Onlar bize emanet. Meslektaşlarımızın davaları bize emanet. Bizler, Türk Eczacıları Birliği, tüm bölge eczacı odaları ve 32 bin eczacı tek yürek, tek ses, bu katilden, azmettiricilerinden, ihmal edenden hesap soracağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız."
İHA