Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mülteciler arasında hiçbir ayrım gözetmiyoruz. Avrupa'nın tamamında şu ana kadar göçmen sayısı 250 bin. Göçmenler için 7.8 milyar harcadık. Türkiye insani ve vicdani görevini ortaya koşmuştur. Türkiye gerek DAEŞ, gerekse PKK ve DHKP-C terör örgütleri ile kararlı bir mücadele yürütüyor" dedi.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin mücadelesi belli bir etnik grup ya a kimliğe yönelik asla değildir. Mücadelemizin hedefi Kürt vatandaşlarımızın hayatına kast eden eli kanlı terör örgütünün belini kırmaktır. Şu bilinmeli. Mülteci krizinin sebebi Suriye'deki savaş ve adeta devlet terörü estiren Esad rejimidir. Mülteci sorununu engellemek için 3 önemli adım atılmalı. Biri eğit donat, ikincisi terörden arındırılmış bölge ilanı ve üçüncüsü de uçuşa yasak bölgenin ilanıdır.
"DAEŞ'TE PKK DA PYD DE TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"
Teröre karşı ortak mücadeleyi tereddütsüz sürdürmemiz lazım. Türkiye bu hususta kararlıdır. Bu terör örgütünün Suriye'de DAEŞ ile savaş kisvesi altında meşruiyet kazanma çabalarına fırsat verilmemelidir. PYD de PKK gibi terör örgütüdür ve beraber çalışmaktadır. Bu noktada iyi terörist kötü terörist olamaz. DAEŞ de PKK da PYD de terör örgütüdür."
"RUSYA'NIN HAVA SAHASINI İHLALİ SON DERECE ENDİŞE VERİCİ BİR DURUM"
Toplantıda konuşan Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, "1 ayda ikinci kez bir araya geldik. AB Türkiye ile işbirliğine hazır. Suriye'de tampon bölge konusuna değindik. Türkiye'nin de harekete geçmeye hazır olması lazım. Yüzbinlerce kişi Türkiye üzerinden Avrupa'ya gelişlerinin sona erdirilmesi gerekiyor. Bunu tek başımıza yapamayız, Türkiye ile birlikte yapabiliriz. Bu karşılıklı çalışma hem AB'ye hem Türkiye'ye yarayacaktır. DAEŞ'e karşı mücadele konusunda hem fikiriz. Sayın Cumhurbaşkanı Rusya'nın Türkiye hava sahasını ihlalleri konusunda benimle bazı bilgileri paylaştı, bu son derece endişe verici bir durum. Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda işbirliği ve desteğe her an hazır olduğumun altını çizdik" dedi.