Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonunda gerçekleşen AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları 5. Olağan Kongresinde konuştu. Erdoğan, "Havalimanlarımızın sayısı 55’e, hızlı tren hatlarımızın uzunluğunu bin 213 kilometreye çıkardık. Kalkınmanın temel şartı olan ulaşım ağımızı genişletmeye devam ediyoruz. Enerjide elektrik enerjisinde kurulu gücümüzü yaklaşık 32 bin megavattan 87 bin megavata çıkardık. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına çok büyük yatırım yaptık. Böylece hidroelektrikte 12 bin 300 megavattan 39 bin megavata, rüzgar, güneş, jeotermalde 36 megavattan ve kalan 11 bin megavata yükseldik. Elektrik üretimimizde yerli kaynakların oranını 65 bin gigavattan 134 bin gigavata yükselterek 2 kattan fazla artış sağladık. Doğalgaz kullanan illerimizin sayısı şimdi Şırnak ve Artvin’i de ilave etmek suretiyle 80 vilayete çıkıyoruz. Hakkari kalıyor. İnşallah Hakkari’yi de yıl sonuna kadar onu da bitirmenin azmi içindeyiz. Böylece nüfusumuzun yüzde 80’i doğalgazın kolaylığından temizliğinden konforundan faydalanabilir hale geldi” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin insansız hava araçlarını kendisinin üretir hale geldiğini söyleyen Erdoğan, “ Silahlı insansız hava araçlarımızı kendimiz üretir hale geldik. Şimdi daha ileri gidiyoruz daha güçlülerini de üretir hale geliyoruz. İnşallah birçok alanda savunma sanayinde Türkiye olarak yüzde 65 ihtiyacımızı kendimiz karşılar hale geldik. Yüzde 25 idi 17 yıl önce göreve geldiğimizde bu yüzde 25 idi. Şimdi yüzde 65’e geldi. Daha ileri gideceğiz, daha güçlü olacağız.Şimdi uzay sanayinde adımlarımızı atıyoruz inşallah.Burada da Türkiye diğer ülkelerle bu mücadeleyi sürdürecek. Ticarette ihracatımızı 36 milyar dolardan 163 milyar dolara yükselterek, dünya pazarlarına açılarak, yatırımları destekleyerek, ahilik geleneğimizin temsilcisi esnaf ve sanatkarlarımıza aramızda sahip çıkarak ülkemizi ileriye taşıyoruz. Şehircilikte ülkemizin tüm illerin de ve ilçelerinde inşa ettiğimiz 837 bin konutla halen 1 milyon 300 bin bağımsız birimde kentsel dönüşüm projeleriyle, içme suyu, atıksu katı atık çalışmalarımızda kat ettiğimiz mesafe ile Türkiye’nin çehresini değiştirdik. Şimdi millet bahçeleriyle halkımızın hayat kalitesini yükseltecek yeni bir dönemi başlatıyoruz. Millet kıraathaneleri açmak suretiyle çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan kurtarmak ve millet kıraathanelerinde onları çok daha güçlü hale getirmenin azmi içindeyiz. Ekonomide ülkemizi üç buçuk kat 16 yılda büyüttük ve bütün bunlarla beraber süreci hızlandırıyoruz” diye konuştu.
“TALİMATI VERDİM, AMERİKA’NIN ADALET VE İÇİŞLERİ BAKANLARININ TÜRKİYE’DEKİ MAL VARLIKLARINI DONDURACAĞIZ” Dış politikayla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dış politikada son zamanlarda malum gelişmeleri sizler de takip ettiniz, ediyorsunuz. Amerika’nın özellikle son İzmir’deki Papaz Brunson olayıyla alakalı attığı adım bir stratejik ortağa yakışmayacak bir adımdır. Amerika bu adımla birlikte aslında Türkiye’ye karşı ciddi bir saygısızlık yapmıştır. Bir taraftan model ortak diyeceksin öbür taraftan stratejik ortak diyeceksin, müttefik diyeceksin PKK ile FETÖ ile ilişkisi olan buradaki bir papazını savunmanın gayreti içine gireceksin. Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye bu hukuk devleti anlayışı içerisinde hukukun gereği neyse bunu yapacaktır. Şunu söyleyeyim bizimle asla bir takas anlayışı içerisinde, 6 kez Amerika’ya girip çıkan Halk Bankamızın Genel Müdür muavinini tutuklamak suretiyle kalkıp da bizimle bir takasa girme. Böyle bir anlayış bizim anlayışımız değildir. Hukuk neyse biz bunun yanında olduk ve sadece bu değil, Halk Bankamıza hiçbir alakası olmadığı halde bir bedel ödetme yoluna gitmeyi de asla doğru bulmuyoruz. Çünkü suçlu bedelini öder ama suçu yoksa ona bedel ödetme gayreti içine girmek kimsenin de haddine değildir. Şunu da çok açık net ortaya koymam lazım. O da şudur; benim kalkıp İçişleri Bakanımı Adalet Bakanımı Brunson’la ilgili olarak onu yakından takip etti ona şöyle yaptılar böyle yaptılar demek suretiyle Amerika’daki mal varlıklarına el koyuyoruz mantığı mantık değildir. Yani bu Teksas’takilerin işi olabilir ama kalkıp da burada Amerika’da herhangi bir mal varlığına sahip olmayan bakanlarımla ilgili böyle bir yaklaşımı kabullenmek asla mümkün değildir. Şimdi ne olacak? Biz dün akşama kadar sabrettik. Şimdi ben de bugün arkadaşlarıma talimatı veriyorum; Amerika’nın Adalet ve İçişleri Bakanlarının Türkiye’deki mal varlıklarını donduracağız varsa. Arapların güzel bir atasözü var; “Men dakka dukka.”Bizde onu ne yapacağız. Hiç biri mütekabiliyet anlayışının dışında değildir. Siz böyle yaparsanız bunun mütekabiliyeti budur bizde bunu yaparız. Sayın Trump’a bunları söyledim, Dışişleri Bakanım Singapur’da Dışişleri Bakanına söyledi daha yeni. Söylenen ne, ‘Türkiye ile bu alanda bu şekilde bir yaklaşım doğru değil.’ Eğer burada samimi hareket edeceksek gerçekten stratejik ortaksak ortaklığımızın gereğini yapalım. Biz sizlerle Somali’de beraber olmadık mı? Biz sizlerle Afganistan’da beraber değil miyiz? Biz sizlerle dünyanın değişik yerlerinde NATO’da bir ve beraber olduğumuz için ortak adımlar atmadık mı?” açıklamasında bulundu.
“BURADA SAYIN TRUMP ÇOK BÜYÜK BİR OYUNA GELMİŞTİR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye bu anlayışla, bu şekilde yaklaşımla terbiye edilemez. Bu sadece evangelist siyonist bir yaklaşımın tezahürüdür olayın aslı budur. Burada Sayın Trump çok büyük bir oyuna gelmiştir. Oyun kurucuları da gayet iyi biliyor. Bu oyunu Sayın Trump’ın bozması gerekir. Bizler bu noktada kararlıyız ve kararlı olarak duruşumuzu dürüst olduğumuz için aynen devam ettireceğiz. Biz dış politikamızı hiçbir zaman yalanlar sahte düzmece tezgahlar üzerine kurmadık. Her zaman dik durduk ama dikleşmedik. Biz Türkiye’yi büyüttükçe güçlendirdikçe kalkındırdıkça eski Türkiye’nin zayıflıklarına zaaflarına teslimiyetine alışmış olanlar adeta çıldırıyor. Ülkemize yönelik saldırıların sebeplerine şöyle bir bakın ortada bir tane akılla mantıkla gerçekçilikle hak ve hukukla izah edilebilecek husus bulamazsınız. Tamamı da siyasi ve ekonomik olarak ülkemizin geriletmeye sindirmeye korkutmaya yönelik söylemler ve eylemlerle üzerimize gelenlere cevabımızı her fırsatta verdik vereceğiz ve şunu da samimiyetle söylüyorum. Biz burada bir kez daha Rabiamızı ortaya koyacağız. Rabiamızla yürüyeceğiz. Rabiamız tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet. İşte hiç kimse Türkiye’yi bu 4 ilkesinden geriye döndüremeyecektir. Gezi olaylarında şehirlerimizin sokaklarını meydanlarını yakıp yıkarak gözümüzü korkutmaya çalıştılar. Sahnelenen oyunu gördük ve kararlı duruşumuzla vandalları sokaklardan temizledik. Ardından FETÖ’yü devreye sokup 17/25 Aralık emniyet yargı darbe girişimini başlattılar. Şimdi FETÖ’nün askerleri nerede? Amerika’da. Kim var arkasında kusura bakmasınlar Amerika var. Nerede Almanya’da maalesef Almanya’yla da bunları konuşacağız. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl ittifaktır bu ittifakı bozmaları gerekir veyahutta sahiplenmeleri gerekir. Milletimizle birlikte biz tezgahı bozduk. Hem mahalli idareler hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığımız sonuçlarla darbecilere ilk derslerini verdik. Bölücü terörü ülkemizin gündeminden çıkarmak için her yolu denedik ama bölücü terör örgütünün mensupları kaçacakları yeri buldular. Nereye kaçtılar? Ya Amerika’ya ya Almanya’ya ya Belçika’ya ya Fransa’ya ya Hollanda’ya buralara kaçtılar. Buradan destek alıyorlar. Devletimizin milletimizin hüsnü niyetinin istismar edildiğini gördüğümüzde yeniden terör örgütünün tepesine binip tarihinin en büyük darbelerini indirdik. Çukur eylemleriyle milletimizin huzurunu kaçıranları açtıkları çukurlara gömdük. Sınırlarımızın ötesinden ülkemizi taciz edenleri bulundukları yerlerde bulup imha ettik. Bu şekilde Türkiye’yi ele geçiremeyeceklerini görenler 15 Temmuz’da FETÖ ihanet çetesine mensup teröristler aracılığıyla darbe girişiminde bulundular. Ne ülkemizde ne de tarihte örneği olmayan bir şekilde milletimiz bu darbe teşebbüsünü sadece imanı cesareti ve çıplak elleriyle önlemeyi başardı. Zira, ‘İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.’ Ben 15 Temmuz Destanının tüm kahramanlarını buradan bir kez daha saygıyla hürmetle sevgiyle selamlıyorum. Rabbime bana böyle bir milletin evladı olmayı nasip ettiği için sonsuz hamd ediyorum." (Pelin Üzek Kılıç - Abdullah Sarica - Ömer Çetin - Fatih Erdoğan/İHA)