CHP Milletvekili ve Adayı Erkan Aydın seçim çalışmaları kapsamında dün Orhangazi Taşıyıcılar Kooperatifi’nde kamyon ve tır şoförleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Ağır vasıta şoförlerin sorunlarını dinleyen Aydın, karayolu taşımacılığında artan maliyetlere dikkat çekti. Tüm sektörler gibi bu sektörde de sorunların çığ gibi büyüdüğünü kaydetti. Erkan Aydın Türkiye’deki istikrarsızlığın ekonomiye büyük yük getirdiğini kaydederek , “Bu yükün altında çalışanlar kalıyor. Gizli devalüasyonla birlikte maliyetler artıyor, alım gücü düşüyor, halkımız yoksullaşıyor. Bu gidişe hep birlikte 1 Kasım’da son verelim” dedi.
1 KASIM’DA SANDIK BAŞINA
Aydın sonra Mustafakemalpaşa ilçesine giderek kahvehaneleri ve esnafı ziyaret etti, vatandaşların sorunlarını dinledi. Dört günlük resmi tatile dikkat çeken Aydın, tüm yurttaşları 1 Kasım’da sandık başına davet etti. Aydın “Bir oy ülkenin geleceğini belirleyecek. Aydınlık Türkiye için, kötü gidişe son vermek için herkes yurttaşlık görevini yapmak zorundadır. ‘Tatildeyim ‘ diyerek oyunu kullanmayanın bundan sonra yaşanacak sıkıntılarda şikayet etme hakkı olmayacak” dedi.
SAAT KAOSU TAM BU HÜKÜMETE GÖRE
Seçim nedeniyle saatlerin geri alınmamasıyla ortaya çıkan kaosu da değerlendiren Aydın şöyle dedi: “Düşünün ki; bir ülkede insanlar sabah kalktıklarında saatin kaç olduğunu bilmiyor. Böyle traji-komik durum nerede görünmüştür? Havaalanlarında, hastanelerde büyük kaos yaşanıyor. Metrolarda da aynı durum yaşanıyor. Bir çok uzman kaos konusunda uyardı. Ancak hükümet yurttaşlarımızı bu konuda bilgilendirmedi. Bu hükümetin kaos yaratmaktaki ustalığı bir kez daha ortaya çıktı Şimdi Enerji Bakanı çıkmış özür diliyor. Olan oldu, yaşanan yaşandı. Özür dilesen ne olur dilemesen ne olur..”
ÇİFTÇİ PERİŞAN
Erkan Aydın, son olarak yaklaşık 3 bin nüfusu olan Taşpınar Köyü’nde vatandaşlara seslendi. Aydın şöyle konuştu:”Bugünlerde olumlu konular konuşmak ve değerlendirmek oldukça zor. Terör canımızı yakıyor, ekonomi ise bacamızı söndürüyor. Yıllardır yanlış tarım politikaları yüzünden çiftçimiz de perişan. Karacabey ve Mustafakemalpaşa üreticisi de perişan. Sofralarımızın olmazsa olmazı domates üreten çiftçiler zor durumda. Bilindiği üzere ülkemizdeki domatesin yüzde 40’ı bu iki ilçemizde üretiliyor. Fiyat istikrarsızlıkları şimdi üreticimizi zor durumda bıraktı. Büyük emekle ekilen domatese fabrikalar 21 ile 23kuruş ödüyor. Bu fiyat farkı üreticiyi mağdur ediyor. Üretici fabrikalardan domates fiyatları konusunda jest bekliyor. Ayrıca uygulanan fire kesintisine de son verilmesini istiyor. Bu konuda biz siyasiler üreticinin yanındayız. Diğer yandan bu yılki hava koşulları sıkıntılara neden oldu. İlaçlamalarla bu sorunlar kısmen giderildi ancak verim düşüklüğü yaşandı. Çiftçi açısından zor bir tablo var. O nedenle çiftçimizin mağdur olmasını istemeyiz. Sürdürülebilir tarım için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekir. Çiftçi ve sanayici ayrılmaz bir bütündür. Biri diğerinin kötü olmasını istemez. Bu konuda fabrikalarla görüşerek olumlu sonuç almayı umut ediyoruz. Her şeye rağmen Ulu Önder Atatürk’ün de dediği gibi, ‘Köylü milletin efendisidir.’ O kadar zorluğa ve sıkıntıya rağmen bu çiftçi üretiyor. Ancak sanayici 2 yıl zarar etse fabrikayı kapatır. Keşke böyle toplantılara gerek kalmasa. Ancak bu yıl hepsi üst üste geldi. Umarız sorunlar çözüme kavuşur.” Sadece domates üreticisi mi mağdur? Hayır. Hükümet tarımı bitirmek üzere. Çoğu çiftçimiz tarlasını bahçesini satarak kendisine başka bir yaşam alanı arıyor. Girdiler yüksek. Çiftçimiz dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor. Gübre desek, yine öyle. Tarım ilaçları el yakıyor. Bir de bunun üzerine çiftçi ürünün hak ettiği değerini alamayınca iyice perişan oluyor. Eğer böyle giderse yakın zamanda tarım alanlarını kaybedeceğiz. Tarım ürünlerine dışarıdan almak zorunda kalacağız. Yazık değil mi bu bereketli Anadolu topraklarına? Üzülerek söylüyorum, yanlış tarım politikaları yüzünden gelecek kuşaklara bırakacağımız iki karış ekili toprağımız kalmayacak. “