Ekonomist İbrahim Kahveci’nin bugünü yazısında hükümet tarafından her fırsatta desteklenen konut sektörü masaya yatırıldı. Son zamanlarda yaşanan konut krizini analiz eden İbrahim Kahveci Yokluktan mı kriz yaşanıyor yoksa varlıktan mı? sorusuna cevap aradı.
TÜİK’in konut satışlarıyla ilgili verilerini köşesine taşıyan İbrahim Kahveci “TÜİK verilerine göre 2013-2020 yıllarında toplam ilk konut satışı 4 milyon 593 bin 728 adet. Buna 2021 yılı Ocak-Temmuz satışı olan 200 bin 550 adetlik ilk konut satışını da ekleyebilirsiniz.Kısaca yıllık ilk konut satışımız 575 bin adete karşılık geliyor. Yine TÜİK verilerine göre bir hane sayısı 3,3 kişiden oluşuyor.” Notunu paylaştı.
TÜİK’in bu verilerinin ne anlama geldiğini de açıklayan Kahveci “2012 yılında yüzde 20,9 olan kiracılık oranı nasıl oluyor da fazlasıyla konut satışına rağmen 2020 yılında yüzde 26,2’ye çıkıyor? İhtiyacın iki katına yakın yeni konut satışı yapılıyor” ifadeleri kullandı. Konut piyasasında da stokçuların bulunduğunu belirten Kahveci “Türkiye’de beton bir rant alanı haline döndü. Ama bütün dünyada zaten yaşanıyor. Türkiye’de de eskiden beri yaşanıyor. Burada yan unsurlar daha var. Mesela yabancı konut satışı, mülteciler vs vs.” çıkarımında bulundu.
KONUT BALONU PATLAYACAKYazısının son bölümünde konut alarak yatırım yapmak isteyen kişileri uyaran İbrahim Kahveci seçimlerden sonra konut balonunun patlayacağını belirtirken şuanda sanal bir şişkinlik oluştuğunu belirtti.
Kahveci uyarısını şu sözlerle dile getirdi:
İhtiyaç dışında konut alanlar aslında bir ihtiyaç sahibinin hakkını gasp ediyorlar. Neden ihtiyacın iki katı konut satılan Türkiye’de fiyatlar ve kiralar artabiliyor? Çünkü önlem yok ve kumar alanı yayılıyor.
Oysa mülkiyet güvencesinden başlayarak artan iş piyasasına bağlı yatırım ve üretim gelse ülkenin bu sermayesi rant piyasasına mı akardı?
Sorun ciddidir ama çözümü de çok basittir.
Kimse yeni beton ihtiyacı peşinde koşmasın.
Yarın seçimlerle yönetim değiştiğinde zaten bu konut balonu çok hızlı sönecektir. Çünkü mülteci ve göçmen politikası oluşacaktır. Şu anda politikasız bir göç trafiği ile sanal şişkinlik yaşıyoruz.