Ankara
Doğuştan görme engelli olan ve 11 yaşındaki kontrollerde işitme kaybı olduğu da tespit edilen 33 yaşındaki Celil Uzun, Rize Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünde avukat olarak görev yapıyor.
Mesleğini yaklaşık 3,5 yıldır icra eden Uzun, ilkokul yıllarında teyzesinin çalıştığı iş yerinde görme engelli avukatın hayat hikayesini öğrendikten sonra hukukçu olmaya karar verdi.
Okumak için ailesiyle Rize'den İzmir'e taşınan Uzun'a ailesi de büyük destek verdi.
Hukuk fakültesindeki eğitimini tamamlamasının ardından iş hayatına atılan Uzun, çocukluğundan bu yana hayalini kurduğu mesleğini icra etmeye başladı.
Görme engelli avukat Yazgan'dan ilham aldı
AA muhabirine eğitim ve çalışma hayatına ilişkin açıklamalarda bulunan Uzun, lise yıllarında Türkiye'nin ilk görme engelli avukatlarından Gültekin Yazgan'la tanıştığını, Yazgan'ın, 1950'li yıllarda teknolojik imkanlar şimdiki kadar gelişmemişken Ankara Hukuk Fakültesini başarıyla bitirmesinin kendisine ilham verdiğini anlattı.
Engellilerin o zamanlarda bir dokümanı okuyabilmek için mutlaka gören birine ihtiyaç duyduğunu belirten Uzun, "Benim bir tarayıcı bulmam, bilgisayar bulmam, basılı bir dokümanı okumam için yeterli oluyordu. Ders kitaplarımı da bu şekilde okudum." dedi.
"Adliyelere erişilebilirliğin arttırılması gerekiyor"
Adliye binalarının yapısının kendisini zorladığını ifade eden Uzun, "Adliyelere erişilebilirliğin biraz daha arttırılması gerekiyor. Kılavuz zeminler yeteri kadar yok. Sadece adliyeler için değil birçok kurum için bu böyle." dedi.
Ailelerin engelli çocuklarına en iyi eğitim imkanını sağlaması gerektiğini de söyleyen Uzun, "Bir engellinin meslek sahibi olması gerekiyor. Aileler çocuklarını sonuna kadar desteklemeli. Engelli olmak bir meslek sahibi olmamıza engel teşkil etmiyor." ifadelerini kullandı.
"Bu şekilde bir hukukçu kimliğine sahip olmak daha gurur verici"
Evli ve 3 yaşında kızı olan 27 yaşındaki stajyer avukat Gülşen Timur Sevim de, menenjit hastalığı sonucu 5 yaşındayken görme yetisini tamamen kaybettiğini söyledi.
Görme kaybının tedavisinin olmadığını aktaran Sevim, "Benim için yaşam tarzı haline geldi. Mücadeleci bir yapım var. Bu halimle çok mutluyum. Bu şekilde bir hukukçu kimliğine sahip olmak daha gurur verici." dedi.
Sevim, 5 yaşındayken televizyonda gördüğü bir kadın hukukçunun kendisine ilham verdiğini belirterek, "Görme engelli olduktan sonra, çevredeki insanlar 'Görme engelliler avukat olamaz' dediler. Annemin benim için çabalamasıyla çok şükür bu kimliği kazandım." diye konuştu.
"Arkadaşlarım benim için bütün kitaplarımı seslendiriyorlardı"
Kazandığı üniversitede okurken zorluk çekmediğini ifade eden Sevim, "Arkadaşlarım benim için bütün kitaplarımı seslendiriyorlardı. Ben kabartma sistemde çalışıyordum. Sadece kitapları okuyup altını çizerek ders çalışmayı çok isterdim." dedi.
Sevim, farkındalık oluşturulabilmesi ve ön yargıların kırılabilmesi için görme engellilerin bu tarz toplumda saygı gören mesleklere daha çok yönelmesi gerektiğini, kendisinin de engellilerin avukatlık mesleğini yapamayacağına dair yaygın ön yargıyı kırmak için elinden geleni yaptığını kaydetti.