Özel Esentepe Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Bayram Çalışkan, glokom hastalığının başlangıç döneminde, genellikle hastanın şikâyetleri olmadığını belirterek, ilk başlarda belirtisi olmayan hastalığın, uzun bir süre içinde görme sinirini yıpratıp, durum fark edildiğinde ise kişide onarılamayacak hasarlar oluşturabileceğine dikkat çekti.
Glokom hastalığının dünyada yaygın görülen ve her yaşta ortaya çıkabilecek bir rahatsızlık olduğunu belirten Op. Dr. Bayram Çalışkan, “Kişilerde göz içindeki basıncın sıklıkla yükselmesi durumda görme sinirleri zarar görmektedir. Bunun sonunda da kişide görme alanı gitgide daralır. Hastalığı yaşayan kişi, bu sürecin son aşamalarında fark etmesi durumunda büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Bu yüzden glokom hastalığında erken tanı büyük önem taşımaktadır.” dedi.
Glokom çok yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için birçok kişinin erken teşhis olmaması durumunda görme kaybını hemen fark edemeyeceğini söyleyen Çalışkan, “Bu hastalıkta ilerleyen süreçlerde sorunlar ortaya çıkabildiği için özellikle 40 yaşından sonra bireylerin, göz tansiyonları yılda en az 1 defa ölçtürmesi gerekiyor. Baş ve göz çevresinde ağrılarla birlikte, zaman zaman bulanık görme durumunda bu şikâyetlerin kesinlikle ciddiye alınması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Glokom hastalığı fark edilen hastaların, 1. derece yakınlarının da mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Bayram Çalışkan, şöyle devam etti: “Erken teşhis ve tedavi sürecinde, glokom hastalığı saptanan kişilerin birinci derece yakınlarında risk oranı, normal bireylere göre 5-6 kat daha fazla bulunmaktadır. Aynı şekilde ilerlemiş yaş ve 1.derecede yakınlar dışında; diyabet, tansiyon, göz iltihabı, göz travmaları, migren gibi baş ağrıları ile uzun süreli kortizon içeren ilaç kullanımı da risk faktörleri arasında yer alıyor. Glokom kronik bir hastalık olduğu için ömür boyu sürebilir bu yüzden kişinin tedavi sürecinde kararlı olması büyük önem taşıyor.”(CİHAN)