YENİ TANIKLAR, ŞOK İDDİALAR
Atv habere ulasan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir genç kiz ifadesinde "Düğününde otururken Ümitcan ile birlikte 6 kız geldi. 19-20 yaşları arasında. Ümitcan'ın annesine seslendiler. Yurtta çalışıyorum bunları ben büyütüyorum. Beni seviyorlar dedi. Kızlarla sohbet ederken biz 18 yaşını doldurduk, bize ev açtı. Şu an Ümitcan ile birlikteyiz bizi çalıştırıyor dedi. Annesi de söyledi..." dedi.
KÜÇÜK YAŞTAKİ KIZLARI KANDIRARAK PAVYONDA ÇALIŞTIRIYOR!
Bir başka tanığın ifadesine göre; "Kızın deyişine göre; biz burada müşteri bulmaya geldik gibisinden konuştuk, sonra mahallenin gençleri ile gitti..."
Küçük yaşlarda kızları gazino ve pavyon ve bar ortamına götürdüğüne dair ifadeler geldiği belirtildi....
"ÇOK KIZ VAR AMA KONUŞMAYA KORKUYORLAR"
"Çok çok kızlar var da bazı kız arkadaşlarımız konuşmuyor, korkuyorlar, tedirginler çünkü onların yerleri bariz belli çünkü bunlar gerçekten sıkıntılı insanlar..."
"Çok para kazanma vaadiyle gönderiliyor ancak son adres pavyon... İş dediğin bu muydu dediğimde ben mutlu olacağım, istemediğin bir şey olmayacak, dayıların parasını yiyeceğiz gibi bir muhabbet olduğu iddialar arasında yer alıyor..."
ÇARPICI İDDİALAR GELDİ
Uygun ölmeden birkaç gün önce öğrencileri ile WhatsApp üzerinden iletişime geçti ve "Hakkımda soruşturma başlatılabilir, benim için tanıklık edin, Gülay Hoca iyi bir insandır deyin" dediği ortaya çıktı.
MÜGE ANLI'DAN İLK AÇIKLAMAATV'de yayınlanan programında konuşan Müge Anlı, şunları söyledi:
Allah rahmet eylesin. Devletin kurumları önemli kurumlardır. Soruşturmayı ben onlara bırakma taraftarıyım. Devlet de soruşturmayı başlattı, müfettişleri görevlendirdi. Çok sayıda kız bizi aradı bununla ilgili.
Hatta 2 gün sonra da hanımefendinin ifadesi alınacakmış. Kızlar, 'Rahmetli hanım bize Whatsapp grubu kurdu. 'Benim hakkımda soru sorarlarsa iyi şeyler söyleyin' diye yazdı." dediler. Fakat konu onun üzerinde değilken dün şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin.
Hep böyle bir tehdit var. Bu olayın ardından da yine suçlu olan ben oldum. Ben bu suçlamaları kabul etmiyorum. Ben gazeteciyim. Hiç kimsenin tarafı değilim. Ne anneyi-babayı tanırım, ne Ümitcan'ı tanırım. Ne hanımefendinin adını ne fotoğrafını vermişim. Röportajları yayınlama durumum olmasına rağmen kurumları zedelemek adına yayınlamadım. Ben tarafsızım. Benim kalbime Rabbim ne verdiyse ben kalbimin doğrusunda gitmeye çalışıyorum. Allah gönlümü biliyor.
Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıptan gelecek rapora bağlıdır. O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleyna'lar ölsün istemiyorum.
Bu bir yıldırma politikası, biliyorum. Keşke hanımefendi hayatta olsaydı. O kadar üzüldüm ki... Keşke hanımefendi bizi arayıp 'Yüzleşebilirim o kızlarla' deseydi. Ben hanımefendiyi bilmem. Konuyu devlete bıraktım, gerekli soruşturma açıldı.
3.5 aydır neredeyse tüm medya kuruluşlarında oğlu hakkında bu haberler yapıldı. Tüm bunlar yaşanırken psikolojisi gayet sağlam kalan bir hanımefendi, soruşturma başlatılınca mı intihar eder? Neden intihar etsin? Bunun için hiçbir gerekçe yok. O yüzden ben bu konunun da araştırılacağından eminim.
Aleyna intihar mı etti öldürüldü mü diye konuşurken, ikinci hanımefendi de aynı şekilde hayata gözlerini yumdu.
Bu işin peşini bırakmayacağız.