Kulak Burun Boğaz Bölümü doktoru Doç. Dr. Tayfun Apuhan, horlama ve uyku apnesinin uyku esnasında hava yolundaki daralmaya bağlı olarak ortaya çıkan önemli bir sağlık problemi olduğunu söyledi. Apuhan, "Uyku apnesi ve horlama sadece hastayı ve ailesini rahatsız eden sosyal bir sorun değil, aynı zamanda yaşamı tehdit edebilen ve ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır. Horlama, tıkayıcı uyku apnesi sendromunun en belirgin yakınması olup, tıkayıcı uyku apnesi olan hastaların hepsinde görülür. Ancak her horlama tıkayıcı uyku apnesi değildir. Horlama yakınması olan hastalar mutlaka uyku apnesi açısından sorgulanmalıdır" dedi.
Uyku apnesi sorunu yaşayan kişilerde başlıca sorunlar olarak, horlama, uyku sırasında nefes kesilmesi, boğulma ve zorlukla solunum nöbetleri görüldüğünü kaydeden Doç. Dr. Apuhan, "Ayrıca gün boyu uyuklama, dikkat isteyen aktivitelerin yapılmasında ve devam ettirilmesinde zorluk, uykudan yorgun kalkma, sabah baş ağrıları, anlama zorlukları, cinsel fonksiyon bozuklukların ve kişilik değişiklikleri görülebilmektedir" ifadelerini kullandı.
KİLO SORUNU OLAN KİŞİLER UYKU APNESİNE EN BÜYÜK ADAY
Burun girişinden ses tellerinin olduğu bölge kadar olan, hatta yenidoğanlarda ses tellerinin de olduğu bölgeyi içeren alanda, üst solunum yolunu daraltan veya üst solunum yolu kaslarının gerginliğini azaltmaya neden olan her türlü patoloji horlama ve tıkayıcı uyku apnesi sendromuna neden olabileceğini kaydeden Doç Dr. Apuhan, özellikle boynu kalın ve kısa olan, alt çenesi geride olan ve kilosu fazla olan kişiler en büyük aday olabildiğini açıkladı.
"ENDOSKOPİK YÖNTEMLERLE KİŞİDE UYKU APNESİ TEŞHİS EDİLEBİLİYOR"
Doç. Dr. Tayfun Apuhan, hastalığın teşhisinde kullanılan yöntemleri şöyle açıkladı: "Hastalığın tanısında kullanılan başlıca yöntem olarak genel değerlendirme ve fizik muayene, kulak burun boğaz muayenesi, endoskopik muayene, radyolojik görüntüleme yöntemleri, yüz yapılarının ve hava yolu boyutlarının ölçülmesi, uyku testi ve uyku endoskopisidir. Uyku apnesi sendromunda ön tanı için öykü ve fizik muayene yeterli olmasına rağmen doğru tanının kesinleştirilmesi, hastalığın ciddiyet derecesinin saptanması ve dolayısıyla etkin tedavinin planlanması için uykunun objektif değerlendirilmesine yani polisomnografiye (PSG) ihtiyaç vardır. PSG uyku apnesi tanısında altın standart olarak kabul edilir".
"GEREKİRSE CERRAHİ MÜDAHALE İLE UYKU APNESİ TEDAVİSİ MÜMKÜN"
Tedavinin ne kadar yoğun olacağı; hastalığın derecesine, tedavi sonucundaki beklentilere ve var olan tıbbi koşullara bağlı olduğunun altını çizen Doç Dr. Apuhan, "Tek tedavi her hasta için geçerli olmayabilir. Her hasta ayrı ayrı değerlendirilir ve değişik tedavi yöntemlerinden uygun olan planlanır. Cerrahi tedavi olarak üst hava yolundaki tıkanıklığı by-pass etmeye veya üst solunum yolundaki tıkanıklığı ortadan kaldırmaya yönelik yapılır. Horlama vetıkayıcı uyku apnesi olan hastalarda solunum yolundaki tıkanıklığın yerine ve içeriğine göre farklı bölgelerde cerrahi müdahaleler yapılabilmektedir. Burun tıkanıklığına yönelik ameliyatlarda hastanın yakınmasının giderilmesi ve CPAP başarısını arttırmak için yapılmalıdır. Eğer kişide kemik kıkırdak eğriliği varsa düzeltilmesi, konka küçültme girişimleri, burun pasajını genişletmeye yönelik cerrahi yöntemler kullanılabilmektedir. Özellikle çocuk hastalarda geniz eti veya varsa büyümüş bademcik ameliyatı tedavide etkili olabilmektedir" ifadelerini kullandı.
Kulak Burun Boğaz Bölümü Doç. Dr. Tayfun Apuhan, uyku apnesi olan hastaların dikkat etmesi gerekenleri şöyle açıkladı:
Kilo vermek için günlük egzersiz yapılmalı ve atletik bir yaşam biçimi seçilmelidir.
Yatış zamanından 3-4 saat önce kafeinli ve alkollü içecekler alınmamalıdır.
Düzenli bir uyku için her gece aynı saatte (hafta sonları dahil) yatıp kalkılmalıdır.
Yatak odasının gürültüden uzak uyumaya elverişli hale getirilmesi gereklidir.
Yatmadan önce uyku ilacı, sakinleştirici mümkünse kas gevşetici ilaçlar alınmamalıdır.
Sıklıkla horlama ve apnenin kötüleştiği sırt üstü yatmak yerine yan yatmaya alışılmalıdır.
(İHA)