Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi ve Organ Nakli Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, “Karaciğerde hastalık ilerledikçe halsizlik, iştahsızlık, sarılık, güçsüzlük, kilo kaybı, bacaklarda ve karında sıvı birikimi görülebilir. Hastalık ilerlediğinde karaciğer kanı temizleyememeye başlar ve kişilik- davranış değişiklikleri, unutkanlık gelişebilir” diyor. Görevleri arasında: - Besinlerle aldığımız gıdalardan proteinler başta olmak üzere kolesterol, yağlar ve pıhtılaşma faktörleri gibi önemli yapıtaşlarını sentezlemek - Yağların emilimi için gerekli olan safranın yapılarak, sindirim sistemine salgılanması - Ortaya çıkan birçok kimyasal madde ve ilaçtan vücudu temizlemek - İnfeksiyonlara karşı savaşta bağışıklık sistemini düzenlemek - Kan şekeri düzeyini ayarlamaktır. Akut ve kronik pek çok hastalık karaciğerin yaşamsal fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak etkileyerek karaciğer yetmezliğine sokabilir. AKUT karaciğer yetmezliğinde, öncelikle karaciğer hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde aniden görülen bir durumdur. Hepatitler, ilaçlar ve mantar zehirlenmesi başta olmak üzere pek çok sebebi olan bu durumda dolaşımda bulunan toksinler karaciğer hücrelerine zarar verir. Tedavide ilaç veya böbrek yetmezliğindeki diyaliz gibi bir yöntemi olmayıp, hızlı bir şekilde karaciğer nakli ile tedavi edilmediği takdir de hastalar hayatını kaybetmektedir. Kronik karaciğer yetmezliği olan sirozda (siroza yol açan hastalıkların başında hepatitler ve Alkol kullanımı gelir) ise normal karaciğer hücrelerinin yerini nedbe dokusu almaktadır. Bu durumda karaciğer hayati fonksiyonlarını yerine getiremez. Yetmezlik belli düzeye eriştiğinde hasar o kadar ilerler ki, o zaman tek çözüm yolu karaciğer nakli olmaktadır. Hem akut, hem de kronik karaciğer yetmezliklerinde nakil zamanlaması çok önemli olup geç kalınmaması gerekmektedir.
Erken dönemlerde genelde herhangi bir belirti vermezken hastalık ilerledikçe halsizlik, iştahsızlık, bulantı- kusma, sarılık (deride ve gözlerde sararma), güçsüzlük, kilo kaybı, bacaklarda ve karında sıvı birikimi, artmış kanama eğilimi ve kaşıntı görülebilir. Hastalık ilerleyip hasar arttıkça, karaciğer kanı temizleyememeye başlar ve vücut atıkları ile birçok ilaç vücutta birikir. Artan bu zehirli maddeler özellikle beyinde birikir ve kişilik- davranış değişiklikleri, bilinç bulanıklığı, unutkanlık ve uyku düzensizlikleri, son aşamada ise şuur kaybı ve koma hali gelişebilir.Kronik karaciğer yetmezliği olan siroz ilerleyici bir hastalıktır. Hastalık tedavi edilemezken meydana gelen hasar bazı tedavilerle durdurulabilir veya yavaşlatılabilir. Karaciğerin işlevlerini değerlendirmek amacı ile çeşitli biyokimyasal testler yapılır. Ayrıca ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi veya MR gibi görüntüleme yöntemleri ile karaciğerin yapısı ve damarları incelenir. Siroz tanısını kesinleştirmek için bazen biyopsi dahi yapılabilir. Modern tıbbın imkanları ile tedavi edilemeyen durumlarda karaciğer nakli ile görevini yapamayan organın yeni bir karaciğer ile değiştirilmesi zorunludur. Günümüzde medikal ve cerrahi tedavilerin ilerlemesi ile karaciğer nakli zamanında yapılırsa yüzde 80-90 başarı oranı ile yapılmaktadır.
Öncelikle karaciğer sirozu olan tüm hastalar nakil için değerlendirilmelidir. Hastayı takip veya nakil etmenin uygun olup olmadığı bazı testler ve muayeneler sonucunda elde edilen sınıflamalar sonucu karaciğerle ilgilenen uzman hekimlerce belirlenir. Kronik karaciğer yetmezliğinin şiddeti A ile C arasında sınıflandırılır ve bunun sonucunda B ve C evreleri nakil için uygun görülürler. A evresinde olup da nakil için uygun bulunan hastalarda vardır. Ancak şu unutulmamalıdır; hastanın nakil sırasında durumu ne kadar iyiyse, nakil ameliyatı o kadar iyi sonuç verir. Karaciğer nakli ile başlıca aşağıdaki hastalıklar tedavi edilmekle birlikte daha nadir görülen endikasyonları da vardır. - Kronik karaciğer hastalığı (B ve C hepatit, alkol ve biliyer siroz gibi hastalıklara bağlı) - Akut karaciğer yetmezliği (mantar ve ilaç zehirlenmeleri neticesinde) - Rezeke edilemeyen karaciğer tümörü (hepatoselüler karsinom) ile bazı benign tümörlerde - Bazı metabolik hastalıklar (özellikle çocukluk çağında)