İzmir’in Narlıdere ilçesinde yaşayan 19 yaşındaki Ali Göçer’in yaşam mücadelesi, okuma aşkı ve azmi akranlarına örnek oluyor. Sabah 6’da evinden çıkıp 5 kilometre yol yürüyerek okuluna giden Ali Göçer, okul çıkışında da hemen eve gidip üzerini değiştirerek pamuk şeker satmaya gidiyor. Gece 03.00’a kadar ekmek parasını kazanmaya çalışan Ali, hem annesine hem de babasına bakıyor. Koah ve böbrek yetmezliği hastalığı olan yatalak annesi ile annesine bakan kalp hastası babasının geçimini sağlamaya çalışan Ali, kendisi de kalıtsal şeker ve tansiyon hastası olmasına rağmen verdiği yaşam mücadelesiyle yaşıtlarına örnek oluyor.
GECE 3’TE İŞTEN ÇIKIYOR, SABAH 7’DE OKULA GİDİYOR
Rasim Önel Mesleki ve Anadolu Lisesi Pazarlama ve Perakende Alanı 11. sınıf öğrencisi olan ve 7 yaşından bu yana çalışan Göçer, "Annem hasta olduğu için çalışamıyor, babam da hasta kalp hastası o da çalışamıyor. Ben çalışıyorum, hayat mücadelemiz var. Hem okul hem çalışmak zor oluyor ama bir yandan da geçinmek zorundayız. Sağ olsun hocalarımız da yardımcı oluyorlar, Allah razı olsun. Hayat devam ediyor. Sabah okula 7’de geliyorum, okuldan sonra eve gidip hemen üzerimi değiştirip işe gidiyorum. İş biraz geç bitiyor tabi gece 2-3 gibi çıkıyorum. Babam anneme bakıyor, o da rahatsız olduğu için onun da çalışmasını istemiyorum. Annem yatalak durumda, böbrek, kalp yetmezliği, şeker, tansiyon ve nefes darlığı var. Sağ olsun devletimizden maddi durumumuz yoktu, eve cihaz bağladılar. Annem için iyi oldu” dedi.
“BAZEN HAYAL KURUYORUM EVE GİDİNCE HAYALLERİM BİTİYOR”
Hayata dair hayalleri olduğunu ancak büyüdükçe hayallerinin azaldığını anlatan Göçer, "Bazı çocuklara bakıyorum, çalışmıyor ama ailesinden para alıyor. Ben duygularımı anlatamam, bazen hayal kuruyorum, hayallerim başka oluyor, eve gidince hayallerim bitiyor. Ufakken hayal kurardım yok kaymakam olacağım, başbakan olacağım diye. İnsan büyüdükçe hayalleri de bitiyor. Şu anda hayalim konservatuvara gitmek. Tek hayalim o" ifadelerini kullandı.
“ANNEM BABAM BENİ BÜYÜTMÜŞ BEN DE BAKMAK ZORUNDAYIM”
Sosyal hayatı olmayan Ali Göçer, bu durumdan hiçbir zaman şikayet etmediğini ailenin çok önemli olduğunu kaydederek, "Anne baba benim için önemli, onlar beni büyütmüş ben de onlara bakmak zorundayım" dedi.
“DEVAMSIZLIK BİLE YAPMIYOR, ÇOK BAŞARILI BİR ÖĞRENCİ”
Okul Müdürü Günnaz Sözkesen de Ali’nin çok başarılı ve sorumluluk sahibi bir öğrenci olduğunu dile getirerek, "Ali son derece saygılı, örnek davranışlar sergileyen, başarılı, sorumluluk sahibi bir öğrenci ve onunla gurur duyuyoruz. Hem sabahları okuluna düzgün bir şekilde, hiç devamsızlık yapmadan devam ediyor hem de ailesine bakıyor. Ailesinin ekonomik durumu sıkıntılı. Ayrıca annesi hasta ve babası da ona bakıyor. Ali de ailesine ekonomik anlamda destek oluyor ve her okul çıkışında ailesinin geçimini sağlamak için çalışıyor. Hiçbir zaman bu sorumluluğunu aksatmıyor ve aynı zamanda okuldaki başarısı hiçbir zaman için değişmiyor. Bizlere karşı da okuldaki öğretmenleriyle de arkadaşlarıyla da sosyal ilişkilerinde son derece başarılı bir öğrenci” diye konuştu.
“ALİ İYİ BİR ARKADAŞ, BİZE ÖRNEK OLUYOR”
Ali’nin azmi sadece öğretmenlerinin değil arkadaşlarının da dikkatini çekiyor. Ali’nin yaşadığı sıkıntılara rağmen her daim yüzünün güldüğünü anlatan arkadaşları, "Ali çok iyi bir arkadaş. Azmi ve hırsıyla bizi de duygulandırıyor. Sıkıntımız olunca onu düşünmek zorundayız, örnek oluyor bize. Hepimize örnek oluyor. Aslında hayatı aslında zorlu geçiyor ama her şeyin üstesinden gelmeyi başarıyor her seferinde" şeklinde konuştu.
“BÖYLE HAYIRLI EVLAT ALLAH HERKESİN BAŞINA VERSİN”
Oğluna minnet duyduklarını anlatan Baba Aydemir Göçer ise şunları söyledi: “Ali hem okulda okuyor hem bize bakıyor. Böyle hayırlı evlat Allah herkesin başına versin. Hanımın hasta, ben kendim kalp hastasıyım. Halimiz vaziyetimiz böyle. Evimiz kira, bunu da söyleyeyim. Yoktan Allah sormaz. Vaziyetimiz böyle, okul çıkışında çalışıyor. Uyku bile uyumuyor bu Ali. Hastalandı bir keresinde hasta hasta işe gitti. ‘Gitme oğlum hastasın’ diyoruz. Nasıl canın var Ali, hasta hasta gözü kapalıdır, yine de gider.”
(Mihrap Düzöz - Sinan Yeniçeri /İHA)