Hazine avcıları Heraion-Teikhos Antik Kenti'nde, Trak medeniyetinin kalıntılarına zarar veriyor.
Kazı Başkanı Namık Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neşe Atik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, antik şehirde 2000 yılından bu yana çalıştıklarını belirterek, daha önce özel mülk olan kazı arazisinin bu yıl kamulaştırıldığını söyledi.
Antik şehrin yer aldığı arazinin kamulaştırılmasıyla kazı alanının korunmasının daha da kolaylaşacağını ifade eden Atik, "Bu yıl ki çalışmalarımızın en önemli bölümünü korumaya ayırdık. Bu nedenle ilk önce birikmiş otları temizledikten sonra bize ait olan 24,5 dönümlük akropole ait arazinin direk dikilecek yerlerinde müze müdürlüğümüzün denetiminde sondajlar yaptık" dedi.
Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan alınan izinle kazı alanının etrafını tel örgüyle kapatacaklarını anlatan Atik, şöyle konuştu:
"Yakın bir gelecekte Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun izniyle tel çitle tüm arazinin etrafını çevireceğiz. Kapıyla girilen, etrafı korunaklı bir alan haline gelecek. Bu çok önemli, maalesef bu alan tanınır tanınmaz kaçak kazıcıların ana hedefi oldu. Çok cahilane bir şekilde bütün taşların altında define umduklarından var olan taşları deviriyorlar. Bizim ot yolma çalışmamızın arkasından yaklaşık bir aylık bir ara verdik. Çünkü jeofizik çalışması da yaptık o sırada, jeofizik çalışmalarının değerlendirilmesini bekleyip ondan sonra kazıya başlayacağımız sırada çok derin, yaklaşık bir buçuk metrelik bir kaçak kazı çukuru gördük ki bu bizi çok üzüyor. Şimdi ki çalışmalarımız bu sene kaçak kazıcıların tahribatını önlemek için kazı alanının etrafını çevirmek."
- "Her küpün içinde altın var sanıyorlar"
Antik şehirde 16 yıldır kazı çalışması yaptıklarını aktaran Atik, ilk zamanlarda bilinmediği için alanda kaçak kazı olmadığını ancak çıkan buluntular basında yer aldıkça zamanla antik şehrin definecilerin hedefi haline geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Hiçbir bilgileri olmadığından, mesela küp gördükleri zaman küpün altın dolu olduğunu sanıyorlar. Hemen bulunduğum alanın yakınında bir yeraltı su sistemi var. Temiz su boruları ile sağlık merkezine sular taşınıyor. O su da temiz olsun diye bir küpün içinden geçiriliyor, çökeltisi küpte kalıyor, temiz su sağlık merkezine gidiyor. Oradaki küpü biz özene bezene açığa çıkardık, içi boş temiz açık, fakat bunu paramparça etmişler. Halbuki bu, üzerine bir teşhir imkanı hazırlanarak, anlatılarak ileride buraya gelecek ziyaretçilere bir anlatım noktası olacakken tahribata uğramış oldu."
Antik kentteki taş duvarların da defineciler tarafından zaman zaman yıkıldığını belirten Atik, "Aynı şekilde büyük yapıların blok taş duvarlarının her taşını devirerek altında define arıyorlar. Biz kazının başında devrik taşları yerine koymaya çalışıyoruz, boşu boşuna iş gücü, boşu boşuna zaman kaybı ve üstelik kültür turizmi için teşhir edilecek bir şey kalmıyor. Allah'tan henüz çok fazla büyük, geri gelmesi mümkün olmayan tahribatlar olmadı ama bu kazının bitiminde ben jandarmadan yardım isteyeceğim, bekçimizi bir müddet daha görevlendireceğim etrafına tel çit çevirene kadar ki, bu 3-5 gün içerisinde büyük zararlar vermesinler" şeklinde konuştu.
Atik, kazı çalışmaları kapsamında alanda jeofizik çalışmaları da gerçekleştirdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yaptığımız jeofizik çalışmalarının sonuçları doğrultusunda, arazide 3 noktada, sondajlar açtık. Bu sondajlarda ilk buluntu tabakasına kadar kazıları gerçekleştirdik ve orada yakında bir kült ve sağlık merkezi var bu jeofizik çalışmalarını yaptığımız, kült ve sağlık merkezinin o alanlarda da yayıldığını gördük. Yine yeni değerlendirmelere göre surların da devamını görüyoruz. Önümüzdeki yıl jeofizik çalışmaların sonuçlarını daha da değerlendirmeye devam edeceğiz ve yine önümüzdeki yıl ilk hedefimiz kaçak kazıcıların devirdiği taşların önce eski çizimlerine planlarına bakarak yerleştirmek ve teşhir tanzim sağlayarak kültür turizmine bu alanı kazandırmak. Onun yanı sıra tabii ki ana hedefimiz olan bilimsel kazıları sürdürmek."