Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Osmanlı İmparatorluğu Kuruluş Dönemi” adlı konferansı için geldiği Bilecik'te öğrenciler tarafından büyük ilgi gördü. Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa Bilecik Valisi Bilal Şentürk, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Bilecik İl Jandarma Komutanı J.Kd. Albay Uysal Ağaoğlu, vali yardımcıları, belediye başkan yardımcıları ve öğretmenler katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından programın açılış konuşmasını yapan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’ni ilk defa böyle kalabalık gördüklerini anlatarak, “Ben yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir Bilecik’te ikamet ediyorum. Bu salonun tarihi o kadar eski değil ama bu salonu böyle kalabalık hınca hınç ilk kez görüyorum. Bir alkışı da bence kendiniz hak ediyorsunuz. Bugün Prof. Dr. İlber Ortaylı hocamız bugün sizlerle ve bizimle birlikte. Hocamıza da teşriflerinden dolayı değerli vakitlerinden ayırarak bugün bizimle birlikte oldukları için kendilerine çok, çok teşekkür ediyorum. Tabi ki İlber hocamızı bugün burada konuşacağı konu Osmanlı’nın kuruluş toprakları olarak Bilecik’te olması sebebiyle son derece önem arz ediyor. O nedenle Osmanlı Devleti’nin manevi kurucularını ve sultanlarını ve kuruluş sebebini de bir kez daha İlber hocamızdan bugün dinleyeceğiz. Size burada bir müjde daha vermek istiyorum. İlber Ortaylı hocamızla bugün yaptığımız görüşme ve konuşmada inşallah bundan sonra sık, sık Bilecik’i ziyaret edecek ve sizlerle birlikte olacak. Kendisine de inşallah burada bir ders ayarlayıp burada halka açık olarak ders verecek” dedi.
“Hiçbir zaman küçük bir devlet kurulamaz kurulsa da yaşama şansı yoktur” Ardından konuşma yapan Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı ise hiçbir zaman küçük bir devlet kurulamayacağını kurulsa bile yaşama şansının olmadığını ifade ederek, “Üniversiteler sayenizde çok önem kazandı ve daha da kazanacak. Tıpkı Avrupa’nın bir takım ülkelerinde ve şehirlerinde olduğu gibi üniversiteler kalabalık metropolün içinde değil fakat metropole yakın onun nimetlerinden istifade edebilen merkezler olarak daha doğrusu örneği olarak Bilecik’te iki saf edecektir. Bugün ki konumuz hiç şüphesiz ki Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu. Bu küçük bir devletti. Bunun kurulduğu yıllarda nereye gideceği henüz çok belli değildi ve bir dönem geldi ki o imparatorluğu kuran insanlar yine bu yakınlarda seyretti. Sözünü ettiğimiz Fatih Sultan Mehmet Han’dır. 3 Mayıs 1481. Alayla çıktılar, alayla yola çıkmak denmez ona. Anadolu Yakası’na geçti. Buradaki tevafuktan sonra ilk konaklama merkezi hepinizin bildiği gibi Gebze sahrasıdır” diye konuştu.
“Osmanlı dönemi çok enteresan bir dönemdir” Ortaylı konuşmasının devamında, Osmanlı döneminin çok enteresan bir dönem olduğunu belirterek, “Devletin tarihini münafakaya alırken bir pabucu inceler gibi hareket etmelisiniz. Yüzüne bakmak ve anlamak çok kolay gelebilir. Ama iyi bir pabuç inceleyen ve bakana da bir usta kadar düşünmek zorundadır. İnsanlar 7-8 yaşındaki 5 yaşındaki 10 yaşındaki şehzadelerin bilhassa bundan sonra iddiaların hoş görmezler ama hiçbir şehzade bizim çocuğumuz gibi talebemiz gibi torunumuz gibi değil Allah korusun. Çünkü aksi takdirde facialar meydana geliyor. Hiçbir zaman küçük bir devlet kurulamaz kurulsa da yaşama şansı yoktur. Çok enteresan bir dönemdir. Bu coğrafya girilemeyen bir coğrafya. İlhanlılar bu coğrafyaya giremiyorlar çünkü hücum kabiliyetleri yok. Cengizhan ordularının çok kolay tahrip ettikleri bölgeler var. Çöl gibi. Orman denilince duruyoruz. Çünkü tahrip edilen yerden ormana gitmişler kuzeye. Hatta bazı şehirler iki kez kurulmuşlar. Orman ardı denir. Giremedikleri yerlerdeyiz, bu yaylalar. Bu yaylalara giremiyorlar ve bu iyi bir coğrafya. Bu coğrafyada oturan insan hiç bir bakımdan sıkıntı çekmez. Bu konu üzerinde de hassasiyetli olmalıyız” şeklinde konuştu. Program, Bilecik Valisi Bilal Şentürk ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Prof. Dr. İbrahim Taş tarafından Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya hediye verilmesiyle sona erdi.