14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yazılı bir açıklama yapan CHP Bursa Milletvekili Dr. İrgil, geçen yıl tıp bayramında hükümetin sağlık çalışanlarını tehdit ve hakaret edenlerin tutuklanacağı, hekim aylıklarının artırılacağı, emeklilik yaşının yükseltileceği ve yıpranma payı hakkının verilmesi yönünde bazı müjdeli haberler verildiğini hatırlattı. Dr. İrgil, “Verilen sözlere ne oldu? Bugün, yarın derken hala gerekli düzenlemeler yapılmadı” dedi.
YASA TEKLİFLERİ BEKLETİLİYOR
Dr. İrgil açıklamasında öncelikle çözülmesi gereken üç konuyu “Eşit ve adil ücret, hasta muayene süresinin artırılması ve sağlıkta şiddetle mücadele” sözleriyle özetleyerek şu ifadelerde bulundu:
“Şu anda bir hekimin hastasına ayırdığı maksimum süre 5 dakikadır. Bu sürede ne hasta şikayetlerini tam olarak anlatabilmekte, ne de hekim tanı ve tedavi için yeterli bilgiye sahip olabilmekte. Öte yandan en önemli sorunlardan biri de hekimlerin çalışırken ve emeklilikte insani ölçülerde ücret alamaması, maaş düzenlemesinin de uygun ölçütlere getirilmesi gerekli. Elbette sağlıkta şiddetle mücadelede de önemli düzenlemeler gerekmekte. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre günde yaklaşık 30 sağlık çalışanı şiddete uğruyor. Tüm bu başlıca sorunlar için kanun teklifleri Meclis’e sunulmasına karşın, bir kenarda bekletilmekte. Bir hekim ve bir milletvekili olarak yasal çalışmaların bir an evvel başlatılması talebimizi bir kez daha yinelemek isterim.”
SAĞLIKTA HUKUKSUZ İHRAÇ ÇOK, KADROLU ATAMA AZ
Dr. İrgil, sekiz aydır süren OHAL’in diğer alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da önemli bir tahribata neden olduğunu belirterek; “Toplumsal huzurumuz ve iyiliğimiz için bir an evvel OHAL’in sona erdirilmesi gerekir” dedi. Dr. İrgil şöyle devam etti:
“OHAL sürecinin en çok yıpranmaya neden olduğu alanların başında sağlık geliyor. Diğer alanlarda olduğu gibi alelacele binlerce sağlık personeli KHK’larla ihraç edildi, sonra yine KHK’larla görevlerine iade edilenler oldu. Bu süreçten bin beş yüzün üzerinde hekim de zarar gördü. Neticede OHAL hekimlik uygulamalarında tahribata yol açtı. Bu nedenle sağlık alanında pek çok sorun bulunmakla birlikte öncelikle ve ivedilikle haksız ve hukuksuz şekilde ihraç edilen hekimlerin, sağlık personelinin görevlerine iade edilmeleri sağlanmalı. Bu kadar ihracın olduğu ve hizmetin aksadığı bir süreçte bile bakanlık yeterli kadrolu atama yapmamakta. Binlerce sağlık personeli kadrolu atama bekliyor.”
HALK SAĞLIK HİZMETİNİ HIZLI VE KALİTELİ ALAMIYOR
Dr. İrgil, sağlık alanında izlenen yanlış politikalar yüzünden oluşan sorunları ise şöyle sıraladı:
“Sağlık hizmeti, adım adım üniversite ve devlet hastanelerinde taşeron ve şimdi de toptan şehir hastaneleri eliyle özelleştirilerek, noeliberal politikalarla her alanda ücretli hale dönüştü. Devlet hastanelerinde birçok ameliyat yapılamaz ve hizmet kaliteli veremez hale geldi. Haftalarca, aylarca sonraya verilen randevular, yoğun bakım yatağı için sabahlara kadar acil kapılarında bekleyen insanlarımız herkesin bildiği gerçekler.
Türkiye Kamu Hastane Kurumuna bağlı olan ve döner sermeye ile işletilen sağlık kurumları iflasın eşiğine gelmiştir. Kamu Özel Ortaklığı modeliyle yapılan şehir hastaneleriyle kamudan özel sektöre yüksek miktarda kaynak aktarılmakta. Sağlıkta Dönüşüm Programıyla birlikte koruma, tetkik ve tedavi süreçlerinde tıbbi gerekliliklerden çok, ‘müşteri memnuniyeti’ ve iyi otelcilik hizmeti sunulması öne geçti. GSS primleri ve katkı paylarını ödeyemeyen hastalar acil servislere yöneldi. Yeterli sayıda ve nitelikte eğitici olmadan; personel sayısı, fiziksel ve teknolojik donanım gibi altyapı olanakları sağlanmadan tıp fakülteleri açıldı. Üniversite hastaneleri iflasın eşiğinde. Sağlık Bakanlığı bir an evvel doğru politikalara yönelmeli ve halka hizmet etmesi gerektiğini hatırlamalıdır.”