Demokrasi ve laikliğe yönelik saldırıların yaşandığı bu dönemde kutlanacak olan 1 Mayıs’ın kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. İrgil, “İşçisinin ve işçi haklarının güvencede olmadığı bir ülkede refahtan, umuttan söz edilemez. Bu nedenle yarın alanlardayız” dedi.
İş Kanununda yapılması planlanan değişiklikle işçilerin haklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu da belirten Dr. İrgil, bu yılki 1 Mayıs’ın, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü kutlamalarının, kazanılmış haklarını koruma adına çok daha büyük bir anlam içerdiğini ifade etti.
Dr. İrgil şunları söyledi:
“Hükümet tarafından işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının giderek ağırlaşmasına yönelik yasal düzenleme hazır bekliyor. Benim ‘maraba yasası’ olarak adlandırdığım bu düzenlemeyle kıdem tazminatı kaldırılacak, güvencesiz ve kuralsız bir çalışma hayatı getirilecek. Taşeronluğun yaygınlaştırılması anlamına da gelen bu düzenlemeyle ucuz iş gücü piyasası oluşturulacak. Özel istihdam büroları adı altında iş hayatına kölelik egemen olacak. Şubat ayında alt komisyondan geçen yasal düzenlemeyi, 1 Mayıs’tan sonra Meclis gündemine getirecek olan hükümet, böylece işçi emeğini sömürmeyi kanunlaştıracak. Cumhuriyetten bu yana iş hayatına ve işçilerin haklarına vurulmuş en büyük darbedir bu.
Yarın 1 Mayıs’ta alanlarda emekçilerle bu sömürüye karşı duracağız. Emekçiler ancak birlikte mücadele ederlerse bu baskıcı politikaları durdurabilir. Dün olduğu gibi bugün de işçinin emekçinin yanında olmaya, alanlardaki sesi Meclis’e taşımaya devam edeceğiz.”