Turkuvaz Medya ev sahipliğinde düzenlenen İzmir Kentsel Dönüşüm ve Stratejik Yaklaşımlar Kurultayına, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki katıldı. Kurultaya ayrıca; İzmir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan, İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu da katılım gösterdi. Kurultayda konuşan Bakan Özhaseki, “5 yıl içerisinde dönüşümle ilgili yapılan işlere baktığınızda 1 milyon 100 bin bağımsız bölümü dönüştürecek iş başarmışız. Yeterli değil. Aşmamız gereken problemlerin aşılması lazım. 20 milyon yapı stoku var. 99 depreminden sonra yapılanlar yeni çıkan yönetmeliğe göre yapıldığı için biraz sağlam. 5 milyon. Öncesi 15 milyon. Yüzde 50’si zayıf. Türkiye’de yenilenmesi gereken bağımsız birim sayısı 7,5 milyon civarında. Bunu değiştirebiliriz. 15 senelik hedef koyduk. Yılda 500 bin bina. Buna gücümüz yeter” diye konuştu.
“AMACIM SİYASET YAPMAK DEĞİL”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, “Ülkemizdeki şehircilikle ilgili bir şeyi üzülerek söylüyorum, sadece İzmir için demiyorum. İzmir’de yerel siyaset polemik üzerinden gidiyor. Amacım siyaset yapmak değil. Müthiş bir coğrafyadayız ama insan eli ile ne yapmışsak iyi şeyler de yapmamışız. Şehirlerin geleceği o şehirdeki yerel yöneticilerin ufukları ile doğru orantılıdır. Vizyon, ufuk, iyi niyet, çevreye hizmet niyeti yoksa o şehirler büyümez, gelişmez. O şehirlere yazık olur. Şehirlerle ilgili biraz daha dikkatli olmak lazım” ifadelerine yer verdi.
“KİMLİKSİZ VE SAĞLIKSIZ ŞEHİRLERE SAHİBİZ”
Türkiye’de şehir planlarının 1930’lu yıllarda yapıldığını dile getiren Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:
“40’lı ve 50’li yıllarda göçler başlıyor ve 50’den sonraki belediye başkanlarımız işin farkında değil, yaklaşımları doğru değil. Yara büyüyen kangren haline geliyor. Kimliksiz şehirlere sahibiz. 30 katlı modern bina yapmış, yanında tamirhane, yanında 5 katlı ev, yanında gecekondu. Hangi medeniyete ait diyeceğiz buna? Sağlıksız şehirlere sahibiz. Türkiye deprem ülkesi. Son 100 yıl içerisinde 56 tane 6 ve üzerinde deprem oldu. Bunları göz ardı edebilir miyiz? İstanbul için diyorum, İzmir için değil. En azından polemik olmayacak. 1939’da Erzincan’da deprem olmuş. 99’da Marmara’da deprem oldu. Çizgi dümdüz gidiyor. Hocalar, ‘İstanbul depremi yarın sabah da olabilir 15 yıl içinde de olabilir’ diyor. 7 şiddetinde İstanbul’da deprem olursa ne olur? En azından 600 bin riskli binadan bahsediliyor. İzmir için de felaket var, diğer şehirler için de felaket var. Buna uygun hareket etmemiz lazım. Geçmiş tecrübelere dayanarak çok daha titiz ve doğru adımlar atmamız lazım. Şom ağızlılık yapıp ikide bir ‘deprem geliyor’ demek istemem, depremlerle anılmayı istemem ama bunun konuşulması lazım. Ne yapalım kaderimizi mi bekleyelim?”
“ADETA SEFERBERLİK BAŞLATIYORUZ”
Seferberlik başlatıldığını belirten Bakan Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakanlık olarak kentsel dönüşüm bütçesini artırmaktan başka çaremiz yok. İller Bankası’na ait 21 sosyal tesisi satışa çıkardık. Tatil kampları, yeme-içme yerleri. Aldığımız parayı olduğu gibi kentsel dönüşüm hesabına aktarıyoruz. Ankara’nın bizim 30-40 yataklı otelimize ihtiyacı mı var? Bir sürü otel var. Ankara’nın bizim restorana mı ihtiyacı var? Hayır. Niye devletin parasını böyle harcıyoruz? Yıllık kullandırdığımız kredi miktarının en az yarısını bundan sonra kentsel dönüşüme aktaracağız. İller Bankası, asli görevi olan su, kanal gibi görevlerde kredi vermeye devam edecek ama belediye sarayı, kültür merkezi, sosyal tesise kredi yok. Onların hepsini kentsel dönüşüme yatıracağız. Adeta seferberlik başlatıyoruz. Kapıda bir felaket var. Bunu fırsata dönüştürebiliriz. Türkiye’nin inşaat sektörü ile ayağa kalkacağına inananlardan değilim ama inşaat sektörünün iç piyasayı dinamik tutmak için can simidi olduğuna inanıyorum.”
(İHA)