CHP lideri Kılıçdaroğlu, ressam Yaşar Çallı’nın atölyesini ziyaret etti. Ziyaret sırasında Çallı, CHP Genel Başkanları portre çalışmalarını gösterdi. Kılıçdaroğlu, resimlerin olağanüstü güzel olduğunu belirterek, değerlendirmenin kendi haddi olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sanata ve sanatçıya her zaman saygı duydum, onları baş tacı etmek bütün toplumların da görevidir. Sanatçı geleceği yorumlayan, geçmişi yorumlayan, gençleri geleceğe hazırlayan ve bütün dünyanın vazgeçemediği alanlardan birisidir. O nedenle sanata ve sanatçıya saygı duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
Fetih kutlamalarında askerlerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "O konulara girmiyorum, özellikle özel bir tartışmaya girmek istemiyorum. Bu ülkenin işsizlik sorunu var, yoksulluk sorunu var, dünya kadar borç batağına batmış vatandaşımız var" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu MİT TIR’ları ile ilgili bir soru üzerine ise şunları söyledi:
"Cumhuriyet gazetesi olağanüstü habercilik görevi yerine getirdi. Gerçek ortaya çıktı. Silah gidiyordu. En sonunda itiraf ettiler, ’Evet silah gidiyordu. Silahları Türkmen kardeşlerimize gönderiyorduk’. Oysa Türkmenler açıklama yaptılar, ’Biz herhangi bir silah almadık’ diye açıklama yaptılar. Biz CHP olarak Türkmen kardeşlerimize iki kere insani yardım götürdük, kamplara götürdük, onları dağıttık, onların sorunlarını dinledik. Bizim yaptığımız gibi yapabilirlerdi. Beni kaygılandıran ve asıl üzen taraf, hukukun üstünlüğünü benimsemiş, Anayasası’nda ’hukuk devleti’ yazılan bir ülkenin bu tür ilişkilere, örtülü ilişkilere girmiş olması. Bu Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmıyor. Biz büyük bir devletiz. Yardım yapacaksak, bu tür yollarla asla yapmamalıyız. Tam tersine insani yardımı götürüyorsanız, bütün dünyanın gözü önünde götürmeliyiz. Oradaki yoksullara, çatışmalarda yaralananlara elbette ki yardım götürülebilir. İlaçların altına bombaları gizleyerek, sonra bunu inkar ederek, inkar ettikten ve belgeleri ortaya çıktıktan sonra kabul ederek zik zak çizerseniz bu Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz, tarihimize yakışmaz. Çok büyük bir ayıptır. Suriye’de dökülen kanların ana sorumlularından birisi bu iktidardır. Hepsinin eli kanlıdır. Orada Müslüman kanı dökülüyor, onlar ellerine silah veriyorlar. Komşudaki yangın bize sıçradı. Reyhanlı’da, Cilvegözü’ndeki, Niğde’deki olaylar bu yansımaların sonucudur. Biz silah gönderdik. Ne oldu? IŞİD, Musul Konsolosluğumuzu bastı. 49 vatandaşımızı esir aldı. Bir şey mi yapıldı? Hayır. Sonuçta bize döndü. Terör bize döndü. O nedenle hükümet kamuoyu önünde umarım. daha zor duruma düşmez. Hepimizin bunu bilmesi lazım."