31 Mart seçimleri öncesi bir otelde yapılan toplantıda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Malatya’nın siyasi açıdan çok güçlü bir kent olduğunu ifade ederek, “Turgut Özal ile çok çalıştık. Kendisi burada çok sevilen birisiydi. İsmet İnönü çok büyük bir liderdi aynı şekilde Recai Kutan da çok saygıdeğer bir siyasetçidir. Hiçbir ayrım yapmadan bu ülkeye hizmet eden, taş üstüne taş koyan herkese saygı ile yaklaşmak bizim görevimizdir. Recai Bey ile de fırsat buldukça bir araya geliriz. Turgut Özal Türkiye’nin yetiştirdiği en zeki siyasetçilerinden birisiydi. Ülkenin sorunlarına en pratik yollardan çözüm arayan bir kişiydi” ifadelerini kullandı. Toplantının amacından bahseden Kılıçdaroğlu, “Sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, muhtarlar, kanaat önderlerine neden bu kadar önem veriyorsun diyeceksiniz. Çünkü kanaat önderlerinin bu memlekete karşı sorumluluğu var ve o sorumluluk gereği bizim konuşmamız lazım. Kanaat önderlerine bir şeyler söylememiz lazım. Bu açıdan kanaat önderlerinin birikimleri çok önemlidir. Kanaat önderleri aynı zamanda sorumluluk taşıyan kişi demektir. O yüzden kanaat önderleri ile bir araya gelmek istedik” ifadelerini kullandı.
“İŞSİZLİK TÜRKİYE’NİN EN TEMEL SORUNLARINDAN BİRİSİ" Türkiye’nin ciddi sorunları olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “İşsizlik Türkiye’nin en temel sorunlarından birisidir. Neredeyse her evde bir işsiz var. İşsiz sayısı 7 milyon civarında. En can yakıcı olanı da üniversite mezunlarının işsizliği. Üniversiteyi bitirenlerin yüzde 25-30’u işsiz bu ciddi bir sorun. İşsizlik bütün kötülüklerin anası demektir. Bir insan işsiz kalırsa nasıl geçinecek. İşsizliği önleyecek olan sosyal devlettir yani devleti yönetenlerdir. Eğer siz işsizliğin önleyemiyorsanız milyonlarca genç işsizse oturup düşünmek gerekiyor. İşsizliği önlemenin y dünyada tek yolu var üretmek. Eğer üretirseniz herkesin bir işi olur, üretirseniz herkesin aşı olur. Üretirseniz her evde huzur olur. Üretirsiniz ülkenin beka sorunu olmaz. Üretirseniz Türkiye bölgesinde söz sahibi olur. Fabrikada üretmek lazım, tarımda, kültürde üretmek lazım. Hayatın her alanında üretmek lazım. Osmanlı niye yıkıldı? Üretimden koparıldığı için. Devasa Osmanlı’nın parasını basacak milli bankası yoktu” şeklinde konuştu.Türkiye’nin kalkınma planı olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, “Dünyada bütün devletler 10-20-30 hatta 50 yıllık planlarla yönetirler ama Türkiye’de plan yok. Lafla peynir gemisi yürümez. Dünya o kadar hızlı değişiyor ki o değişime ayak uyduramazsanız geriye düşersiniz. Türkiye’nin üniversiteleri yeterli bilgi üretmiyor. Ne oldu da Türkiye’nin üniversiteleri bilgi üretemez noktaya geldi” dedi.
"SİYASET TOPLUMU AYRIŞTIRMAYA BAŞLADI" Siyasette nefret ve kavga dilinden uzaklaşılması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Biz 82 milyon aynı bayrak altında, tasada ve kıvançta berabersek biz kardeşiz demektir. Biz kardeşçe yaşamak istiyoruz. Siyaset toplumu ayrıştırmaya başladı. Kavga ediyoruz, siyaset hizmet yarışıdır, biri ben şunu yapacağım der, öbürü de ben şunu yapacağım der. Herkes kendi projelerini ortaya koyar oturur tartışırız. Memleket düzlüğe nasıl çıkar oturur tartışırız. Bu topraklara kavgacı tohum ekmeye Kimsenin hakkı yok. Burası Mevlana’nın toprağı, bu topraklarda kin tutulmaz. Nasıl oldu da toplum böyle bu kadar büyük bir ayrışma içine girdi bunları engellemek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE BÜYÜYOR DİYORLAR, KÜÇÜLDÜ" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bizi tarımdan, üretimden kopardılar. Bütün Avrupa’nın derdi 82 milyon Türkiye’nin karnını kim doyuracak. 2018’de Yunanistan’dan 115 milyon dolar pamuk ihraç etmişiz. Londra’daki bir avuç çeteciye Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar borcu olduğunu biliyor musunuz? 149 milyar dolar. Kim veriyor bu faizi. Biz veriyoruz. 149 milyar doları sanayiye yatırsaydın, fabrikaya yatırsaydın, insanlar çalışsaydı, yeni Keban Barajı yapsaydık ya da diğer barajları yapsaydık daha iyi olmaz mıydı? 17 yılın sonunda ne oldu? Bizim ödediğimiz vergiler, alınan borçlar nereye gitti? İşsiz sayısı arttı, Türkiye büyüyor diyorlar, küçüldü. Ben bunu sorguluyorum sizler de sorgulayın. Ben ülkeme karşı sorumluyum sizler de sorumlusunuz. AK Partili kardeşlerim 17 yıl bir partiyi tek başına iktidar yaptınız hiçbir zaman da sizlere ‘niye bunlara verdiniz’ diye sormadık ama şimdi oy verirken vicdanlarda bir sorgulama yapmanız gerekiyor. Ankara’ya geldiğinde Keçiören’de mütevazı bir yerde oturuyordun milletvekili lojmanlarına gerek yok milletvekilleri halkın arasında otursun dedin. Katıldık takdir de ettik ama sonra ne oldu neden milletle aranda büyük mesafeler oluştu. Bunları sormamız lazım. Mutfaklarda yangın var, insanlar isyan ediyor. Dolayısıyla AK Partili kardeşlerimin sorgulaması lazım. Ülkücü kardeşlerimizin de sorgulaması lazım. Dünyada hiçbir devlet kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya satmaz. Ben bunu soruyorum inkar ediyorlar. Ya kardeşim bu resmi gazetede özelleştirme yayımlandı. Tank Palet Fabrikasını niye Katar ordusuna satıyoruz? Satacak yer mi kalmadı? Sümerbankı sattın, bez fabrikasını sattın, Şeker Fabrikası’nı sattın, tekeli sattın anladım ama silah fabrikasını ben anlamıyorum. Dolayısıyla eğer bir kişi ben milliyetçiyim diyorsa bunları sorgulamalı.” Türkiye’nin çok önemli bir stratejik dönüşüm yapmak zorunda olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu stratejik dönüşümün 4 tane sac ayağı var. İlk olarak demokrasiye ihtiyacımız var, can ve mal güvenliğine ihtiyacımız var. Adalet ve yargının güçlü olması lazım. 2. olarak üreten Türkiye. Demokrasinin olduğu yerde insanlar üretir, demokrasinin olduğu yerde yabancılar gelir yatırım yapar. 3. olarak sosyal devlet. Yüz binlerce çocuk bugün yatağa aç giriyor. Çocuklar bizim çocuğumuz değil mi? Yazık günah, hiçbir çocuğumuzun aç ve açıkta kalmaması lazım. Her çocuğumuza hizmet etmek bizim görevimiz. Onlar bizim evlatlarımız, onların iyi eğitim görmeleri lazım, iyi yetişmeleri lazım. 4. olarak ise sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik olacak. Bunların hepsi sürekli olacak bunlar olmadığı takdirde Türkiye geriye gidecektir. Bunları bir tarafa yazın” diye konuştu. (Barış Türel - Cahit Özçelik/İHA)