Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde on binlerce kişi hayatını kaybederken, yapıların büyük bir kısmı da kullanılamaz hale geldi. Depremlerde Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesi Doğukent Mahallesi’nde yıkılan evlerinden Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Karacasu Kampüsü konteyner kentine yerleşen Ejder Alakuş ve Mukaddes Alakuş ailesi, yaşadıklarını anlattı. Deprem gecesi uyanık olduğunu, namaza hazırlandığını söyleyen Ejder Alakuş, “Namaza hazırlanacaktık, deprem oldu. 30 saniyeden fazla sallandı. O anda çocukları aldık, dışarıya çıktık. Böyle şey yaşamadık. Sanki bir uğultuyla saat 04.17’de deprem oldu, 04.00’te köpekler havladı. Hanım dedi ki ‘köpeklerin havlaması hayra alamet değil’ dedi, 15 dakika sonra deprem oldu. Korktuk, bir uğultuyla sanki deprem olurken sanki hava aydınlandı. Hava aydınlandı, deprem bitti geri karanlığa büründük. Allah tarafından aydınlandı” diye konuştu.
Depremde kardeşini ve yengesini kaybettiğini dile getiren Alakuş, “Allah devletimizden razı olsun konteyner verdi, burada yaşıyoruz” dedi. Mukaddes Alakuş ise yıkılan evlerini 1,5 ay önce aldıklarını kaydederek, “Gelinimle beraber oturuyordum. Gelinim lohusaydı. 6 yaşında bir torunum ve bir bebeğiyle başımız açık, taytla yalın ayak çocuğu aldım, küçük çocuğu oğlan aldı. Üstümüze alçılar düştü, merdivenlerden ‘Allah Allah diyerek kaçtık. Herkes çocuklarını bağrına bastı” ifadelerini kullandı. Yaşadıkları depremi anlatacak söz bulamadığını vurgulayan Mukaddes Alakuş, “Çok zor bir şeymiş, Allah kimseye göstermesin. Kurban olduğum Allah’ım yaşatmasın. Bunu anlatacak bir şey yok. Her yerden bir uğultu, gürültü. Biz 1’inci kattaydık, bina 10 katlıydı ev çöktü, altta kaldık sandım. Bunu anlatacak kelime yok” cümlelerine yer verdi. Alakuş, 15 gün boyunca çadırda kaldıklarını hatırlatarak, “Oradan sağ olsun devletimiz buraya getirdi. Allah razı olsun. Eksiğimiz yok ama bir ricamız eğer yetkililer verirse bir çamaşır makinesi ve televizyon istiyoruz” açıklamasını yaptı.