Elif Didem Danacıoğlu
Makine sektörünün 2023 yılı hedefi olan 100 milyar dolarlık ihracatın hayal olmadığını belirten makineciler, yerli üretimde güç birliği oluşturdu. Makine sektörü teknolojinin gelişmesi ve otomasyona yönelik yatırımların artması sonucu hızla büyüyen ve gelişen Türkiye ekonomisinin yükselen değeri olduğunu vurgulayan makineciler, yeni nesil makinelerin Endüstri 4.0’a uyumlu olduğunu söyledi. Türkiye ekonomisine en büyük desteği verecek olan sektörün makine imalat sektörü olduğunu belirten makine üreticileri, Türkiye’nin ihtiyacı olan yüksek teknolojili üretimin makine sektörü sayesinde gerçekleşeceğinin altını çizdi. Sektör adına hedef büyüten üreticiler, alternatif pazarlarda yer almaya çalıştıklarını ifade ettiler.Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıyan, yüksek katma değer yaratan ve kendi teknolojisini sürekli geliştiren makine sektörü, hedef yatırımları ile uluslararası pazarda rekabetçi konuma geldi. Türk makine ve aksamları ihracatı, 2018’in ilk ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32 artışla 513 milyon dolara yükseldi.Türkiye İhracatçılara Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye 2017 Ocak’ta yaklaşık 388 milyon dolarlık makine ve aksamları ihracatı gerçekleştirdi. Yeni yıla rekor hedefiyle giren Türk makine ve aksamları ihracatçıları Türkiye’ye 2018’in ilk ayında 513 milyon dolarlık döviz girdisi sağladı.Görüşler, makine üretimi ile birlikte, teknolojiye geçiş sürecinin hızlandığı ve savunma sanayisinde de geniş alanda yaygın bir imalat gücünün ortaya çıktığı, Ar-Ge gücü sayesinde yüksek teknolojiye en hızlı dönüşümü sağlayacak tek sektör olma özelliğini taşıdığını söyledi. Makineciler, üreterek büyümek zorunda olan Türkiye ekonomisine, en büyük desteği verecek olan makine imalat sektörü olduğunu belirtti. İşte görüşler...
Hüseyin Durmaz Durmazlar Holding YKB
“2018 yılında hedefimiz 17 milyar dolar”
Sektörümüz, 120’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirirken, 2023 hedefimiz 100 milyon dolar ve kilogram başı değeri de 6 dolar olması için çalışıyoruz. Makina sektöründe Bursa’nın ihracatı yüzde 20 arttı. Türkiye makina sektörü, Endüstri 4.0’da diğer tüm sektörlerin önündedir. 2017 yılı ihracatımız makine ve aksamlarında 15 milyar dolar ve 2018 yılında hedefimiz 17 milyar dolar. Çin pazarı bizi zorluyor, fakat bu konuyu da aşabilirsek üreticilerimiz daha rahat hareket edeceğini umut ediyorum.
Ahmet Özkayan - Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü“Türkiye’nin nitelikli iş gücüne ihtiyacı da gerçekten çok yüksek”
Türkiye İhracatçılara Meclisi (TİM) verilerine göre, 2017’de Türk makine sektörü ihracatı 6,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yine aynı verilere göre, Türkiye’nin 2018’in ilk ayında gerçekleştirdiği makine ve aksamları ihracatının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32 artışla 513 milyon dolara yükseldiğini görmekteyiz.Endüstri 4.0’ı yakalamak için sektörün ortak payda etrafında bir araya gelerek, geleceğe yönelik yol haritasının ortak akılla belirlenmesi ve buna uygun stratejiler ortaya konması gerekiyor. Bu noktada, sektör temsilcileri olarak ihracatta katma değeri yüksek, yenilikçi ve teknolojik ürünler üretip, kilogram başına elde edilen döviz miktarını artırmaya odaklanmalıyız. Bunun için de bilgiye ve yüksek teknolojiye yatırımların büyük önem taşıdığını belirtmek gerekiyor. Bunun yanında, yerli ve milli üretim öncelikli üretim anlayışıyla, markalaşma çalışmalarına ağırlık vermek, sektörün küresel düzeydeki gelişimi adına büyük önem taşıyor. Nitekim 2017’de ülkemiz ihracatının birim fiyatı, 1,36 dolar seviyesinde gerçekleşti. Elbette ki bu rakam yeterli değil, bunu geliştirmek için herkes sorumluluk almalı. Yanı sıra, Türkiye’nin nitelikli iş gücüne ihtiyacı da gerçekten çok yüksek. Bu noktada, üniversite-sanayi iş birliğinin artırılarak, yetkin bireylerin işgücü piyasasına kazandırılması gerekiyor. Yani insana yatırım yapmaya devam etmeliyiz. Öte yandan, iyileştirilmiş reform paketinin ülkemizdeki yatırım ortamının iyileştirilmesi ve hem üretim hem de ihracat kapasitenin artırılması noktasında, pozitif sonuçlar ortaya koyacağına inanıyoruz.
Cüneyt Şener - BTSO YKB Yard. - San Group Şirketleri Genel Koordinatörü“Endüstri 4.0 devriminde en fazla söz sahibi olan sektör konumunda”
Otomotiv, tekstil, kimya, savunma ve havacılık gibi birçok farklı sektöre liderlik yapan Bursa’da makine sektörü de oldukça güçlü bir altyapıya sahip. Ülkemizin ikinci büyük ihracatçı kenti kimliğine sahip olan Bursa’mız 2017 yılında makine ve aksamları ihracatında bir önceki yıla göre yüzde 18’lik bir artış göstererek 650 milyon doların üzerinde ihracat rakamına ulaştı. Ülke olarak şu an için yakalamış olduğumuz ihracat artışı umut verici. Bugün baktığımızda Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı büyük makine üreticisi konumunda. Sektördeki ihracatımızın büyük bir kısmını Avrupa merkezli olarak gerçekleştiriyoruz. Ürün çeşitliliği ve fiyat-kalite dengesi bakımından Türkiye makine sektörü oldukça önemli bir konumda. Bu özelliklerimiz bize uluslararası pazarda önemli avantajlar da sunuyor. Ancak sektörün ihracatını artırmak için pazar çeşitliliğimizi mutlaka artırmak zorundayız. Başta Çin olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri ile fiyat merkezli rekabet, firmalarımızı oldukça zorluyor. Bu anlamda firmalarımızın özellikle Ar-Ge ve inovasyonla katma değeri yüksek üretimi artırması gerekmektedir. Endüstri 4.0’ın hızla hayata geçirildiği bu dönemde sektörümüzün önemi de gittikçe artıyor. Torba tasarısı makine ve teçhizat yatırımlarında firmalarımıza çok önemli avantajlar sunuyor. Üretim, istihdam ve vergi indirimi gibi konularda atılacak adımlarla sanayicimizin başarılarını artıracak olan bu düzenlemelerin ve uygulamaya dönük yönetmeliklerin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz. KDV konusu yatırımcılarımızın teşvik edilmesi adına oldukça önemli. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın yapmış olduğu bu açıklamanın ardından yapılacak olan düzenlemeler sektörümüze adeta can suyu olacaktır. KDV’nin kaldırılması konusun bir an önce hayata geçtiği takdirde sektörümüzün önümüzdeki iki yıl içerisinde yüzde 50’lik bir büyüme gerçekleştireceğini öngörebiliriz. Bu gelişmeler de sektörümüzün kapasitesini dolayısıyla ihracatını artırmasına ve ithalatın önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Tüm bu gelişmeler değerlendirildiğinde sektörümüzün 100 milyar dolar ihracat hedefine 2020’li yıllarda ulaşacağına inanıyorum.
Adnan Dalgakıran - MAKFED Başkanı “Makine ihracatından bir ayda yarım milyar dolar”
Türk makine ve aksamları ihracatı, 2018’in ilk ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32 artışla 513 milyon dolara yükseldi.Türkiye İhracatçılara Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye 2017 Ocak’ta yaklaşık 388 milyon dolarlık makine ve aksamları ihracatı gerçekleştirdi. Yeni yıla rekor hedefiyle giren Türk makine ve aksamları ihracatçıları Türkiye’ye 2018’in ilk ayında 513 milyon dolarlık döviz girdisi sağladı. Makine ve aksamları, zeytin ve zeytinyağı ile deri ve deri mamüllerinden sonra ihracatı en hızlı artan 3’üncü sektör oldu.İhracatta ilk sırayı 61 milyon 443 bin dolarla Almanya alırken, bu ülkeyi 24 milyon 354 bin dolarla Cezayir ve 23 milyon 539 bin dolarla İtalya izledi. Türkiye’nin makine ve aksamları ihracatında kilogram başına yaklaşık 6 dolar gelir elde etti. Sektör olarak ihracatta katma değeri yüksek ürünler üretip bunları ihraç etmek gerektiğine dikkati çekti. Türkiye’nin makine ihracatının yarısının Avrupa pazarı. Bu demek ki Türk makinesi kaliteli olduğu için Avrupa bizim makinelerimizi tercih ediyor. Avrupa kolay girilen bir pazar değil. Türkiye’de hali hazırda çok üst seviyede makine yapan firmalarımız var. Kilogram değeri 100 dolar olan makine ihracatı da yapıyoruz. Ama bunların sayısı çok az. Bunların artması gerekiyor.Türkiye’de Endüstri 4.0’ı yakalayacak firmaların varlığı var ve sektörün stratejiye ihtiyacı var.Sektörde herkes çalışıyor ve herkes bir işin ucundan tutuyor. Ancak herkes kendine doğru çekiyor. Bütünlüklü bir projeksiyon oluşturup herkes görevini yapmalı. Türkiye’nin daha fazla girişimciliği tartışması yanlış olur. Türkiye’nin nitelikli girişimci nasıl yaratılır bunu tartışması lazım. Girişimciye değil nitelikli girişimciye ihtiyaç var. Çünkü nitelikli girişimci sürekleyici olur. Üniversiteyi de, bürokrasiye de, siyaseti de sürükler, insan yetiştirir.
Kerem Bayrak- ELS LIFT Genel Müdürü “Teknoloji alanında hızla devam eden bir dönüşüm söz konusu”
Makine sektörü, 2017 yılında 11 milyar dolarlık rekor bir ihracat rakamına ulaştı. Makine sektörü Avrupa’daki pazar payını, Türkiye’nin Avrupa’da düşen ihracat rakamlarına rağmen korundu. Ar-Ge ve kalite konusunda sektörümüzde ciddi yatırımlar söz konusu. Makine sektörü geçtiğimiz yıla göre %10’luk büyüme kaydetti. Türkiye ihracatına oranla, sektörümüz 3 kat daha fazla büyüyor, bu sebeple makine sektörü Türkiye için en önemli taşıyıcı sektörlerdendir. Çin’in yeni bir strateji ile ihracatını yavaşlatması ile birlikte, dünyadan da Türkiye’ye ciddi bir talep var. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekli. Teknoloji alanında hızla devam eden bir dönüşüm söz konusu. Öncelikle kısa, orta ve uzun vade stratejilerinin hızla belirlenmesi gerekmektedir. Üretici olarak, dışa bağımlı hale gelmemek adına bu teknolojik gelişimi yakından takip etmeli ve eğitim seviyesinin artışına destek olacak yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmeliyiz. Uluslararası rekabette Endüstri 4.0 anlayışının öne çıkacağı 21. yüzyıl, internet üzerinden yönetilen ve birbirleriyle konuşan makinelerin çağı olacak. Kaldı ki bu değişime en kolay adapte olacak sektör de makine sektörüdür. Makine, elektronik ve yazılıma odaklanmalı; Türkiye olarak, süreç otomasyonunda devrimci yeniliklerin yaşanacağı Endüstri 4.0 çağını yakalamak zorundayız.Bu reformlar, makine sektörünün rekabet gücünü artıracak ve ithalat bağımlılığını azaltacak projelerin geliştirilmesini sağlayacak desteklerdir. Yerli ve milli sanayicinin gücüne güç katacak ve her türlü yatırımda makine alımını kolaylaştıracak bu paketlerin, stratejik bir öneme sahip olan milli, yerli üretim ve teknolojilerini yoğun biçimde destekleyeceğini düşünüyorum. Ancak burada üreticiye de büyük bir rol düşüyor.
Dr. Müh. Mustafa Uysal-Tekno Tasarım Genel Müdürü
“Akıllı makinaları üreten fabrikalara ihtiyacımız vardır”
Ülkemizin makine aksam üretimi giderek artmaktadır, başlangıçta fason ve kopya üretim ile başlayan bu yolculuk kendi markalarımızı doğurmuştur. Giderek mühendislik deneyimleri de kazanan sektör artık öncü açılımlar yapmaktadır. Sektör artık katma değeri artırmak üzere çalışma yapmalıdır. Özellikle Kg başına ihracatına baktığımızda sadece çelik ve işçilik sattığımızı görüyoruz. Bunun yerine daha yüksek katma değerli sarf malzeme üreticileri oluşturmalıyız, Endüstri 4.0 ile birlikte akıllı makinaları üreten fabrikalara ihtiyacımız vardır. Makine sektörü de otomotiv sektörü gibi tedarikçi zinciri oluşturmalıdır.Sektör katma değeri yüksek alana girdiğinde Endüstri 4.0 bir duvar gibi karşısına çıkacaktır. O nedenle imalatçılarımız kendi kontrol sistemlerini veya alt yüklenicilerini geliştirmek durumundadır. Endüstri 4.0 sistemlerini 70’lerdeki gibi yurtdışındna ithal ediyor olmamız bizi bu sektörde zayıf kılıyor. Bizim otomasyon ve kontrol sistemleri ile sensör sstemleri üzerine üreticilere ihtiyacımız vardır. Sektör kendi aralarında birleşip bu tedarikçileri oluşturmalıdırlar.
Serkan Turan - Nukon Lazer Mak. Metal Yurtiçi Satış Müdürü “Endüstri 4.0 iyi analiz edilmeli”
Şu an üretmiş olduğumuz makinelerin yüzde 60’lık kısmını ihraç ettiğimizi düşünürsek makine sektörüne gerek devletin gerek sanayicinin çok önem vermesi gerektiği kanaatindeyim. Ülkemiz iş ve makine gücü konusunda şuan avrupadaki birçok ülkeye kafa tutma konumuna gelmiştir Teşvikler ve sanayiciye yapılan kolaylıklar sayesinde her geçen gün daha iyiye gitmesi kaçınılmaz..Şuan hedef pazarımız Avrupa ve Amerika diyebilirim. Güney amerika, güney afrika, doğu asya ya satışlarımız hızla artmaktadır.Bu pazar büyük ve rekabetin üst seviyede olduğu bir pazar stratejik hamleler ile her geçen gün yerli makinenin ismini biraz daha duyurmanın gururunu yaşayacağız. Stratejiden önce tecrübe ve istikrara ihtiyacımız var.Endüstri 4.0 kesinlikle iyi analiz edilmeli.Üretmiş olduğumuz makinelerimiz yüksek teknoloji içeren makinelerdir. Bu makinelerde kullanmış olduğumuz otomasyon sistemleri ve haberleşme protokolleri endüstri 4.0 a hazır olarak üretilmektedir
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Faruk Özlü, 2018 ve 2019’da makine ve teçhizat alımlarında KDV almamayı hedeflediklerini belirterek, “Şu anda ancak teşvik belgesi alan yatırımlarda KDV istisnası uygulanıyor. Yeni düzenlemede inşallah her türlü yatırımda, makine ve teçhizat alımını kolaylaştırmış olacağız” dedi.Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde makine sektörünün çok özel bir konumu bulunduğunu kaydeden Özlü, makine sektörü olmadan sanayileşmeden bahsedilemeyeceğini söyledi. Bakan Özlü,”Dengeli ve istikrarlı bir ekonomi için, güçlü bir makine sanayinin varlığı şarttır. Makine sektörünün üretim ve istihdam büyüklüğü, sanayileşmenin temel göstergelerinin başında gelmektedir. 2017 yılının son çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre sanayi büyümesi yüzde 8,7 olarak gerçekleşmiştir. Memnuniyetle belirtmek isterim ki 2017 yılındaki rekor büyümemizde sanayinin önemli katkısı olmuştur. Sanayi öncülüğünde büyümek, sağlıklı bir ekonominin en net göstergesidir. Makine sektörümüz 2017 yılında 11 milyar dolarlık rekor bir ihracat rakamına ulaşmıştır. Bu ihracat rakamı 2016 yılına göre yüzde 12’lik bir artış anlamına gelmektedir. Ayrıca makine sektörünün kapasite kullanım oranı 2010 yılından bu yana aralıksız artmaya devam etmiştir. Makine sektöründe kapasite kullanım oranı 2017 yılında yüzde 79,2’ye ulaşmıştır. ‘Made in Turkey’ damgasının yanına ‘Turkish Machine’ mührünü vurduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum.”
Milli ve yerli üretim politikası
Bakan Faruk Özlü gelişmiş ülkelerde makine sektörünün ihracattaki payının yüzde 20’ler düzeyinde olduğunu, tasarımı, teknolojisi, üretimi, markası ve pazarlamasıyla yerli ve milli makine sanayisini de bu seviyeye getirmek durumunda olduklarını ifade etti.Kalkınma politikalarının temeline yerli ve milli üretimi koyduklarına dikkati çeken Özlü, “Kalkınma, yerlileşme ile başlar. Bundan böyle üretim odaklı, üretim esaslı bir yerlileştirme ve kalkınma politikasını takip edeceğiz. Altını çizerek ifade etmek istiyorum, bizim bu politikamız yabancı yatırımı dışlayan bir politika değildir. Tam aksine biz herkese ‘Türkiye’de üret, girdilerini buradan tedarik et, burada istihdam oluştur, burada vergi ver, buradan ihracat yap’ diyoruz. Yerli üretimi desteklememizden daha doğal bir şey olamaz. Bütün gelişmiş ülkeler kendi üretimlerini ve teknolojilerini yoğun biçimde desteklemekte, yoğun biçimde korumaktadır. Dolayısıyla milli ve yerli üretim bizim için stratejik bir duruş ve stratejik bir politikadır” diye konuştu.
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, “Makine sektöründe kadınlar işin içine girdiği zaman harikalar yaratıyorlar, diğer alanlardaki mühendisliklerde de böyle. Sizin disiplininize, bakış açınıza, titizliğinize, hırsınıza bu ülkenin ihtiyacı var” dedi.
AİMSAD Genel Sekreteri Arif Onur Kaçak, sektör olarak, 2017 sonunda ihracatı yüzde 20 artışla yeniden 84 milyon dolar seviyesine çıkarmanın başarısını gösterdiklerini belirtti.