Kudüs ve civarında yardım ve imar çalışmaları yapan Mirasımız Derneği, Kudüslü aileleri yalnız bırakmıyor. Mescid-i Aksa’nın korunmasında önemli görevler ifa eden 265 Kudüslü aileye her ay düzenli olarak biner Türk Lirası nakit yardımında yapılıyor. ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail’in çıkardığı “Yahudi Ulus Devlet” yasası ile çok daha zorlu bir döneme giren Kudüs ve Mescid-i Aksa dünya Müslümanlarının ilgisini bekliyor. Kendilerini Mescid-i Aksa’nın korumasına vakfeden 350 bin Kudüslü Müslüman tüm zorluklara rağmen Mescid-i Aksa’da nöbet tutmaya devam ediyor. Kudüs’ün İslami kimliğinin korunması için çalışmalar yürüten Mirasımız Derneği de Mescid-i Aksa’da nöbet tutan 265 aileye her ay düzenli olarak biner Türk Lirası nakit yardımında bulunuyor.
"CANLARINI DA ORTAYA KOYUYORLAR" Dernekten yapılan açıklamada “Bilindiği gibi Kudüs İslam’ın en kutsal üç şehrinden biri ve Mescid-i Aksa da Müslümanların ilk kıblesi olmasının yanı sıra İslam’ın en kutsal üç mescidinden biridir. İsrail işgali altında bulunan Kudüs ve Mescid-i Aksa adım adım yıkıma doğru gidiyor. Yahudiler, Kudüs’ü İslam’dan arındırmak ve Mescid-i Aksa’nın yerine iddia ettikleri tapınağı inşa etmek istiyorlar. Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınlar son günlerde iyice artmış ve en son geçtiğimiz Cuma günü 2 bin Yahudi asker eşliğinde kutsal mabedimize saldırmıştı” denildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Mescid-i Aksa’da nöbet tutan Müslüman aileler bu baskınların önündeki en büyük engel. Bu aileler Mescid-i Aksa için mallarından geçtikleri gibi canlarını da ortaya koyuyorlar. Düzenli bir gelirleri olmayan bu ailelere sahip çıkmak her Müslümanın asli görevlerindendir. Mescid-i Aksa’da nöbet tutan aileler, Yahudi baskınlarına Kur’an okuyarak ve tekbir getirerek karşı koyuyorlar. Getirilen tekbirler ve okunan Kur’anlardan korkan Yahudiler, baskınlarını uzun süreli gerçekleştiremiyorlar. Mescid-i Aksa’da ribat görevi ifa eden Müslümanların sayısının artması için yapılan yardımların da artması gerekmektedir. Müslümanların Kudüslü Müslümanlara sahip çıkması, Mescid-i Aksa’nın korunmasının yanı sıra Kudüs’ün İslami kimliğinin de muhafazası anlamına gelmektedir.” (İHA)