Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’den düzenlenen "Dünya Engelliler Günü Resepsiyonu"na Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, engelli spor federasyonlarının başkanları, Türkiye’nin dört bir tarafından gelen her yaştan engelli vatandaşlar, milli sporcular ile yakınları katıldı. Engelli sporcular resepsiyonda yanlarında getirdikleri şampiyonluk kupaları ve madalyalarla yerlerini aldı. Programda konuşan Erdoğan, "Parlamentoda artık temsilcilerin sayısı da her geçen gün artıyor" diyerek mikrofonu resepsiyona katılan engelli vatandaşlara uzattı.
SERKAN BAYRAM: "ENGELLİ KARDEŞLERİMİN ELİ OLACAĞIM"
İlk olarak AK Parti Erzincan Milletvekili Avukat Serkan Bayram kendini tanıttı. Engelli vekil Bayram, "20 yıllık avukatım. Siyasi hayatıma 2002 yılında AK Parti’de başladım. 2011 yılında İstanbul’dan milletvekili adayı oldum ancak nasip olmadı. 7 Haziran’da da nasip olmadı. Ustalık adaylık dönemimizde nasip oldu, 1 Kasım’da. Desteklerinizden dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Meclis’te engelli kardeşlerimin temsilcisi, eli olacağım ve sizlerin avukatı olacağım. Bugüne kadar bize destek veren Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum. Misafir ettiğinden dolayı hürmetlerimi ve saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
BENNUR KARABURUN: "AK PARTİ HÜKÜMETLERİYLE DEĞERLENDİK"
AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, 1996 yılında bir trafik kazası geçirdiğini hatırlattı. Bedensel engelli vekil Karaburun, "Uludağ Üniversitesi Tekstil Bölümü’nü bitirdim. Üstüne Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nin ardından yine Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler son sınıf öğrencisi olarak devam ediyorum. Allah nasip ederse bu yıl da yüksek lisansıma başlayacağım. Bize bunca değer veren Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür etmek istiyorum. Bizler Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber değer bulduğumuza inanıyorum. AK Parti hükümetleriyle değerlendik" şeklinde konuştu.
HACI AHMET ÖZDEMİR: "2.5 YAŞINDA ÇOCUK FELCİ GEÇİRDİM"
AK Parti Konya Milletvekili Prof. Dr. Hacı Ahmet Özdemir ise "Ilgınlıyım, 1961 doğumluyum. 2.5 yaşında çocuk felci geçirmişim fakat daha sonra çocuk felcinin sıkıntılarını epeyce atlattım. Sağ bacağımda cihaz var. Ankara İlahiyat Fakültesi mezunuyum. Nasip oldu, Marmara Üniversitesi’nde doktora yaptım. Doktora yaptıktan sonra benim için ayrı bir bahtiyarlıktır, Sayın Cumhurbaşkanımızın memleketinde, Rize İlahiyat Fakültesi’nde 11 yıl öğretim üyeliği yapma şerefine eriştim. Ondan sonra da Konya’ya döndüm. 10 yıl kadar Diyanet’te çeşitli görevler yaptım. 25. Dönem Konya milletvekili olarak milletimizi temsil etmek üzere parlamentoda görev yapmaktayım" dedi.
LOKMAN AYVA: "1999 YILINDA İLK DEFA BİRİSİ TARAFINDAN KUCAKLANIP MUSAFAHA EDİLDİM"
22 ve 23. Dönem İstanbul Milletvekili Lokman Ayva da, "Ben de 1966’da Konya’da doğdum, 11 yaşında görme engelli oldum. Benim hayatımda çok önemli bir dönüm noktası, ilk defa Sayın Cumhurbaşkanımızın huzurlarında arz etmek istiyorum. 1999’da Tepebaşı’nda bir binada, ilk defa birisi tarafından kucaklanıp musafaha edildim. Yani bu kadar değerli hissetirilen -o zaman il başkanıydı Sayın Cumhurbaşkanımız- ilk defa görme engelli birisi olarak musafaha edilmek, değerli bulunma hazzı, heyecanıyla o gün bir şey öğrendik. İnsan olmak eşref-i mahlukattır, bu da bizim medeniyetimizdir" diye konuştu.
"Hayat misyonum artık medeniyetimizin engelliler sahasındaki çalışmalarını yapmak oldu" diyen Ayva, "Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdim. Master yaptım, şu anda da ilmi anlamda engelliler konusunda doktora yapıyorum. Ben hayatım boyunca Sayın Cumhurbaşkanımızın çok teveccühlerine nail oldum. Belediye başkanı olduğunda bizi yanına aldı daha sonra parti kurarken bize lütfettiler, parti kuruculuğuna aldılar yanlarına. Her kula nasip olmayacak kadar... İnşallah bizler de sizlerin bu teveccühlerine layık oluruz" ifadeleri duygulu anlar yaşattı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: "BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YOLLARDA DEĞİL Mİ LOKMAN?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yol arkadaşı Ayva’ya, "Lokman da benim böyle bir kader arkadaşım işte. Beraber yürüdük biz bu yollarda, değil mi Lokman?" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hepinize gerçekten çok teşekkür ediyorum. Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Son olarak da kelamı eşime bırakıyorum" diyerek mikrofonu Emine Erdoğan’a uzattı.
EMİNE ERDOĞAN: "ONLAR BİZLER İÇİN BÜYÜK BİR NİMET"
Emine Erdoğan, "Hepinize davetimize icabet ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Ben de engelli bir süt ağabey sahibiydim. Maalesef rahmetli oldu. Bizim ailemizin maskotuydu. Biz onu çok severdik gerçekten. O sevgiyle uzun yıllar yaşadı. Herkes söylerdi ki ’Çok uzun ömürlü olmaz bunlar.’ Ama o -o zaman eğitim kurumları da yoktu onlar için- çok uzun yıllar yaşadı. Sevgiyle büyüdü, etrafına sevgi dağıttı. Ben hepinizin ailelerinin aynı duyguları paylaştığına inanıyorum. Onlar gerçekten bizler için büyük bir nimet. Onları çok sevmemiz lazım. Sevgilerimizle büyütmemiz lazım. En çok ailelere teşekkür ediyorum. Sizler gerçekten çocuklarınız için büyük bir lütufsunuz. Gecemiz hayırlı olsun" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın down sendromlu milli yüzücü Caner Ekin’e sarılarak ayaküstü sohbet etti. Resepsiyona katılan engelli vatandaşlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman resepsiyona katılan işitme engelli vatandaşlarla beden dili ile iletişim kurması renkli anlar yaşattı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN MİNİK BELİNAY’A EŞLİK ETTİ
Sanat ekibi olarak Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Okulu’ndan işitme engelli öğrencilerin oluşturduğu "Duyan Kalpler Topluluğu" sahne aldığı resepsiyona, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca düzenlenen şarkı yarışmasında birinci olan görme engelli Nil Sezer ve Yusuf Budak şarkı söyledi.
Resepsiyonun minik katılımcılarından Belinay’ın söylediği, "Engelli olmak bir kusur değil. Engeller aşılmaz bir sorun değil. Kimsenin kaderi yalnızlık değil. Hep beraberiz biz bu hayatta. Haydi gel, haydi gel sende katıl bizlere. Birlikte olalım, hep verelim el ele. Türküler, şarkılar söyleyelim neşeyle. Birlikte aşalım tüm engelleri" şarkı, engelli vatandaşlardan yoğun alkış aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan minik Belinay’a birlikte şarkısında eşlik ederek, alkışla tempo tuttu.