Yaklaşan yıl sonu nedeniyle yoğun bir döneme giren serbest muhasebeciler ve mali müşavirler düzenlenen seminerle birlikte değişen maddelerle ilgili bilgilendirildi. Seminer öncesi konuşan Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (BSMMMO) Başkanı Ahmet Hikmet Sönmez, seminerin önceki yıllardan farklı olarak dönem içerisinde yapılmakta olan ve sonucu etkileyen çeşitli hatalı işlemler üzerine sohbet amacı taşıdığını belirtti. Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişikliklere de dikkat çeken Sönmez,”Değişen bazı maddelerle birlikte cezalarda artışlar yaşandı. Bu hem kesilen cezanın miktarı bakımından, hem de önceden yaptırımı olmayan konular da da yaptırım gelmesi bakımından önemli. Meslektaşlarımızdan son derece dikkatli olmalarını bekliyoruz. Planlanan bir madde daha var o madde gerçekleşirse 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 278’inci Maddesinde, işlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişilerin bir yıla kadar hapsi öngörülmekte. Bu da işverenin baskılarına boyun eğmemek anlamına geliyor. Her işveren, işyeri sahibi vergisini tam ve eksiksiz ödeyecek. Bu da önemli bir gelişme” ifadelerini kullandı.
Seminerde BSMMMO üyelerini bilgilendiren Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Nusret Kurdoğlu dönem sonunda düzenlenecek kayıtlara dikkati çekerek, “Yıl boyunca kayıtlar yapılıyor, ara dönemlerde geçici sonuçlar alınıyor, sonuçta sıra kesin sonuçların alınmasına geliniyor. Unutmamak gerekir, tüm yıl boyunca her olayda en azından üç temel ölçü tüm işlemlere yön vermek durumunda. Bunlar dönemsellik kavramı, kişilik kavramı ve tahakkuk ilkesi. Dönem sonuna gelince düzenlenecek tablolar açısından bu kavram ve ilkelere yenileri ekleniyor. Sistemin temel hedeflerini özetlemek istediğimizde karşımıza çıkan manzara ise finansal tablolar, sosyal sorumluluk kavramına uygun biçimde, dönemsellik çerçevesinde, tam açıklayıcı ve tutarlı olmalı, diğer tüm kavramlarla uyum içerisinde düzenlenmeli” dedi.
Risk analizi göstergeleri ile, Türk Ticaret Kanunu ve yan mevzuat etkileşiminin birlikte gözden geçirildiğinde dönem sonu işlemlerinin ne derece önem kazandığını, ve bu arada dönem içerisinde çokça yapılan hatalı uygulamaların bu konuyu ne denli olumsuz etkilediğini açık bir biçimde gördüklerini belirten Kurdoğlu,”Defter tutma yükümlülüğünde değişen bir madde bulunmakta. Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir. Bu önemli yasa hükmünden çıkan sonuç bazı eski ve değişik alışkanlıkları yok edici özelliktedir. Zaman zaman yaptığımız denetimlerde 120-Alıcılar ve 320-Satıcılar hesaplarının alt hesap kullanılmaksızın çalıştırıldığı görülmekte. Ama bu hüküm, bu uygulamaya son verilmesi gerektiğini söylüyor. Aksi halde, sonuçların açıkça görülebilir bir şekilde görülebilmesi olanaksız hale gelecektir. Nitekim bu tür kayıtlar, bilirkişi raporlarının olumsuz sonuçlar vermesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
İşletmelerin ve özellikle serbest muhasebeci ile mali müşavirlerin envanter defterinde önceki alışkanlıklarının büyük bölümünü terk etmek durumunda olduklarını vurgulayan Nusret Kurdoğlu,” Eski Türk Ticaret Kanunu’nda genellikle herhangi bir yaptırım yoktu, bu nedenle de kimse yargısal bir zorunluluk doğmadıkça dönüp Türk Ticart Kanunu’na bakmıyordu. Sadece Vergi Usul Kanunu’nda bir takım yaptırımlar getirdiği için, herkeste bu kurallara uyum gayreti vardı. Şimdi ise durum farklı. Bu kanunun 64’üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci veya üçüncü cümlesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyenlere 4 bin TL, Yine Türk Ticaret Kanunu’nun 65’inci maddesine uygun olarak defterlerini tutmayanlara da aynı 5 bin 209 TL yaptırım var” dedi.
Cezaların fazlalaştığına dikkat çeken Kurdoğlu, “549’uncu maddede belirtilen belgeleri sahte olarak düzenleyenler ile ticari defterlere kasıtlı olarak gerçeğe aykırı kayıt yapanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz. Bu kanunun 358’inci maddesine aykırı olarak pay sahiplerine borç verenler, 300 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacak. Bu arada uygulanamayacağını umduğumuz bir başka yasa hükmü de bizleri tehdit ediyor. 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 278’inci Maddesinde, işlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişilerin bir yıla kadar hapsi öngörülmekte. Umarız bu madde bizler için de uygulanmaz” ifadelerini kullandı.