Raf ömrünün uzun olması ve büyüklükleri sebebiyle ithal çeşitlerin yoğun ilgi gördüğü ülkemizde, Mürdüm, Karaaslan gibi yerli erik çeşitleri neredeyse yok olma noktasına geldi. Bursalı köylü kadınlar ise, dedelerinden kalma birkaç ağacı hayatta tutarak, yerli erik çeşitlerinin hayatta kalmasını sağlıyor.
EMİR: BAZI BAHÇELERDE HİÇ KALMADI
Köylü kadınlardan Emine Emir, şunları dile getirdi: “Ağaçlar eskiden kalma, Mürdüm dediğimiz erik çeşididir. Nesli bitiyor. Herkeste birkaç tane ağaç kaldı, bazı bahçelerde ise hiç yok. Bir de Karaaslan eriği var. Şimdi bunları diken yok. Aslında eskiden bunları kuruturlarmış, kışın hoşaf yapıp içerlermiş. Bunları kurutup pekmez yaparlarmış. Pekmezi bunlardan yaparlarmış eskiden. Gelir de arayıp bulamayanlar var. Yani pazarda kimse bulamıyor, başka erikleri alıyorlar bunlar diye. Yaşlılar tadını da lezzetini de biliyor. Kilosu 5 lira. Diğer eriklerle fiyatları aynı.”
GÜNEY: BÜYÜK VE HORMONLU ERİKLERİ ALIYORLAR
Zeyni Güney ise dedelerinden kalma ağaçları kestirmediklerini dile getirdi. Güney, “Bu ağaçları dedelerimiz dikmiş. Biz de bunları kesmedik, üretiyoruz, satıyoruz, temizleyip bakıyoruz. Neslini tüketmemek için uğraşıyoruz. Bu erikleri bilenler gelip alıyor ama yeni nesil bilmiyor. Bilmedikleri için de nerede büyük, hormonlu ilaçlı erik var onları alıyorlar. Bu erikleri sadece yaşlılar biliyor.”
Kendi bahçesinde sadece bir tane Mürdüm eriği ağacı kaldığını vurgulayan Güney, “Bende bir tane ağaç var, komşumda iki tane var. Başka yok, nesli tükendi. Bunları kesip iri erikleri dikiyorlar. Biz direniyoruz ama ne kadar direniriz bilmiyorum.” diye konuştu.
Osmangazi Ziraat Odası Başkanı Hakan Ekim ise ithal eriklerin raf ömrünün uzun olması sebebiyle günümüzde daha çok rağbet gördüğünü ifade etti. Mürdüm ve Karaaslan gibi erik çeşitlerinin ticari açıdan fazla rağbet görmediğini ancak eski insanların bildiği ve sevdiği erik çeşitleri olduğunu kaydetti.