Birbirinden özel oyunların sahneleneceği 320 kişi kapasiteli Nilüfer Sahnesi, Ataevler’deki Basın Kültür Sarayı’nın 1. katında Bursa Gazeteciler Cemiyeti işbirliğinde Sabahyıldızı AŞ tarafından yaklaşık 500 bin dolarlık yatırımla Bursa’ya kazandırıldı.
16 Nisan Salı günü düzenlenecek törenle hizmete girecek olan BGC Nilüfer Sahnesi’ne ilişkin bilgi veren Sabahyıldızı AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Sabahyıldızı, şunları söyledi:
“BGC Nilüfer Sahnesi’nde öncelikle tiyatro oyunları sahnelenecek. Bunun yanı sıra, seminer, panel, söyleşi, konferans, konser ve çeşitli gösterilere de ev sahipliği yapacak. Nilüfer Sahnemiz, hemen girişte yaklaşık 300 metrekarelik bir de fuaye alanına sahip. Ses, akustik, ışık, kulis, teknik altyapı ve salon düzeniyle eksiksiz hizmet verecek olan Nilüfer Sahnesi, tiyatro severlere yönelik etkinliklerle ön plana çıkacak. Sabahyıldızı ailesi olarak Bursa’nın sosyal ve kültürel yaşamına Bursa Gazeteciler Cemiyeti işbirliğiyle katkıda bulunacak olmanın heyecanını yaşıyoruz” dedi.
Biletleri Nilüfer Sahnesi Gişesi’nden veya Biletix’ten alınabilecek olan oyunların detayları şöyle;
17 Nisan Çarşamba günü saat 20.30’da OKSİMORON
18 Nisan Perşembe günü saat 20.30’da SOKRATES'İN SON GECESİ
19 Nisan Cuma günü saat 20.30’da KARI KOCA İŞLERİ
20 Nisan Cumartesi günü saat 20.30’da AKCİĞER
21 Nisan Pazar günü saat 17.00’de ANLATILAN SENİN HİKÂYENDİR
23 Nisan Salı günü saat 20.30’da BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ
26 Nisan Cuma günü saat 20.30’da DÜĞÜM
27 Nisan Cumartesi günü 20.30’da FURUĞ FERRUHZÂD
17 NİSAN 2019 / ÇARŞAMBA / OKSİMORON
Birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavram bir araya geldiğinde, bu iki karşıt anlam bazen birbirini götürmek yerine yepyeni bir anlam doğurur. İşte oluşan bu yeni ifadeye ‘Oksimoron’ denir. XX ve XY. İki farklı kromozom dizisi. İki farklı cinsiyet, iki farklı bakış açısı... Kadın ve erkek! Doğal oksimoron...
Her şeyin ancak zıddıyla var olduğu evrensel düzende, varoluşunu bizzat kendi zıddına borçlu olan bu iki genetik mucize, varlıklarının sürekliliği için tek bir şeye ihtiyaç duyarlar: Dengeye...
Peki o dengeyi bulabilmek o kadar kolay mıdır? Semih’in beyninin içindeki kadın-erkek mücadelesinde o dengeyi ararken, kendinizi bulacaksınız.
Yazan: Robert Dubac, Çeviren: Özge Kayakutlu, Yöneten : Erdal Beşikçioğlu, Oynayan: Emre Karayel
18 NİSAN 2019 / PERŞEMBE / SOKRATES'İN SON GECESİ
Sokrates baldıran zehiri içerek ölüme mâhkum edilmiştir. Bu tarihi ana bir gece kala gardiyanı ile bugün de dünyanın her yerinde sınırları hâlâ tartışılmakta olan demokrasi, monarşi, özgürlük gibi konuları tartışırlar. Sokrates'in eşi Ksantipi eşini oradan kaçırmak üzere bir yolunu bulup cezaevine gelir ve işler karışmaya başlar. Bulgar yazar Stefan Tsanev'in yazdığı oyunda Sokrates, İsmail Bekir Ağlagül'ün çevirisiyle asırlar öncesinden düşünceleriyle kendimizi yeniden sorgulamamıza yardım edecek.
Oyuncular: Mehmet Atay, Oktay Dal, Hülya Dizmen, Yazan: Stefan Tsanev, Çeviren: İsmail Bekir Ağlagül, Yöneten: Mehmet Atay, Işık Tasarımı: Mimart, Afiş & Fotoğraf: Çağrıl Atay
Bu oyunu 16 yaşından küçükler izleyemeyecek…
19 NİSAN 2019 / CUMA / KARI KOCA İŞLERİ
"Eğlenmek bizimki evlenmekten ziyade. Ya da evli olmadan evlenmek. Biz sonramızı merak ettik. Öncemizi biliyorduk, öncemize güvendik. Şimdi hepsini anlatıyoruz. Çok eğlenerek! Belki dedik; belki sen de bizi merak edersin."
Oyuncular: Işık Selin Günçe, Yunus Günçe, Yazan - Yöneten: Yunus Günçe
Bu oyunu 18 yaşından küçükler izleyemeyecek…
20 NİSAN 2019 / CUMARTESİ / AKCİĞER
Ölümü yenmenin bir yolu da- belki de şimdilik bildiğimiz tek yol- neslin devamını sağlamak değil midir? Bizden sonra devam edecek dünyaya, bizden bir parça bırakmak. O parça da bizi biz yapan şeylerden hiç değilse birazının bu dünyada kalmaya devam edeceğine inanmak. Ben çocuğumda yaşayacağım! Ve dünyada kalmaya devam edeceğim.
Belki de sırf bu yüzden -bilincine varmadan- çocuklarımızı, bize benzemesi, bizim gibi davranması için bu kadar zorluyoruz. Gelecek dünyada onlarda var olmayı garanti altına almak için.
Peki ya bu gelecek dünyanın, bizim yaşam süremiz içinde yok olacağına dair bir kuşkumuz oluşursa. Hadi daha somut söyleyelim; iklim değişikliğinin insan hayatını bizim yaşam sürecimiz içinde yok edebileceği ihtimalinin çok ciddi bir olasılık olduğunu öğrenirsek, yine de çocuk yapar mıyız? Yapmaya kalkarsak bunu nasıl rasyonelize ederiz? Nasıl akla uydururuz? Ya da yapmamaya karar verirsek, milyonlarca senelik bu dürtüye nasıl karşı koyarız? Bu karşıtlık Akciğer ’de; bir gerçeği görmek ve görmezden gelmek arasında bir ileri, bir geri gidip gelen çaresiz bir çifte kara komedinin kumaşını dokuyor. Akciğer; iklim değişikliği eşiğinde ki bir dünyada, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan insanoğlunun bu sorusunu, ironik bir klişe ile soruyor; “Çocuk yapmalımı yapmamalı mı? İşte bütün mesele bu?”
Bu soru, bir çiftin içine düştüğü boşluğu ima eden boş bir alanda, delicesine dönüp duruyor. Sorunun sorulduğu ana sıkışmış bu çift, bu sorunun olası binlerce cevabının yarattığı karmaşa ile bir kaosa doğru hızla ilerliyor. Ve bu kaos giderek oyun kendi zamanını ve mekanını inşa ettiği bir yapıya, bir düzene doğru evriliyor.
Yöneten: Mehmet Birkiye, Yazan: Duncan Macmillan, Çeviren: Barış Arman, Dekor – Işık: Cem Yılmazer, Kostüm: Şirin Dağtekin, Oyuncular: Engin Hepileri, Nergis Öztürk
Bu oyunu 18 yaşından küçükler izleyemeyecek…
21 NİSAN 2019 / PAZAR / ANLATILAN SENİN HİKÂYENDİR
Bir insanı tanımak demek, onun hikayesini bilmek demektir." Gülerken ağladığımız, ağlarken güldüğümüz bir oyun bu.
Gürül gürül, usul usul akan ırmak, bir bardak çay sıcaklığı, bir dost meclisinin anason kokulu coşkusu var bu oyunda. Hayal desek, değil, gerçek desek, değil. Şarkılar, türküler, insan, kuş, ağaç, kitap, dağ, taş koyun koyuna bu oyunda. Ege Denizi'nin sakin, hülyalı, bilge maviliğinde koca yürekli bir destan bu oyun. Memet Dayı, Adriana, Stafili İbrahim, Fenerci Ahmet, Denizci Barış, Niko... Tanıyorsunuz onları. Evet, her birimizin hikayesi farklı, her birimiz başka iklimlerin çocuklarıyız, her birimiz başka hayatlar yaşıyoruz, doğru. Ama içimizdeki ses diyor ki, biz birbirimizin yabancısı değiliz. Bize insanlığımızı unutturmak isteyenlere inat, güler yüzlü ve umutlu bir başkaldırı bu oyun.
Merak ediyorsan, nedir bu insan, kimdir? "Anlatılan Senin Hikayendir."
Yazan-Yöneten: Cengiz Toraman, Oynayan: Levent Üzümcü, Müzik Direktörü: Oktay Köseoğlu, Dekor-Kostüm: Medina Yavuz ...
Oyun sonrası Kat3’de Levent Üzümcü ile imza ve söyleşi de yapılacak.
23 NİSAN 2019 / SALI / BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ
Ülkemizde oynanan ilk tek kişilik oyun olan Bir Delinin Hatıra Defteri'ni Genco Erkal 50 yıl sonra yeniden yorumluyor.
Nikolay Gogol'un en sevilen öykülerinden olan bir Delinin Hatıra Defteri 1965 yılında sahneye uyarlanmış ve ülkemizde ilk tek kişilik oyun olarak Genco Erkal tarafından Ankara Sanat Tiyatrosu'nda oynanmıştı. Yıllar boyunca sanatçı aynı eseri üç kez, üç değişik yorumla sahneledi. Şimdiki yapım oyunun 50. yıl kutlaması olarak gündeme geliyor. Gogol'un toplumsal kara mizah başyapıtı bir kez daha güldürürken içimizi acıtacak.
Yazan: Nikolay Gogol, Türkçesi: Coşkun Tunçtan, Uyarlayan-Yöneten-Oynayan: Genco Erkal, Müzik: Mete Sakpınar, Sahne Tasarımı: Duygu Sağıroğlu, Giysi: Özlem Kaya, Fotoğraf: Vedat Açıkalın.
26 NİSAN 2019 / CUMA / DÜĞÜM
Saat 14.45... Bir devlet okulu... Uzaklaştırma cezası almış oğlu için okula gelen bir Anne... Ve bir Öğretmen. "Bu okul yalnızca küçük bir kutu. Daha birçok kutuyla dolu. O kutulardan birine de oğlumu tıkıştırmaya kalktınız. O da kutunun kendisine dar geldiğini anlayınca..."
Yazan: Johanna Adams, Çeviren: Buğra Koçtepe, Yöneten: Arif Akkaya, Oynayanlar: Güliz Pilge, Selda Orpak.
27 NİSAN 2019 / CUMARTESİ / FURUĞ FERRUHZÂD
Furuğ Ferruhzâd… 1935’te İran’da doğan, inançların, geleneklerin, sistemin kadınları içine aldığı cendereye isyanla geçen, topu topu 32 yıllık yaşamında Fars şiirine vurduğu damganın yanı sıra sanatın neredeyse her dalında iz bırakan eşsiz bir kadın… Furuğ Ferruhzâd için ürünleri ve yaşamı en güçlü paralellik kuran şairlerden biri diyebiliriz. Oyunda da bu dizge izlenerek hayatındaki önemli kesitlerin ve bu kesitlerdeki şiirlerinin toplamı işlenmektedir.
Oyunlaştıran ve Yöneten - Harun Güzeloğlu, Oynayan - Derya Günaydın, Çeviren - Haşim Hüsrevşahi, Genel Koordinatör – İzlem Oktay.